KILIÇDAROĞLU: NÜKLEER ENERJİYİ ÖNCELİKLİ GÖRMÜYORUZ İZMİR (A.A)

-KILIÇDAROĞLU: NÜKLEER ENERJİYİ ÖNCELİKLİ GÖRMÜYORUZ İZMİR (A.A) - 08.06.2011 - CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, ''Biz, nükleer enerjiyi öncelikli bir yatırım olarak görmüyoruz. Bizim için öncelikli yatırımlar, çevre dostu yenilenebilir enerji kaynaklarının etkili bir şekilde kullanılması olacaktır. 2023 yılına kadar, toplam elektriğin en az 30'luk diliminin yenilenebilir enerji kaynaklarından sağlanmasını hedefliyoruz'' dedi. Kılıçdaroğlu, İzmir Balçova Kaya Termal Otelde düzenlenen ''Küresel İklim Değişikliği Raporu Herkes İçin Sürdürülebilir Kalkınma'' konulu toplantıda, AK Parti'nin enerji politikasının önceliğinde hala kömür ve doğalgaz gibi fosil yakıtların olduğunu ifade etti. Hükümetin, yenilenebilir enerji konusunda inandırıcı politikalar ve hedefler ortaya koyamadığını savunan Kılıçdaroğlu, yeşil ekonomi politikalarını hayata geçirmek için çalışacaklarını belirterek, şöyle konuştu: ''Yüksek orandaki sera gazı salımlarının ana nedeninin, fosil yakıtların aşırı ve verimsiz kullanımı olduğunu çok iyi biliyoruz. Türkiye'de enerji ihtiyacının yüzde 88 gibi çok yüksek oranı, hala fosil yakıtlardan sağlanıyor. Bizim öncelikli hedefimiz; yenilenebilir enerji kaynaklarından sonuna kadar faydalanmak olacak. Biz, nükleer enerjiyi öncelikli bir yatırım olarak görmüyoruz. Bizim için öncelikli yatırımlar, çevre dostu yenilenebilir enerji kaynaklarının etkili bir şekilde kullanılması olacak. Özellikle de rüzgar, güneş gibi Türkiye'nin potansiyel olarak zengin olduğu kaynaklar üzerinde yoğunlaşacağız. Türkiye'de yeşil teknolojilerin gelişimi için her türlü desteği sağlayacağız.'' -''CHP İKTİDARINDA DERELER ÖZGÜR AKACAK''- Enerjinin, çevre dostu teknolojilerle üretimi kadar, üretilen enerjinin verimli kullanımının da çevrenin korunmasında önemli rol oynadığını kaydeden Kılıçdaroğlu, şöyle dedi: ''Bu konudaki eksiklik hem yurttaşlarımızın bütçesine ek bir yük oluşturuyor hem de çevresel kötü etkiler yaratıyor. CHP olarak bu alan için de çözüm önerileri geliştirdik. Dört sene içinde 1 milyon yoksul aileye bina kaynaklı enerji kayıplarını ve ısınma giderlerini azaltmak için hane başına 1500 lira bina yalıtım yardımı yapacağız. Yalıtım için kullanılan teknolojinin, Türkiye'de üretilmesini sağlayacağız. Bu yatırım ile hem on binlerce insanımıza yeni yeşil ekonomide çalışma olanağı yaratacak hem de yakıt masraflarında çok önemli bir tasarruf sağlayacağız. Bunun yanı sıra iklim değişikliğinden en çok etkilenen yoksul çiftçiler, tarım işçileri, balıkçılar sele açık gecekondu yerleşim alanlarında yaşayan yurttaşlarımız gibi toplum kesimlerini korumak için eylem planlarını ivedilikle hazırlayacağız. Çevre ve iklim mühendislerimiz ile işbirliği içinde çevresel risklere karşı önlemleri hızla hayata geçireceğiz.'' Türkiye'nin iktidara en hazır partisi olduklarını ifade eden Kılıçdaroğlu, ''CHP iktidarında, sadece her yurttaşımız değil, çevremiz de doğamız da rahat bir nefes alacak. CHP iktidarında dereler özgür akacak. Gökyüzü, kömürün kara dumanına değil özgürce uçan kuşlara yuva olacak'' dedi. -İZMİR KÖRFEZİ'NDEKİ KOKU- Kılıçdaroğlu, toplantının sonunda basın mensuplarının sorularını yanıtladı. Başbakan Recep Tayyip Erdoğan'ın İzmir Körfezi'ndeki kokuya ilişkin eleştirileri hakkındaki soruya Kılıçdaroğlu, şu yantı verdi: ''İzmir'de askerliğimi yaptığım dönemde felaket bir koku vardı. (Ahmet) Piriştina da (Burhan) Özfatura da ciddi çalışmalar yaptılar. O kokuyu büyük ölçüde giderdiler. Bir ülkenin Başbakanın bir kente gelirken 'Bu kent leş gibi kokuyor' demesi, akıl alacak şey değil. İzmirlilere hakaret ediyorsunuz. Bunu söyleyen Başbakan, İzmir Anakent Belediyesi'nin yatırımlarını engelliyor. 'Yerel yönetimlere özerklik şartı getireceğiz' derken bunu kast ediyoruz. 'Baraj yapacağım' diyoruz 'Yapma' diyorlar. 'Ben de yapmam' diyor. Niçin? 'İzmir'i cezalandıracağım.' Oy zamanı geliyor İzmir'den oy istiyor. 9 yıl geçti İzmir'e ne yaptınız? İzmirliye ne yaptınız? Engeller dışında ne verdiniz? Kullandığı sözcükleri bırakın bir Başbakan'a bir insana bile yakıştıramıyorum.'' -''KANAL İSTANBUL GERÇEKLEŞMESİ MÜMKÜN OLMAYAN BİR HAYALDİR''- Türkiye'yi 21. yüzyılda kendi coğrafyasında en güçlü ülke haline getirmek istediklerini söyleyen Kılıçdaroğlu, İzmir'i tüm Avrupa'nın en önemli sağlık merkezlerinden biri haline getirmeyi hedeflediklerini anlattı. Ayakları yere basan ve birbirini bütünleyen projeler hazırladıklarını, Kanal İstanbul Projesi'nin ise gerçekleşmesinin mümkün olmadığını öne süren Kılıçdaroğlu, şöyle devam etti: ''Neden gerçekleşmesi mümkün değil? Gelen gemiler kılavuz dahi almak zorunda değil. Bu sorun çözüldü mü? Montrö Sözleşmesi, taraf olan bütün ülkelerin imzaladığı bir sözleşme. Biz bu projeyi gündeme bile almadık. Tartışma konusu bile yapmadık. Yarımadayı neden ikiye bölüyorsunuz? Biz bu projeleri yapsak şimdi yer gök inlerdi. 'Şu CHP'ye bakın maliyeti belli olmayan, uluslararası ilişkileri çözülmeyen bir konuda milletin önüne proje koyuyor' derlerdi.'' İzmir'de kentsel dönüşüm alanında ve başka alanlarda yapacakları bir çok projeleri olduğunu dile getiren Kılıçdaroğlu, ''İzmir turizmden hak ettiği payı alamıyor. Bunları aşamıyoruz. Aşabilirsek İzmir'e çok önemli katkılar yapmış oluruz. İzmir, olağanüstü vergi ödüyor. Kamudan aldığı pay çok sembolik. İzmir bunu hak ediyor mu? 9 yıldır hiçbir şey vermeyenler şimdi oy için geliyorlar'' dedi. Hava kirliliği konusunda da hükümetin sorumlu olduğunu kaydeden Kılıçdaroğlu, sözlerini şöyle sürdürdü: ''Hava kirliliği konusunda da birisi suçlanacaksa, iktidarın suçlanması lazım. Kömürü anakent belediye başkanı mı dağıtıyor? Kullanılmayan doğalgaz için para ödedik. Ver gecekondudaki vatandaşlara. İran'a vereceğin parayı onlara ödersin. Paran kendi ülkende kalmış olur. İktidar gölge etmesin İzmir kendi olanaklarıyla marka kent olmaya aday. Şimdi gelmiş konuşuyor. 9 yıldır neden yapmadınız? Elinizden tutan mı var? İzmir'i seviyoruz, sorunlarını çözeceğiz. İzmir kendi bölgesinde Avrupa'nın en güzel yeşil kentlerinden birisi olacak. Sayın Başbakan, ödenek ve projeyi birbirinden ayıramıyor. İzmir'in parası var. Ödeneğe ihtiyacı yok.  İzmir'e engellemelerin kalkması lazım. Kamu İhale Kurumu tarafından İzmir'in projelerinin engellendiğini ispat edersem kendisi Başbakanlıktan ayrılacak mı? Ben elma gönderiyorum ama o armut diyor. Biz, açık, net, somut söylüyoruz. Ödenek ayrıdır, paradır. İzmir'in parası var. Belediyenin olanakları var ama engelleniyor.''