Kılıçdaroğlu: Köstebek arkadaşın mı?

Kılıçdaroğlu: Köstebek arkadaşın mı?

T24 - CHP lideri Kemal Kılıçdaroğlu, Başbakan Erdoğan’a Deniz Feneri soruşturmasında arama yapılacağını haber verenin kim olduğunu sordu. Kılıçdaroğlu, “Senin en yakın arkadaşlarından biri mi?” dedi. Kılıçdaroğlu, parti genel merkezinde düzenlenen CHP Kadın Kolları Çalışma Toplantısı'nın açılışında konuştu. Kürsüye geldiği sırada salonda çalınan Zülfü Livaneli'nin "Ey Özgürlük" şarkısına atıfta bulunan Kılıçdaroğlu, "Özgürlüğü hayatın her alanında isteyeceğiz, tabii ki doğal olarak tutuklu milletvekillerimiz için de isteyeceğiz" dedi. Demokrasi ve özgürlükler açısından kaygıları olduğunu belirten Kılıçdaroğlu, ancak bu kaygıların medyada yeterince yer bulamadığını ifade ederek "Çünkü özgür bir medyamız yok. Medyanın özgür olmadığı bir ortamda toplum da özgür olamaz" diye konuştu.

CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, Almanya'da "yüzyılın soygunu" olarak adlandırılan Deniz Feneri e.V.'ye AKP'nin "kol kanat gerdiğini", yolsuzluğu örten bir anlayışın hiçbir dinde olmadığını dile getirerek, "Eğer böyle bir grup dünyada yoksa o zaman AKP yeni bir ahlak, yeni bir kültür, yeni bir din arayışı içindedir. Yolsuzluğu örten, kul hakkı yiyenlere kol kanat geren bir anlayış. Bunun Müslümanlıkla yakından uzaktan ilgisi yoktur" dedi.

CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, insanların inançlarını sömürerek topladıkları paraları kullanan bir mekanizmaya AKP'nin "kol kanat gerdiğini" savunarak, "Hangi ahlak, hangi din, hangi kültürde var bu, çıkıp anlatsınlar. Eğer bana bunun cevabını verirlerse, eyvallah. Diyeceğim ki falan dinde, falan kültürde, falan ahlakta varmış, bunlar da o gruptanmış. Eğer böyle bir grup dünyada yoksa o zaman AKP yeni bir ahlak, yeni bir kültür, yeni bir din arayışı içindedir. Yolsuzluğu örten, kul hakkı yiyenlere kol kanat geren bir anlayış. Bunun Müslümanlıkla yakından uzaktan ilgisi yoktur" dedi.

Geçen haftalarda Deniz Feneri soruşturması konusunda bir basın toplantısı düzenlediğini ve bu toplantıda Başbakan'a "Mahkemenin arama kararını Deniz Feneri'nin yetkililerine bildiren köstebek kim, bu köstebek senin en yakın çalışma arkadaşlarından birisi mi?" diye sorduğunu anımsatan Kılıçdaroğlu, "Bir laf etsem elli yerden cevap gelir, bu lafıma hiçbir yerden cevap gelmiyor. Niye gelmiyor, merak ediyorum. Her türlü hakareti yaparlardı değil mi, pekiyi burada niye dut yemiş bülbüle döndüler?" diye konuştu. Başbakan'a Deniz Feneri'nde arama yapılacağını ilgililere bildiren köstebeğin kim olduğunu tekrar soran Kılıçdaroğlu, şöyle konuştu:

"Almanya'da yüzyılın soygunu diye adlandırılıyordu, bizde de yüzyılın örtüsüne dönüştü. Akıl mantık alacak şey değil. Yeri gelince kul hakkı derler, mangalda kül bırakmazlar. Ben merak ediyorum, insanların en temiz duygularını, inançlarını sömürüp onlardan topladıkları paralarla özel çıkarları için bu paraları kullanan bir mekanizmaya siz nasıl kol kanat gerersiniz? Hangi ahlak, hangi din, hangi kültürde var bu, çıkıp anlatsınlar. Eğer bana bunun cevabını verirlerse, eyvallah. Diyeceğim ki falan dinde, falan kültürde, falan ahlakta varmış, bunlar da o gruptanmış. Eğer böyle bir grup dünyada yoksa o zaman AKP yeni bir ahlak, yeni bir kültür, yeni bir din arayışı içindedir. Yolsuzluğu örten, kul hakkı yiyenlere kol kanat geren bir anlayış. Bunun Müslümanlıkla yakından uzaktan ilgisi yoktur. Bunu yapan adamın da Müslümanlıkla ilgisi yoktur."   Kılıçdaroğlu: Sen terörü bitirmek için çaba harcamıyorsunuzCHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, Başbakan Recep Tayyip Erdoğan'ın terör saldırılarıyla ilgili olarak yaptığı "Ciğerim yanıyor" açıklamasına yanıt verirken, "Allah aşkına ciğerin yanıyorsa, bu terör belasına karşı özel temsilcini gönderdin. Özel temsilciyi niye gönderiyor, "Seçimlerde bir şey olmasın da ben iktidarımı koruyayım' diye. Sen terörü bitirmek için çaba harcamıyorsun" dedi.

Terörün birinci sorumlusunun "sıfır terörle ülkeyi devralıp terör batağına ülkeyi sürükleyen mevcut iktidar" olduğunu söyleyen Kılıçdaroğlu, "Şimdi ben sormayacak mıyım, Başbakanlık yan gelip yatma yeri midir? Tabii beyefendiler için bir şey yok, bir yere giderken bin tane koruma var, onlara bir şey olmaz. Olan kime oluyor, korumasız garibana oluyor, kadına kıza, çoluğa çocuğa oluyor. O açıdan hepimizin üzerine düşen görev, teröre karşıyız. Ama onunla ilişkilerini kapalı kapılar ardında özel görüşmeye dönüştüren AKP'nin de maskesini indirmek zorundayız, bu da bizim görevimiz" diye konuştu.

CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, Başbakan Recep Tayyip Erdoğan'ın terör saldırılarıyla ilgili olarak yaptığı "Ciğerim yanıyor" açıklamasına yanıt verirken "Allah aşkına ciğerin yanıyorsa, bu terör belasına karşı özel temsilcini gönderdin. Özel temsilciyi niye gönderiyor, "Seçimlerde bir şey olmasın da ben iktidarımı koruyayım' diye. Sen terörü bitirmek için çaba harcamıyorsun" dedi.

Kürsüye geldiği sırada salonda çalınan Zülfü Livaneli'nin "Ey Özgürlük" şarkısına atıfta bulunan Kılıçdaroğlu, "Özgürlüğü hayatın her alanında isteyeceğiz, tabii ki doğal olarak tutuklu milletvekillerimiz için de isteyeceğiz" dedi. Demokrasi ve özgürlükler açısından kaygıları olduğunu belirten Kılıçdaroğlu, ancak bu kaygıların medyada yeterince yer bulamadığını ifade ederek "Çünkü özgür bir medyamız yok. Medyanın özgür olmadığı bir ortamda toplum da özgür olamaz" diye konuştu.

 

"Erzurum'daki HES direnişini yapan kadınları alkışlıyoruz"

Türkiye'deki bütün kadınlara "Evinize geliniz, CHP sizin evinizdir" diyerek partiye üye olarak siyasi mücadeleye katılma çağrısında bulunan Kılıçdaroğlu, "Kadın erkek eşitliğine inanılmayan bir toplumda zaten demokrasi olmaz. Demokrasinin var olabilmesi için siyasete kadın eli değmesi lazım, nezaketin değmesi lazım, direnişin değmesi lazım" dedi. Kılıçdaroğlu, Erzurum'da HES projesine karşı direniş başlatan kadınları kastederek "Erzurum'daki kadınların direnişini nasıl saygıyla anmayız, nasıl o kadınları alkışlamayız" diye sordu. Demokrasinin güçlenmesinin kadın hareketinin güçlenmesinden geçtiğini vurgulayan Kılıçdaroğlu, "Neden Erzurum'daki HES direnişini yapan kadınlara onlar Nene Hatun'un çocuklarıdır diyebiliyorum; çünkü haksızlığa kadınlar direniyor. Orada erkekler direnmiyor dikkat edin, kadınlar direniyorlar. Çünkü kesilen suyun, evlerindeki ekmeği keseceğini, onlara ne kadar ağır bir fatura olarak döneceğini çok iyi biliyorlar. O açıdan bu ülkede demokrasi kökleşecekse, demokrasi güçlenecekse, insan onuruna saygı duyulacaksa bunun yolu kadın hareketinden geçecektir. O görev de sizlerindir" diye konuştu.

 

"Kurultaylardan korkmamak lazım"

Kılıçdaroğlu, CHP Kadın Kolları'nda son kurultayın 1996'da yapıldığını, en kısa sürede kadın kolları kurultayını yapacaklarını belirterek şöyle konuştu:

"Atamayla kadın kolları olmaz arkadaşlar. Direneceksiniz, mücadele edeceksiniz, seçimle geleceksiniz. Aynı şeyi gençler için de söyledim, atamayla gençlik kolları mı olur? Farklı gruplar olmalı, mücadele edilmeli, siyasette mücadeleyi öğrenmeliler. Önce kendi evlerinde mücadele ederek belli yerlere gelmeliler ki Türkiye'de de direnmenin, seçimin, mücadele etmenin ne olduğunu bilecekler ki partiyi iktidara taşıyabilsinler. Onun için mücadelenin yolu kurultaylardan geçiyor. Kurultaylardan korkmamak lazım, çünkü o kurultaylar heyecan verir, güç verir, kararlılık verir, daha onurlu bir duruş verir. Atamayla olduğu zaman bu maya tutmuyor."

 

"Başbakan terörü bitirmek için çaba harcamıyor"

Kılıçdaroğlu, son dönemde artan terör saldırılarına da değinerek "Terör belası yakamızı bir türlü bırakmıyor. Geçen gün doğuda bir ilimizde dört kız çocuğunun öldürülmesini hangi vicdan kaldırabilir? Bu masum insanlara bomba atmak, kurşunlamak, onları öldürmek hangi vicdanın kabul edebileceği bir olaydır? Terörü bu toplumdan silip atmak zorundayız. Ucuz bir laf bulmuşuz, "Analar ağlamasın.' Söylemek kolay da ateşin düştüğü yerdeki anaya nasıl ağlama diyeceksiniz?" diye konuştu.

Başbakan Recep Tayyip Erdoğan'ın terör saldırılarıyla ilgili olarak yaptığı "Ciğerim yanıyor" açıklamasını hatırlatan Kılıçdaroğlu, "Allah aşkına ciğerin yanıyorsa, bu terör belasına karşı özel temsilcini gönderdin. Özel temsilciyi niye gönderiyor, "Seçimlerde bir şey olmasın da ben iktidarımı koruyayım' diye. Sen terörü bitirmek için çaba harcamıyorsun" dedi. "Fırat'ın kenarında bir koyun kaybolsa bunun hesabını Hazreti Ömer'den sorarlar" sözüne göndermede bulunan Kılıçdaroğlu, "Bırakın Fırat'ın kenarında koyunun kaybolmasını, öğretmenlerimiz kaçırılıyor, insanlarımız öldürülüyor. Ben onun hesabını Recep Tayyip Erdoğan'dan sormayacak mıyım" diye konuştu.

 

"Terörün birinci sorumlusu mevcut iktidadır"

Terörü bitirmek için Hükümet'e Meclis'te her türlü desteği vermeye hazır olduklarını söylediklerini ancak kendilerine bir yanıt verilmediğini anımsatan Kılıçdaroğlu, "Bu anlayışla Türkiye'de terör bitmez. Yine ateş düştüğü yeri yakar. Öyle birilerinin ciğerini filan yakmaz. Ateş nereye düştüyse orayı yakar" dedi. Kılıçdaroğlu, sözlerini şöyle sürdürdü:

"Bakın geldiğimiz noktaya değerli kadın kardeşlerim. Şehitlerimiz olduğunda vatan sağ olsun denirdi. Şimdi anneler bu sözü kullanmak istemez. İsyan ediyorlar. İsyanda haklılar. Terörün birinci sorumlusu, o evlere düşen ateşin birinci sorumlusu sıfır terörle ülkeyi devralıp terör batağına ülkeyi sürükleyen mevcut iktidardır, bunu sakın unutmayın. Bir dönem ne diyordu, "Askerlik yan gelip yatma yeri değildir.' Şimdi ben sormayacak mıyım, Başbakanlık yan gelip yatma yeri midir? Tabii beyefendiler için bir şey yok, bir yere giderken bin tane koruma var, onlara bir şey olmaz. Olan kime oluyor, korumasız garibana oluyor, kadına kıza, çoluğa çocuğa oluyor. O açıdan hepimizin üzerine düşen görev, teröre karşıyız. Ama onunla ilişkilerini kapalı kapılar ardında özel görüşmeye dönüştüren AKP'nin de maskesini indirmek zorundayız, bu da bizim görevimiz."

 

CHP'li Samlı'dan "Bakanlığın adını eski haline getirelim" çağrısı

Öte yandan CHP Kadın Kolları Genel Başkanı Zuhal Samlı da yaptığı konuşmada Aile ve Sosyal Politikalar Bakanı Fatma Şahin'e seslenerek "Kadın adından korkmayın Sayın Bakan, gelin bakanlığın adını eski haline getirelim diyoruz. Kanunlarda çok acil değişiklikler yapalım, kadına şiddete son verecek, kadının ekonomik özgürlüğünü sağlayacak, kadına yaşamı daha güzel hale getirecek uygulamaları hayata geçirelim diyoruz, bizler bir kadının bile burnu kanamasın, saçının teline zarar gelmesin istiyoruz" dedi.

CHP Genel Başkan Yardımcısı Birgül Ayman Güler de yaptığı konuşmada CHP kadın kollarının Ekim ayından itibaren çalışmalarını anlatacağı Kadın Bülteni çıkartacağını, ayrıca bir televizyonda "Kadın Bakışı" adlı program yapacağını bildirdi.