CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, cinsel istismar suçunda mağdur ile failin evlenmesi durumunda cezanın ertelenmesini öngören yasa teklifinin komisyona geri çekilmesine ilişkin olarak, "Eğer bugün, AKP geri adım atmışsa bu adımı geri attıran bu ülkenin yiğit kadınlarıdır" dedi.
CHP'nin bugünkü grup toplantısında cinsel istismar önergesini protesto için kadınlar yer aldı. Kılıçdaroğlu, AKP Kadın Kolları'na kadınlara seslenerek, "Tecavüzcülere af getiriyorlar, şimdi artık o çatının altından ayrılmak zorundasınız" ifadesini kullandı. Kılıçdaroğlu, konuşmasının mikrofon sisteminin bozulmasını hatırlatarak, "Sizler geldiniz, sesiniz duyulmasın diye TBMM'nin ses sistemini bozdular. Ses sistemini bozdular. Meclis televizyonunu kapattılar. Meclis Başkanı'na sesleniyorum; sende onur varsa, kimlik varsa, sende ahlak varsa bunu yapan adamı çıkarırsın kapının önüne koyarsın. Yoksa bütün suçlamaları sana aynen gönderiyorum" ifadesini kullandı.
Kılıçdaroğlu, 15 Temmuz'da hayatını kaybedenlerin çocukları ve kardeşlerine zorunlu askerlikten muaf uygulamasının getirilmesine diğer şehit ailelerini hatırlatarak, "Binali Yıldırım da duysun, bakanlar da Saray'daki zat da duysun. Bu düzenlemeyi yapan, şehitler arasında ayrım yapan insanlar haindirler" diye konuştu.
Kılıçdaroğlu'nun açıklamalarından satır başları şöyle:
Sevgili kadınlar, size hitap etmek istiyorum; bu ülkenin geleceği sizin ellerinizde. Çocuklarımızı siz yetiştiriyorsunuz, en büyük dersi annemden aldım. Ömer Lütfi Baydar, NATO Asamblesi Başkan Yardımcılığına seçildi, onu kutluyoruz.
Bugün esnaf kardeşlerimizin sorunlarını aktaracaktım ama gündem çok hızlı gelişti. Türkiye tarihinin en ciddi krizlerinden birini yaşıyor, kamyonu patlamış fren gibi yokuş aşağı gidiyor Türkiye. İşveren yatırım yapmıyor, dolar almış başını gidiyor, bunların tek bir düşüncesi var; tecavüzcüleri hapishaneden nasıl kurtarırız diye. Önce bu ülkenin bütün kadınlarına yürekten teşekkür ediyorum. Eğer bugün, hiçbir ayrım yapmadan tarlada çalışan, evinde oturan, büroda çalışan, sokakta gezen vatandaşın halini hatırını soran bütün kadın kardeşlerime yürekten şükranlarımı sunuyorum. Onların gücü bu teklifin geri alınmasını sağladı. İlk kez kadınlar güçlerinin farkına vardılar. Önümüzde önemli bir süreç daha var, Türkiye eğitimden savunmasına, teröre kadar bir bataklığın içine sürüklenmiş vaziyette. Bu bataklıktan Türkiye'yi kadınlar kurtaracak, buna güveniyorum.
Size küçük bir bilgi vermek isterim, sizler genelde Genel Kurul'u görürsünüz,ama ondan önce komisyonlar vardır. Dolayısıyla kanun teklifleri ve tasarıları bu komisyonlara gelir ondan sonra Genel Kurul'a gelir. Bu önerge bir gece yarısı önerge bir teklife eklenmiştir. Ben bildiğimi yaparım anlayışıyla verilmiştir. Yani komisyonlarda görüşülmemiştir, parlamentoda siyasi partilerin görüşleri sorulmamıştır. Önerge, CHP'nin girişimleri sonucu yeterli çoğunluğu bulamadığı için bugüne sarkmıştır. Kadınlar gücünü göstermiştir, ne kadar güçlü olduklarını ortaya koymuşlardır, ve iktidardaki bir siyasal parti bu teklifi geri çekmek zorunda kalmıştır. Şu çok önemli; bugüne kadar ne kadar ciddi sorunlar çıkmışsa, bu sorunların temelinde gece yarısı verilen önergeler yatmaktadır.. Gece yarısı önergelerine biz karşı çıkıyoruz, bütün siyasi partilerin de ortaya çıkması lazım. İnsan gibi görüşüp tartışmak, uzlaşmak varken, ülkenin sorunlarını çözmek varken yeni sorunlar üreten önergeleri kabul ettirmemeliyiz. Kabul ettirmediniz, size yürekten şükranlarımı sunuyorum. Bakınız Prof. Adem Sözüer "Bu önerge kanunlaşırsa 10 kişi, 15 yaşından küçük kıza cinsel istismarda bulunup biriyle evlendirilirse hepsi affedilir" diyor. Böyle bir şeyi kabul edemeyiz. Bu arada, özellikle AKP için oy toplayan kadın kardeşlerime seslenmek istiyorum; yıllarınızı verdiniz, emekler verdiniz. Sizin yaptığınız çalışmaların değerini bilmediler. Sizin kız çocuklarınızın değerini bilmediler Tecavüzcülere af getiriyorlar, şimdi artık o çatının ayrılmak zorundasınız. Ayrılın ve gelin!
Adalet Bakanı şu açıklamayı yapıyor; tamamen ailelerin ve küçüğün rızasıyla yapılmış işler diyor. Küçük bir çocuğun rızasından nasıl söz edersiniz. Adı üstünde çocuk, elma şekeriyle mi kandıracaksınız evlenmesi için. O yüzden size tekrar tekrar yürekten teşekkür ediyorum kadın kardeşlerim. Bazıları da bunu dini referans vererek bir anlamda kabul edilebilir noktaya getirmek istediler. Kadın kardeşlerimi şunu söylemek isterim; Mehmet Keskin şunu söylüyor; Evlenebilmek için reşit olmak zorunluluğunun olduğunu belirten Keskin, İslam Alemlerinde bunun en az 18, kızların da 17 yaşını doldurduğu zaman reşit olduğunu kabul eder. Bu yaştan küçükler çocuk sayılırlar. Çocukların evlendirilmeleri toplumu vahim sonuçlara sürükleyecektir. Evet, onların da kulağına küpe olsun. Türkiye'nin derdine bakın, onların derdine bakın. Şu soruyu ben merak ediyorum; bu önerge kimin için verildi. Kimin hapisten çıkması, yurt dışında ise Türkiye'ye rahat gelmesi için verildi. Bunun yanıtını arkadaşlarımız soracaklar. Hem komisyonda hem genel kurulda. Siz de sokaklarda sorun, gördüğünüz her AKP'liye sorun. Bakınız Türkiye'nin derdine bakınız bunların derdine bakınız. Dolar almış başını gidiyor, yatırım yapmıyor iş adamı, "Önümü göremiyorum" diyor. Doların bir kuruş değer kazanmasının maliyeti, 2 milyar 100 milyon dolar. Dolar değer kazanıp Türk Lirası değer kaybederken hep beraber kaybediyoruz. Bu sorunu çözmemiz gerekiyor. Esnafın siftah yapması için ekonomiyi güçlendirmemiz gerekiyor, onlar bunu değil, onlar "Bir tecavüzcüyü nasıl hapisten kurtarırız"ın derdindeler.
Sevgili anneler; Türkiye'nin çok sorunları olduğunu söyledim, siyaset kurumunun bunları çözmesi gerekiyor ama AKP'nin sorun çözme kapasitesi yoktur, bunu kaybetmiştir. Bugün KHK yayınlandı, şehitler arasında ayrım yapmışlardı, şimdi bunu derinleştirmişlerdir. 15 Temmuz şehitlerinin kardeşleri, çocukları arzu ederlerse askerlik yapmayacaklar. Açık ve net söylüyorum; Binali Yıldırım da duysun, bakanlar da Saray'daki zat da duysun. Bu düzenlemeyi yapan, şehitler arasında ayrım yapan insanlar haindirler.
Şehitler arasında ayrım yapılır mı, evladını askere göndermiş, bu ülkenin güzelliği, bağımsızlığı için. Şehit veren annenin gözyaşları arasına farklılık getirilir mi? Bütün şehit yakınlarına sesleniyorum; AKP'yi, adaleti ve kalkınmayı unutan partiyi şimdi hepiniz yakından tanıyorsunuz. Ayrımcılık yapıyor, bölücülük yapıyor. Bu partiden ülkeye, kadınlara, çocuklara, esnafa, sanayiciye hayır gelmez. Ben son olarak şu mesajı vermek istiyorum; kimse umutsuzluğa kapılmasın, kimsenin umutsuzluğa kapılmaya hakkı da yetkisi de yoktur. Bu ülkenin kadınları ve anneleri vardır. Herkes bunu bilmelidir.
Şimdi, rejimi değiştirmeye kalkıyorlar. Parlamenter demokratik sistemden, halkın seçtiği vekillerden, yargının bağımsızlığından, medyanın özgürlüğünden, üniversitelerin özerkliğinden hoşlanmıyorlar. Diyorlar ki; bütün yetkiyi bir kişiye verelim, kurtulalım. Bunu arzu ediyor musunuz? Bu ülkenin bütün kadınlarına sesleniyorum. Çocuklarınız güzel bir ülkede yaşasın istiyorsanız demokratik parlamenter sisteme hep birlikte sahip çıkacağız. Hapisteki gazetecilere hep birlikte sahip çıkacağız. "Efendim rejimi değiştirmiyoruz, 1923'te kaldı o" diyorlar. Sanıyorlar ki çocuk kandıracaklar. Sizi kandırdıklarını biliyoruz. PKK, IŞİD kandırdı. Onlar sürekli kandırıldılar, bizi de kandıracaklarını sanıyorlar. Biz kandırılmayız. Binali Yıldırım'a açık ve net çağrıda bulunuyorum; başbakansan koltuğuna sahip çık. Başbakansan başbakanlığa sahip çık. 100 binin üstünde kamu görevlisi, ya işine son verildi veya açığa alındı. İçlerinde bir tane siyasetçi var mı? Nerede bu işin siyasi sorumlusu? FETÖ ile aynı yatakta yatanlar nerede şimdi? Paralel gidenler nerelerdeler şimdi? Hesabını soracağız. Hesabını soracağız, siyasi ayağını çıkarmak için hesabını soracağız. Sormazsak namerdim.
Diyorlar ki; FETÖ bizi kandırdı. Biz saftık, ama Kılıçdaroğlu bunların hepsini biliyordu, o zaman o yargılansın. Ben yargılanmaya hazırım, kendine güveniyorsan sen de gel, beraber yargılanalım. Gelemezler biliyorum. Kendilerinin içinde dünya kadar FETÖ'cü var biliyoruz, bunların gücü gazetecilere, yazarlara, akademisyenlere yetiyor. Bunların gücü başkasına yetmiyor, çünkü onlardan intikam almak istiyorlar. Yani gazetecilerden, yazarlardan intikam almak istiyorlar. O nedenle size mağdur olan iki olaydan söz edeceğim:
Bir polis eşi, polis tutuklanıyor. Polisin eşi özel sektörde çalışıyor. Valilik yazı yazıyor, bu polis tutuklandı, bunun eşi özel sektörde çalışıyor, bunun işine son verin diye. Şimdi Allah aşkına, tüm kadınlara sesleniyorum, bir aileden intikam alır gibi, hadi kocası suç işledi, kadının ne günahı var? Çocuklarına nasıl bakacak o kadın. İşine son verin diyor ya Vali. Ağacın kökünü yesin demişlerdi, o gariban çocuklar var. Onlar ağaç kökü asla yemeyecek, bütün mazlumlara sahip çıkacağız. Eğer bir şey yiyecek bir şey varsa sen zıkkımın kökü yer.
Yine bir yazı; Jandarmadan gidiyor. Diyor ki; aşağıda kimlikleri yazılı şahısların ve çocuklarını kurumunuzda herhangi bir kaydının bulunup bulunmadığını bize bildirin. Çocukların ne günahı var, çocukları da istiyor, fişliyor. Ben diyorum ya bunların yatacak yeri yok diye. Sevgili peygamberimizin Veda Hutbesi... İnsan Hakları Bildirgesi olarak yorumlanır. "Herkes kendi işlediği suçtan sorumludur. Birinin işlediği suç babasına, evladına yüklenemez" Peki onlar ne yapıyorlar? Hem Müslüman geçiniyorlar, hem de küçük çocukların bile nafakalarını ellerinden alıyorlar. Bunlar büyük günah içindeler, bunlar liyakatı kaldırdılar devleti çökerttiler. Bugün geldikleri nokta budur.
Hep birlikte bugün sizler geldiniz. Şeref verdiniz, onur verdiniz, sizler geldiniz, sesiniz duyulmasın diye TBMM'nin ses sistemini bozdular. Ses sistemini bozdular. Meclis televizyonunu kapattılar. Meclis başkanına sesleniyorum; sende onur varsa, kimlik varsa, sende ahlak varsa bunu yapan adamı çıkarırsın kapının önüne koyarsın. Yoksa bütün suçlamaları sana aynen gönderiyorum.
Parlamentoya sahip çıkmayan, parlamentonun onuruna sahip çıkamaz. Bir toplantıyı sabote edene ses çıkarmayan kişiye Meclis Başkanı denemez. Kadınlardan korkan birisine erkek denemez. Bu ülkenin güzel kadınları, sizler için şiirler yazıldı. Sizler için romanlar yazıldı, filmler çekildi. Sizler evinizin direği oldunuz. Çocuğunuzu sinek ısırsa bile acıdı mı diye üstüne titrersiniz. Ve şimdi, yine ülkenize sahip çıkıyorsunuz, çocuklarınıza sahip çıktığınız gibi. Hiç kimse şunu unutmasın, hiçbir kadın şunu unutmasın, sizlere seçme ve seçilme hakkını veren kişi Gazi Mustafa Kemal Atatürk'tür.
İsviçre'den önce, Japonya'dan, Fransa'dan önce verdi kadına seçme ve seçilme hakkını. O büyük adamın bize miras olarak bıraktığı cumhuriyeti tam demokrasiyle taçlandırdığımız zaman evlerimizde huzur içinde oturacağız. Onlar korkuyorlar, biz korkmayacağız. Biz namuslu insanlarız, biz ülkemizi seviyoruz. Biz terör nereden ve nasıl gelirse gelsin teröre karşı onurlu ve dik duruyoruz. Biz, biz adaleti savunuyoruz. Adaletin olmadığı yerde devlet olmaz. Kadın erkek eşitliği olmaz. Adaletin olmadığı yerde insanlık olmaz. Aklımızı kullanacağız, eğitim sistemini söz veriyorum tepeden tırnağa değiştireceğiz. Tepeden tırnağa. Bir ülkeyi çökertmek içn işgal etmenize, bombalamanıza gerek yok. Eğitim sistemini bozun, ülkeyi çökertirsiniz. AKP'nin yaptığı budur. AKP'li kadınlara sesleniyorum, size ihanet edenleri, çocuklarınıza ihanet edenleri bırakın, kadın erkek eşitliğini sonuna kadar savunan partiye gelin. CHP'ye gelin. Geçen hafta demiştim ki; esnaf kardeşlerim bana sorunlarınızı yazabilirsiniz, esnaf kardeşlerim sorunlarını aktardılar, önümüzdeki hafta o konuya gireceğim. Bir konu var ki çok önemli, turist gelmedi diye Alanya'da bir grup esnaf turist duasına çıktı. O esnaf kardeşlerime seslenmek istiyorum; turist buraya niye gelmiyor diye soracaksınız. Eğer o dualarınızda AKP gitsin derseniz vallahi de billahi de turist gelir.