CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, anayasa değişikliği kampanyasının son gününde seçmene seslendiği konuşmasında "15 Temmuz'u unutmadık. Kol kola, omuz omuza gidiyorlardı. Ne istediniz de vermedik, diyen ben miyim o mudur? Devleti teslim ettiniz. Orduyu, polisi, üniversiteleri, esnaf kuruluşlarını teslim ettiler. Sonra ne oldu? 15 Temmuz darbe girişimi oldu" dedi.
Doğan Haber Ajansı'ndan (DHA) Bahar Demirel'in haberine göre, CHP Genel Başkanı Kılıçdaroğlu, Ankara'nın Polatlı ilçesinde halk buluşmasına katılarak, başkentlilere hitap etti. Anayasa değişikliği için yarın gerçekleştirilecek referanduma ilişkin açıklamalarda bulunan Kılıçdaroğlu, herkesin karar alırken, dikkatli olması gerektiğini vurguladı. Kılıçdaroğlu, "Bu, sıradan bir seçim değil. Bir partiyi seçmeyeceğiz. Bir kişiyi de seçmeyeceğiz. Türkiye'nin geleceğini oyluyoruz. Meclis'in yetkileri, elinden alınmak isteniyor. Hangi yetkiler? Bir milletvekili, hangi partiden olursa olsun TBMM kürsüsüne çıkıp, bir bakana soru dahi soramayacak. Çünkü sözlü soru sormak, bu anayasa değişikliğiyle kaldırılıyor. Nasıl oluyor da 80 milyonun seçip, TBMM'ye gönderdiği bir milletvekili, bakana soru soramayacak? Bakana 'Gel, bu soruya cevap ver' diyemeyecek ve o bakan da tenezzül edip, TBMM'ye gelmeyecek. Bu mudur demokrasi? Böyle demokrasi olur mu? Bir milletvekili, bakana soru soramayacak da ne yapacak Meclis'te?" diye konuştu.
Anayasa değişikliğiyle yetkilerin bir kişiye verileceğini savunan Kılıçdaroğlu, "Tek başına OHAL ilan edecek. Meclis, hikaye. Yetkisi elinden alınıyor. Tek başına ilan edecek, 3 ay sonra Meclis'e gelecek. 3 ay içerisinde istediğini yapacak. Kurulacak hükümetin programı, TBMM'de görüşülmeyecek. Neden? TBMM'den güven oyu almayacak. Neden? Bu Meclis, hükümetin programını dinlemeyecekse hükümete güven oyu vermeyecekse bu hükümet yoluna nasıl devam edecek?" dedi.
'Tek adam' tartışmasına da değinen CHP lideri Kılıçdaroğlu, şunları söyledi: "Diyorlar ki 'Gazi Mustafa Kemal Atatürk de tek adamdı'. Hayatının hiçbir döneminde Gazi Mustafa Kemal Atatürk, tek adam olmadı. Erzurum Kongresi'nde, Sivas Kongresi'nde tek adam mıydı? 23 Nisan 1920'de, Meclis açıldığında tek adam mıydı? Bunu ben söylemiyorum. Bunu Celal Bayar'ın kızı Nilüfer Hanım söylüyor. Atatürk, hayatının hiçbir döneminde tek adam olmak istememiştir; diye. Atatürk, 'Hakimiyet, bila kaydü şart milletindir' demiştir. Hangi tek adamdan söz ediyorlar? Kendileri tek adam olmak istiyorlar. Her şeyde ben karar vereceğim, diyorlar"
Yetkilerin bir kişiye verilmesinin faturasının ağır olacağını dile getiren CHP Genel Başkanı Kılıçdaroğlu, şöyle devam etti: "15 Temmuz'u unutmadık. Kol kola, omuz omuza gidiyorlardı. Ne istediniz de vermedik, diyen ben miyim o mudur? Devleti teslim ettiniz. Orduyu, polisi, üniversiteleri, esnaf kuruluşlarını teslim ettiler. Sonra ne oldu? 15 Temmuz darbe girişimi oldu. Bunları hiç kimsenin unutmaması lazım. Bütün yetkileri bir kişiye veriyoruz. Devletteki bütün kadroların niteliklerini bir kişi belirleyecek, TBMM değil. O bir kişiyi satın aldığınızda, ikna ettiğinizde veya kandırdığınızda en geç 24 saat içinde Türkiye Cumhuriyeti devletini birine teslim edersiniz"
Anayasa değişikliği halk oylamasının bir parti değil, memleket meselesi olduğunu vurgulayan Kılıçdaroğlu, "Bunun sağı, solu yok. Bunun partisi yok. Bunun lideri yok. Bu, bir memleket meselesidir. Ben bütün ülkücü, milliyetçi, mütedeyyin, liberal, demokrat, sosyal demokrat kardeşlerime sesleniyorum veya hiçbir partiye ilgi duymayan vatandaşlarıma sesleniyorum. Gün, memleket günüdür. Sandığa giderken, hepimizin düşünmesi lazım. Oy kullanırken, Türkiye'yi, çocuklarımızı, vatanımızı ve bayrağımızı düşüneceğiz. Oyumuzu öyle kullanacağız. 'Evet' oyunun vebali çok ağırdır. Kimse altından kalkamaz. Hesabını kimse veremez. Sonu belirsiz bir tehlikeli sürecin içine Türkiye'yi sokmak, ağır bir bedeldir. Bir kişiye Türkiye Cumhuriyeti devletini teslim etmek, ağır bir vebaldir" dedi.
Parlamentonun itibarıyla oynandığını ileri süren Kılıçdaroğlu, "Bugün Sayın Cumhurbaşkanı, bir yere gittiğinde ona TBMM Başkanı vekalet eder. Neden? Çünkü TBMM Başkanı, seçimle gelmiştir. Milletvekilidir, Meclis'te seçilmiştir ve bütün parti gruplarına karşı tarafsızdır. Yeni getirilen modelde ne diyor? Cumhurbaşkanı, bir yere gittiğinde ona vekaleti seçimle gelen değil; atamayla gelen birisi yapacak. Atamayla gelen birisi Türkiye Cumhuriyeti devletini temsil edecek. Allah aşkına buna sizin vicdanınız 'evet' diyor mu? Seçimle gelmeyen dönemlerde kimler Türkiye'yi temsil etmiştir? 12 Eylül darbesinden sonra darbeciler, seçimle gelmediler; ama Türkiye'yi temsil ettiler. Şimdi biz, darbeci dönemlere öykünüyoruz. O dönemlere Türkiye'yi götürüyoruz. Seçimden niye korkuyoruz? Neden Türkiye'yi seçimle gelen biri temsil etmesin? Neden TBMM'yi bu kadar aşağılıyoruz?" diye konuştu.
'Suriyeli mültecilere vatandaşlık' konusuna da değinen CHP lideri Kılıçdaroğlu, şunları söyledi: "Diyorlar ki 'Evet, oyunu verin; Suriyelilere vatandaşlık vereceğiz'. Kabul ediyor musunuz? Eğer bu referandumdan 'evet' çıkarsa Bakanlar Kurulu yok. Başbakan da yok. Dolayısıyla vatandaşlık vermek için Bakanlar Kurulu kararı gerekiyor. Değişiklik gerçekleşir, yeni rejim olursa tek adam rejiminde Bakanlar Kurulu, yok. Bir adam oturacak, herkese 'Sana vatandaşlığı verdim' diyecek. Ben Suriyelilere karşı değilim; ama Suriyelilerin 81 ile dağılmasına karşıyım. Suriyeliler, Türkiye'nin bir bölgesinde olmalı. Onlara her türlü yardımı yapalım. Okulunu, sinemasını, her şeyi yapalım. Bizim çocuklarımız El Bab'a gidiyor, Suriye için; Suriye'nin gençleri Ankara'da, İstanbul'da volta atıyor. Bu, doğru değil"