'Rize'den delik ayakkabıyla geldin, şimdi oturduğun yere bak!'

'Rize'den delik ayakkabıyla geldin, şimdi oturduğun yere bak!'

CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu da Salı günlerinin ağır siyasi dilini kullanan liderlerden oldu.

Partisinin grup toplantısında konuşan CHP Genel Başkanı Kılıçdaroğlu, Başbakan'a yüklendi. Zaman zaman kürsüyü de yumruklayarak konuşan Kılıçdaroğlu, sert ifadeler kullandı.

Kılıçdaroğlu'nun grup toplantısındaki konuşmasında satırbaşları:

Benim bildiğim kadarıyla TBMM başkanlarının iktidarların yolsuzluklarını örtme görevi yoktur. O raporlar buraya gelecek. Ya getireceksin ya da koltuğundan ayrılacaksın. Diyor ya yarım saat uğraşıyor biz yolsuzluk yapmadık diye. Meclis' getirilmeyen Maliye Bak. raporundan bir kısım okumak istiyorum: 2012'de devlet tarafından yıllık 110 bin 135 liraya devlet tarafından kiralanan benzinlik. 1 milyon 460 bine başkasına kiralıyor. Aynı yıl içinde yarım saat yolsuzluk yapmadığını söylüyorsun. Ben sana devletin raporundan okuyorum. Neden Meclis'e getirilmiyorlar. Bu yüzden.

'Alnını karışlarım'

Bunlar bir de ne diyorlar biz kul hakkı yemeyiz diyorlar. Kul hakkı yiye yiye karnınız şişti sizin. Dinle uzaktan yakında ilgisi yok bunların. İnançlı imansız bir insan bu rezaletlere bir son verir. Dürüst geçinmiyorlar. Daha mal varlığının hesabını vermedin. Rize’den delik ayakkabıyla geldin şimdi oturduğun yere bak. Ne diyordu biz ecdadımıza saygılıyız. O kadar saygılısın ki Sultanahmet Cami’ni bile parselledin.  Neymiş binayı tıraşlayın demiş yapmamışlar bu da küsmüş. Şu kafaya bak. Sen başbakansan o ruhsatı kim verdi ona bakarsın hesap sorarsın sorabilir mi soramaz çünkü onu yapanlar AKP’ye büyük kıyaklar geçti.

 

'Aile terbiyesi almamış'

 

Geçmişte bu ülkeye hizmet etmiş herkesi minnetle anarız. Kimsenin arkasından kötü söz söylememeye özen gösteririz. Bu ne yapıyor, İsmet İnönü'ye, Süleyman Demirel'e hakaretler ediyor. Aile terbiyesi almamış, hesaplaşacaksak gel karşıma hesaplaşalım. Ne yaptı İnönü, ne yaptı Ecevit; milliyetçiliği Kıbrıs'ın Beşparmak Dağları'na yazdı, Afyon'da tarlalara yazdılar. Buna ne diyorlardı, bunu süpürmeyen bunu kullanın diyorlardı. Kendisini kullandıran adamlardan başbakan olmaz.

'PKK ile pazarlık yapan alçaktır, şerefsizdir'

Özgürlük var mı bu ülkede, demokrasi var mı bu ülkede? O zaman barış olur mu? Yüzde 10 seçim barajının olduğu bir ülkede barış olur mu? Ülkeyi yönetenlerin yalan söylediği ülkede barış olur mu? Diyor ya hiç yalan söylemiyorum ben. İl Başkanları ile yaptığı konuşmanın metnini okudum. Baştan aşağı yalan. Biz efendim diyor hiç bir zaman terör örgütüyle pazarlık yapmadık. Öbür taraftan dünkü gazetenin manşetinde 4 T pazarlığı. Tek bayrak, tek millet, tek vatan... Bir ülkenin bayrağı vatanı pazarlık masasında olur mu olmaz mı? Süreç konusunda Kandil'deki Karayılan'ın mı yoksa Arınç'ın mı bilgisi fazla. Bugüne kadar bekledik, şu pazarlığı görelim dedik. Biz bildiğimizi okuruz, pazarlık yapanlar da alçaktır. Ben de aynısını düşünüyorum, pazarlık yapanlar alçaktır şerefsizdir.

'Tayyip Erdoğan konuşamıyor'

Elde silahlarla gidilemez diyorlardı. Çıkarlarsa müdahale ederiz diyorlardı. Kahraman ya hiç yalan söylemiyor. Karayılan açıklama yaptı biz silahla çekileceğiz müdahale olursa misilleme yapacağız.

Abdullah Öcalan dahil herkes özgürleşecek üçüncü aşama. Recep Tayyip Erdoğan konuşamıyor. Bilinen bir gerçek var, AKP PKK işbirliği var.

Eğer bir Başbakan silahların gölgesinde söylenene teslim olmuşsa Recep Tayyip Erdoğan PKK'nın tutsağıdır. Anayasa değişiklikleri getirecekler. Anayasa konusunda bizim düşüncelerimiz açık ve net. Olay meydana çıktı kimin ne yapacağı ortaya çıktı düşüncelerimizi size açıklıyorum.

'Üç kırmızı çizgimiz var'

1-Türkiye Cumhuriyeti Devleti bir Cumhuriyetti. Bu bizim kırmızı çizgimiz. Başkanlık hayaliyle yatıp kalkıyor. Ecdadımızla gurur duyuyoruz, biz de ecdadımızdan gurur duyarız; bu parlamentoda CHP olduğu sürece Başkanlık sistemi geçemez.

Anayasa`nın 2. Maddesi : Cumhuriyetin Nitelikleri Türkiye Cumhuriyeti, toplumun huzuru, milli dayanışma ve adalet anlayışı içinde, insan haklarına saygılı, Atatürk Milliyetçiliğine bağlı, başlangıçta belirtilen temel ilkelere dayanan,demokratik, laik ve sosyal bir hukuk Devletidir.

Anayasa'nın 3. maddesi: Devletin Bütünlüğü, Resmi Dili, Bayrağı, Milli Marşı ve Başkenti Türkiye Devleti, ülkesi ve milletiyle bölünmez bir bütündür. Dili Türkçedir. Bayrağı, şekli kanununda belirtilen, beyaz ay yıldızlı al bayraktır. Milli marşı "İstiklal Marşı" dır. Başkenti Ankara'dır.

Bu da bizim kırmızı çizgimizdir. Ayrıca Anayasanın başlangıç bölümünde Türk milleti ifadesi yer alacaktır. Buna Recep Tayyip Erdoğan'ın ne aklı ne beyni yeter.

Atatürk'ün kurucu unsur vurgusu giriş bölümünde bütün görkemiyle yer alacaktır. Gelinen süreç Tayyip Erdoğan'ın uzun süre düşünmesi gereken bir süreç.

'Erdoğan'ın maskesi Kandil'de indi'

Geçmişte AKP'ye oy veren düzgün insanlar, Erdoğan'ın maskesini Kandil'den indirdiler..

Elinde pankart olana cop gaz ama elinde silah olanın karşısında bir emriniz var mı efendim diyor. Barışı isteriz huzuru isteriz. Demokrasi önündeki bütün engellerin kaldırılmasını isteriz. Bu grup toplantısında 16 madde halinde demokrasi manifestomu dile getirmiştim. Şimdi diyor ki tarihi yeniden yazacağız; iki köşe yazarı bulursun cebini de doldurursun sana yeni bri tarih kitabı da yazarlar.

'Bırakın, 1 Mayıs'ı istedikleri yerde kutlasınlar'

Yarın 1 Mayıs, emekçilerin bayramı. Bu bayramı kutlamak için ağır bedeller ödendi. Bütün işçilerimiz diyor ki Taksim meydanında kutlayalım. Başbakan, Vali, Emniyet hepsi hayır diyor. Eğer bir kişinin saçının teline zarar gelirse onun sorumlusu Recep Tayyip Erdoğan'dır. Bayram bu bırakın istedikleri yerde kutlasınlar. Ne zarar geldi bu kutlamalardan. Neden yasak getiriyorsunuz? Hem demokrasi diyeceksin hem yasak getireceksin. Herkesin her işçinin her emeklinin 1 Mayıs bayramını kutluyorum. Bayramlarını huzur içinde geçirmelerini dilyiorum. Bu ülkeye özgürlük gelecekse bunu getirecek parti Cumhruiyet Halk Partisi'dir. Bu ülkeye barışı getirecek parti de CHP'dir.