Londra’da ziyaretlerde bulunan CHP Genel Başkanı Kılıçdaroğlu, Reza Zarrab belgeleriyle ilgili hakkında başlatılan soruşturmaya ilişkin olarak “Ne yaparlarsa yapsınlar, geri adım yok, inadına üzerine yürüyeceğiz” dedi.
Tutuklu vekiller ve yargılanan akademisyenlere dikkat çeken Kılıçdaroğlu, “OHAL’in olduğu bir ülkede demokrasiden söz edilemez. Bedeli ne olursa olsun, çocuklarımız için demokrasiyi getireceğiz” diye konuştu.
CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, “Eşitlik ve Adalet Kadın Buluşması”nda MİT’in 17-25 Aralık’tan 9 ay önce Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan’ı Rıza Sarraf için uyardığına ilişkin açıklamaları nedeniyle, hakkında jet hızıyla başlatılan soruşturmayı “tehdit” olarak nitelendirerek, “Ne yaparlarsa yapsınlar, bedeli ne olursa olsun, yurdumuz için, çocuklarımız, bayrağımız, vatanımız için demokrasiyi ya getireceğiz ya getireceğiz” yanıtını verdi. Erdoğan’a da, “Ben konuşuyorum beyefendi gece uyumuyor. Zaten amacım seni gece uyutmamak. Uyutmayacağım seni” sözleriyle meydan okudu.
Kılıçdaroğlu, 16 Nisan referandumunda, yurtdışında en fazla “hayır” oyunun çıktığı İngiltere’nin başkenti Londra’da, Türkiye toplumu temsilcileri ile buluştu. Kılıçdaroğlu şu mesajları verdi:
Tek adama karşı...: Ne olursa olsun, 2019’da Türkiye’ye demokrasiyi bütün kurum ve kurallarıyla getirmenin yolunu açacağız, kapısını aralayacağız. Ondan sonra oturup hep birlikte konuşacağız. Önce demokrasi, önce düşünce özgürlüğü, yargı bağımsızlığı, medya özgürlüğü... Biz demokrasinin bütün kurum ve kurallarını yeniden inşa etmeliyiz. Onun için demokrasi salt benim sorunum değil, hepimizin ortak sorunu, ortak paydasıdır. Bu paydayı büyüteceğiz. Bir referandum yaptık. Referandum mücadelesinde bayrağımızı kullanmadık. Çünkü demokrasi sadece bizim sorunumuz değil, hepimizin ortak sorunuydu. Demokrasi olacak ki, tek adam Türkiye’ye egemen olmasın.
Tarih yazacağız: Hep birlikte 2019’da bu düşüncelerle seçime gireceğiz. Üç seçim olacak yerel yönetimler, milletvekili ve Cumhurbaşkanlığı... Yerel yönetimlerde göreceksiniz, CHP olarak tarih yazacağız. En büyük kentleri alacağız. Referandum bu sonucu gösterdi bize. Aynı kararlılıkla yolumuza devam edeceğiz. Milletvekili seçimleri olacak, sonra cumhurbaşkanlığı seçimleri. İki seçenek var önümüzde bir demokrasi, iki otokrasi. Ya tek adam rejimi ya da demokrasi. Türkiye’yi tek adama teslim edenler, asla ve asla vatansever değillerdir.
Geri adım yok: Türkiye Cumhuriyeti demokrasi mücadelesi verdi, demokrasi için bedeller ödedi. Gencecik çocuklarımız darağaçlarına gönderildi. Geri adım atacağımızı sanıyorlarsa, hiç kimsenin şüphesi olması, en ufak geri adım atmayacağız. Zalimin ve zulmün üzerine inadına inadına yürüyeceğiz. Bizi tehdit ediyorlar, savcılıklara şikâyet ediyorlar. Ne yaparlarsa yapsınlar, bedeli ne olursa olsun, yurdumuz için, çocuklarımız, bayrağımız, vatanımız için demokrasiyi ya getireceğiz ya getireceğiz. Bugün Türkiye’de kimsenin can ve mal güvenliği yoktur. Ama herkese can ve mal güvenliğini demokrasi içinde bizler getireceğiz. Nerede yaşarsak yaşayalım hep birlikte demokrasiyi savunacağız. Bu bizim vatan borcumuzdur.
Vatan borcu: Dikta yönetimine karşı mücadele etmek vatan borcudur. Sizden 2019’da sandığa gittiğinizde, demokrasiden yana oy kullanın, sadece bunu istiyorum. Boşuna mücadele etmiyoruz. Mücadelemiz, adalet, hak, hukuk mücadelesidir. Hakkı, hukuku, adaleti ülkemize getirmeyeceksek, o ülkede niye yaşıyoruz.
Uyutmayacağım: Her gün kavga gerginlik olacaksa, bir adam konuştuğunda ülkenin yarısı diken diken olacaksa o ülkede huzur mu olur! Söylüyorum ya hiç olmazsa bir hafta konuşma. Ben konuşuyorum beyefendi gece uyumuyor. Zaten amacım seni gece uyutmamak. Uyutmayacağım seni. Savcılara şikâyet ediyor, beni şikâyet edeceğine cesaretin varsa adam gibi karşıma çıkarsın, oturur seninle tartışırız. Cesaret edemiyor, karşıma çıkamıyor savcılardan medet umuyor. Sesim çıktığı sürece, demokrasi için asla ve asla susmayacağım. Bu benim ülkeme ve insanıma borcumdur. Biz siyaseti köşeyi dönmek için değil hak, hukuk ve adalet için yapıyoruz. Vatandaş için, vatandaşın huzuru için yapıyoruz siyaseti. Biz onlara benzemeyiz. Bizim ruhumuzda haramilik çetesi yoktur. Haramilerin yönettiği ülkede huzur, barış, kardeşlik olmaz. O nedenle ülkeyi haramilerden temizleyeceğiz. Kavgaysa kavga, sonuna kadar gideceğiz. Hiç ama hiç, topluiğne ucu kadar taviz vermeyeceğiz.
Kılıçdaroğlu’nun katıldığı gecede Man Adası belgeleri de gündemdeydi. İngiltere Türk Birliği Başkanı Hasan Dikme, Kılıçdaroğlu’na, konuşmasını tamamlamasının ardından 5 Man Adası poundu verdi.
CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, İngiltere’de İşçi Partisi Genel Başkanı Jeremy Corbyn ile bir araya geldi. Basına kapalı olarak gerçekleştirilen görüşmede, edinilen bilgiye göre Corbyn’in soruları üzerine 15 Temmuz darbe girişimi sonrası Türkiye’de insan hakları, özgürlükler, yargıya yönelik baskılar, azınlıklar ve Kıbrıs konusu gündeme geldi. Kılıçdaroğlu, darbe girişiminin ardından özellikle gazetecilere, akademisyenlere ve yargı mensuplarına yönelik baskıların arttığını ifade ederek, temel insan haklarına ilişkin yaşanan sorunları dile getirdi. Kılıçdaroğlu, Corbyn’in Kürt sorunu ile ilgili sorusu üzerine de “Kürt sorununu demokrasi ve özgürlük sorunu olarak görüyoruz ve bunun bu çerçevede çözüme kavuşturulmasını savunuyoruz” dedi.
Corbyn’in Türk yemeklerini sevdiğini ve her gün Türk yemeği yediğini söylemesi üzerine Kılıçdaroğlu, Corbyn’i Türkiye’ye davet etti. Ancak herhangi bir tarih konuşulmadı. Kılıçdaroğlu daha sonra düşünce kuruluşu Democratic Progressive Institude’ün basına kapalı toplantısı ve onuruna verilen yemeğe katıldı.
CHP lideri Kılıçdaroğlu, konuşmasında Barış Bildirisi’ne imza attıkları için üniversitelerden uzaklaştırılan akademisyenlere de değindi.
Kılıçdaroğlu, “Onların tamamını görevlerine iade edeceğiz. Halkın oylarıyla seçilmiş milletvekilleri hapislerde, tamamı hapisten çıkacak. Çünkü biz milli iradeye saygılıyız. Eğer bir ülkede milletvekilleri hapisteyse, gazeteciler hapse atılıyorsa o ülkede demokrasi yoktur. Olmayan demokrasiyi Türkiye’ye getireceğiz. OHAL uygulamalarının olduğu bir ülkede demokrasiden söz edilemez. Devletin bir kişiye teslim edildiği bir ülkede demokrasiden söz edilemez” dedi. Kemal Kılıçdaroğlu, yurtdışında yaşayan yurttaşların, birçok sorun yaşadığını, ancak bunu TBMM’de dile getiremediklerine dikkat çekti. Siyasi Partiler Yasasası değişikliğiyle “yurtdışı seçim çevresi” getirilmesini savunduklarını belirten Kılıçdaroğlu, “Yurtdışında oylama yapılmalı ve seçilen vatandaşlarımız TBMM’ye gelmeli ve sizleri temsil etmeli” dedi.