CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, 21 kişinin yaşamını yitirdiği Kartal'da çöken binanın kaçak yapılmasına müsaade ettiğini söylediği kişinin adayının şu anda Erzurum'da belediye başkanı olduğunu söyledi.
Tank-palet fabrikasının özelleştirilmesine ilişkin görüşlerini bir kez daha dile getiren Kılıçdaroğlu, "Burayı 25 yıllığına verdik diyor, peki sorduk ihale yaptın mı? Yapmadın. İhalenin ilanı çıktı mı? Nasıl ve hangi gerekçeyle veriyorsun? Bu yetkiyi sana veren hangi kanun var? Bu fabrikayı sen peşkeş çekerken Katar sana uçan saray verdi, arasında bir bağlantı var mı diye sordum. Aynı firma bir de seçimlerde kullansın diye otobüs vermiş. İnsanın ar damarı olmalı ya" diye konuştu.
Kılıçdaroğlu'nun konuşmasından satır başları şöyle:
"İnsanlar haksız yere üniversitelerden atıldıysa, kamudan ihraç edildiyse, hapishanelerde tutuluyorsa bunlara sahip çıkmak hepimizin görevidir. İster bu salonda olun ister dışında, ortak ses çıkarmak zorundayız. Fakirin fukaranın, mazlumun hakkını savunmak zorundayız. Zorundayız. Adalet için yürüdüm, benim için mi, hayır 82 milyonun hakkı ve hukuku için yürüdüm. Eğer susarsanız dilsiz şeytan olursunuz. Biz asla dilsiz şeytan olmayacağız.
"(Kartal'daki çöken bina) O binayı kaçak yaptıran belediye başkanı şu anda Erzurum'da belediye başkanı.
"(Hakkında idam kararı olan kişinin Mısır'a iadesi) Adalet nedir biliyor musunuz? Adelet; sizin evinizde yangın çıkar ve siz o yangını söndürmeye çalışırsanız o adalet değildir, ama adalet komşunun evinde yangın çıkıyorsa ve siz onu söndürmeye çalışıyorsanız bu adalettir. Eğer seyirci kalırsan sen adaletsizsindir. Karar gazetesi 6 Şubat'ta manşetten bir haber verdi; Hüseyin diye birisi İstanbul'a geliyor, güvenlik güçleri alıp Mısır'a teslime diyorlar. İdamla yargılanıyor. Biliyorsunuz ben idamı her ortamda eleştiririm. Ama ben insanların hakkını ve hukukunu savunmak zorundayım. Çifte standart bizim imanımıza uygun değil. O kişinin şu anda işkence gördüğü söyleniyor. İdamla yargılanan birini nasıl teslim edersiniz? Siyasi bir mülteci gelirse, idamla yargılanıyorsa TC onu iade etmez diye Anayasa Mahkemesi'nin kararı var. İktidar gazetesinden ses yok. Karar gazetesi manşete taşıdıktan sonra çıkıp 'sehven göndermişiz' dediler. Bir insan sehven idam sehpasına gönderilir mi? Karar gazetesi yazmasaydı hiçbir şey olmayacaktı. Sonra kabak polislere patladı. Sisi'ye selam mı gönderiyor, yine bir şeyler mi çeviriyor bilmiyoruz. Bir insanı idama göndermek kadar büyük bir suç ve onursuzluk olamaz.
"Adaylıkların belirlenme sürecinde önemli bir adım atıldı, İstanbul, Adana, Antalya ve Bursa'da ilçe belediye başkanlıkları il adayı oldular. Bunlar ilçe belediyesinden büyük belediye başkan adayı olanlar, yeni bir gelenek başlatıyoruz. Başarılarını bütün beldeye, büyükşehire yaymak istiyorlar. Biz ilçede kazandığımız başarıyı büyükşehir bağlamında da hayata geçireceğiz, diyorlar. Aziz Kocaoğlu büyükşehir belediye başkanlığını büyük bir başarıyla yapmıştır ve bir bayrak devrini kısa sürede gerçekleştirecektir. Tunç Soyer de önümüzdeki süreçte Aziz Beyin bıraktığı başarıları kararlılıkla sürdürecektir. Bir başka arkadaşımız Yılmaz Büyükerşen, Eskişehir'i Eskişehir yapan. Bir beton Bursa'yı, bir de yemyeşil Eskişehir'i düşünün. Ankara'dan Eskişehir'e gezmeye giderler.
"Biz insanların aşıyla, işiyle oynamayız, hangi partiden olursa olsun. Hangi partiden olursa olsun. Birisinin işine son verilmeyecek. Gelecek, çalışıyorsa 2 bin 200 lirasını alacak. Devleti yönetiyorlar bunu beceremiyorlar. Biz bunu belediyelerimiz aracılığıyla yapacağız. Yeşile düşmanlar, yapmıyorlar. Oraya beton dikiyorlar. Ağaç görmeyen insan olur mu ya? Bizim kuşağımız kırsaldan geldi. Ağaca sevgi nedir biliyoruz. Nereye bakarsan bak beton, İstanbul'a bakıyorsun beton. Çıkmışsın biz İstanbul'a ihanet ettik' diyor şimdi de ihanet etmeye devam edeceği için oy istiyor, insaf be kardeşim. Çıkmışlar İstanbul'un trafik sorununu çözemeyiz diyor. Ekrem İmamoğlu çözecek. İstanbul'da AKP'li belediyelere ait 15 kreş yok.
"Adalet Partisi'nin genel başkanı Vecdet Öz, CHP'ye katkı sağlayacak. Ben yürekten teşekkür ediyorum.
"(Fettah Tamince tepkisi) Sözlerime başlarken, bizim insan olarak mazlumun yanında olmamız gerektiğini söyledim, fakirden, fukaradan yana olmak zorunda olduğumuzu söyledim. Biz ailemizden böyle terbiye aldık, arkasından kötü söz söylemeyecek, düştüyse kaldıracaksınız. Benim felsefem böyledir. Biz Cumhuriyet Halk Partililerin felsefesi böyledir. Geçen grup toplantısında Fettah Tamince'den bahsettim. 17-25 Aralıktan sonra bu beyfendi, Pensilvanya'ya gider. Kime gittin, neden gittin diye sorunca isimlerini hatırlamıyorum diyor. Ailesi Bankasya'ya para yatırıyor ama buna kimse dokunuyor. Ama Bank Asya'nın önünden biri geçtiyse tutukladılar. Bununla ilgili çok sayıda kişiler bunun Gülen Cemaati'nin unsuru olduğunu zaten söylüyorlar. Peki kardeşim sen buna FETÖ terör örgütü diyorsan, bu adam nasıl oluyor da dışarıda, nasıl oluyor da askeri öğrenciler içeride? Örgüte ait olduğu söylenen Üniversiteler,in tamamı kapatıldı, ama Tamince'nin üniversitesi kapatılmadı, sadece ismi değiştirildi. Tamince'ye kim destek veriyor? Ben size gerçeği söyleyeyim; Fettah Tamince'nin avukatları Recep Tayyip Erdoğan'ın avukatlarıdır da ondan dokunulmuyor. Dün de AKM temel atma töreninde ihale verdiler bu kişiye. Aynı protokol masasına Rıza Zarraf'ı da oturtmuştu.
"(Eren Erdem'in tutukluluğu) Hangi gerekçeyle Eren Erdem içeride?
"Deniz Eren Demir fizik öğretmeni adayı. Üniversiteyi bitirir ve KPSS sınavına girer ve Türkiye birincisi olur. Sözlüğe girer, mülakatta elenir. Bu mudur adalet Allah aşkına. Bunların yatacak yerleri yok. Vallahi de billahi de yok. Bu kardeşimiz diyor ki, mülakatta ne sordularsa cevabını verdim. Sen verdin de kardeşim karşındaki insanlar insanlığını unutmuş kişiler.
"(Taşeron işçiye kadro)Her şeyi verdik dedi, vermediler. Hâlâ on binlerce taşeron işçisine kadro verilmedi. Son bir kişiye kadro verilene kadar mücadele edeceğiz. Size kadro verdim o yüzden yüzde 4 alacaksınız diyor. Kendi maaşına yüzde 26'lık zam yapan zat, ev kirası, yemek parası, uçak parası ödemez, taşerona gelince sana yüzde 4 çünkü sana kadro verdim, idare et der. Bir ders ver kardeşim, git sandığa bir ders ver.
"Erdoğan Sİvas'a gitti bizimle üniversite geldi buraya diyor. O toplantıda bulunanların çoğu Sivas Üniversitesi'nden mezun olanlardır. Gülmüşlerdir içlerinden. Yahu Sivas Üniversitesi 1974'te yapıldı. Devlet adamı pozisyonunda olan kişi yalan söylemez. Sağ olsun 2002'den sonra minibüs geldi, tünel, elektrik, fabrika, su yoktu, hepsi Erdoğan'dan sonra oldu! Ama bir şeyin altını çizeyim Erdoğan'dan önce hiç bu kadar büyük bir yalancı yoktu.
"(Tank-palet fabrikası) Tank-palet fabrikasıyla ilgili 9 soru sordum. Değeri 20 milyar dolar bugün kursanız. Bunu kalkıp Katar ordusuna peşkeş çekiyorsunuz. Efendim bu özelleştirme değil. Bereket versin Resmi Gazete'de Erdoğan'ın imzasıyla yayınlandı. Israr edince beni suçluyor, Kılıçdaroğlu doğru söylemiyor, diye. Telekom da öyleydi ne oldu gittiler Türk bankalarından para aldılar, gittiler kârları yurt dışına götürdüler, binalarını, bakır tellerini sattılar. Yükü de kaldı vatandaşın üstüne. Dikkat buyurun bu alımı yapan firmanın yüzde 50'si Katar'ın. kendi askeri fabrikasını yabancıya teslim eden dünyadan bana bir ülke göster. Burayı 25 yıllığına verdik diyor, peki sorduk ihale yaptın mı? Yapmadın. İhalenin ilanı çıktı mı? Nasıl ve hangi gerekçeyle veriyorsun? Bu yetkiyi sana veren hangi kanun var? Bu fabrikayı sen peşkeş çekerken Katar sana uçan saray verdi, arasında bir bağlantı var mı diye sordum. Aynı firma bir de seçimlerde kullansın diye otobüs vermiş. İnsanın ar damarı olmalı ya.
"Tarıma geldik. Her canlının bir şekilde beslenmesi lazım. Ve tarım öteden beri insanlığın üzerinde özenle durduğu alandır. Sanayi devrimi var ama tarımı hiç kimse terk etmiş değildir. Tarımı yapacak çiftçinin hangi ürünü ekeceğini ve kaça satacağını bilinmesi lazım. Bu neyle oluyor? Planlamayla oluyor. Eğer planlama yapmazsanız iflas eder. Nitekim geldiğimiz noktada tarım iflas etti. Hrr çiftçinin 68 bin lira alacağı var AKP hükümetinden. İsyan ediyor insanlar, açım aç diyor bir kadın. Evime ekmek götürmek istiyorum, diyor. Erdoğan, domatesten, soğandan bahsediyor diyor. Neyden bahsetsin vatandaş? Sen merminin fiyatını biliyor musun, diyor. Senin ekmekten, domatesten, biberden bahsetmeye hakkın yoktur diyor. Hayatımda bu kadar çarpık, uçuk, temelsiz bir suçlamayla karşılaşmadım. Söz döndü dolaştı, vatandaşa şikâyet olarak geldi.
"Batının egemen güçlerinin oyuncağı konumunda. Hapisten çıkar diyorlar, hemen çıkarıyorlar. Trump, Papaz'ı hapisten çıkar dedim. Hemen çıkardılar, diyor. Hani sen dünyada önemli bir adamdın? Dünya lideri olmak ayrı, şamar oğlanı olmak ayrı.