CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, referandumdan "hayır" oylarının önde çıkması durumunda 'fiili durum'un biteceğini savundu. Kılıçdaroğlu, "Şu anki fiili durum, kutuplaşma ortadan kalkar. Ekonomi rayına oturur. Türkiye yeniden hukukun üstünlüğünün tesis edildiği, yargının bağımsız olduğu, basının özgür olduğu bir döneme girer” diye konuştu.
Cumhuriyet'ten İklim Öngel'in haberine göre, MYK üyeleri ise 2010 referandumunda böyle bir sistem getirilseydi Fethullah Gülen’in cumhurbaşkanı seçileceğini belirterek, "Bunu isimler üzerinden tartışmıyoruz. Başkan kim olursa olsun, sisteme karşıyız. Kılıçdaroğlu olsa da karşıyız" dedikleri öğrenildi. CHP MYK, önceki gün Kılıçdaroğlu başkanlığında basına kapalı toplandı. Yaklaşık üç saat süren toplantıda Kılıçdaroğlu ve kurmayları değerlendirmelerde bulundu. Edinilen bilgiye göre Kılıçdaroğlu, Anayasa Mahkemesi’nin hukuku ve hukukun üstünlüğünü savunmadığını belirterek, Anayasa Mahkemesi’nin OHAL kararıyla siyasi otoritenin emrine girdiğini kaydetti.
Kılıçdaroğlu referandumda halkın “hayır” demesi durumunda Türkiye’nin rahatlayacağını belirterek, “Şu anki fiili durum, kutuplaşma ortadan kalkacak. Ekonomi rayına girecek. OHAL’in olduğu hiçbir ülkeye, hukukun üstünlüğünün olmadığı hiçbir ülkeye kimse yatırım yapmaz. Hayır çıkarsa iki yıldan beri uygulanan fiili durum ortadan kalkar, Türkiye yeniden parlamenter demokrasinin güçlendiği, hukukun üstünlüğünün tesis edildiği, yargının bağımsız olduğu, basının özgür olduğu bir döneme girer” ifadelerini kullandı.
Kılıçdaroğlu, Başbakan Binali Yıldırım’ın "Meclis güçleniyor" değerlendirmesine karşılık “Meclis güçleniyor demek akla ziyan. Meclis, resmen kapatılıyor. Sadece içinde 600 tane insan kalıyor. Bakanları atamayan, gensoru hakkı elinden alınan, kanun yapma yetkisini Cumhurbaşkanlığı kararnamesiyle saraya devreden, fesih yetkisini bir kişinin emrine veren Meclis nasıl güçleniyor merak ediyorum” dedi.
Kılıçdaroğlu, Yıldırım’ın CHP’yi “ikbal endişesi” ile suçlayan sözlerine ise “Bir kişi, bir başbakan kendi ipini çekiyor ama başka partileri ikbal beklentisi olmakla suçluyor. Sadece gülümsüyorum” karşılığını verdi. Anayasa değişikliği teklifinin tam bir rejim değişikliği olduğunu, bunun “Cumhurbaşkanlığı sistemi” denilerek manipüle edildiğini söyleyen Kılıçdaroğlu, “Bir apartman yöneticisi seçtiniz, dairenizin tapusunu yöneticiye verir misiniz?” örneğini verdi.
Hükümet Sözcüsü Numan Kurtulmuş’un sözlerinin sorumlu bir kişinin söyleyeceği laflar olmadığını, terör tehdidiyle insanları susturmaya, sindirmeye çalıştıklarını dile getiren Kılıçdaroğlu, “Türkiye buna teslim olamaz, bu tam bir tehdittir. İki ay sonra ne değişecek? Yine MİT emrinde, yine polis emrinde. Türkiye’nin her yerinde herkese bize oy versin vermesin hiç ayırmadan bu rejim değişikliğinin ne olduğunu anlatacağız. Türkiye bir kişiyi seçiyor, o seçilen kişi herkesi seçiyor. Valiyi de il başkanı da ilçe başkanını da kaymakamı da, mahkeme başkanını da atıyor. Bu rejim değişikliğini savunanlar, sevmediği bir kişinin başkan olduğunu düşünsünler, evet oyu verecekler mi? O nedenle herkes Türkiye’nin geleceğini düşünmeli" diye konuştu.
MYK üyelerinin de söz aldığı toplantıda “2010 referandumunda böyle bir sistem getirilseydi muhtemelen Gülen cumhurbaşkanı seçilecekti. Başkan kim olursa olsun, sisteme karşıyız. Kılıçdaroğlu olsa da karşıyız” ifadelerini kullandıkları belirtilirken, Yıldırım’ın ikbal sözlerine de “Siyasi gelecekleri bir kişinin iki dudağı arasında olanlar ikbal beklentisi içinde olurlar, görmeden imza atanlar ikbal beklentisi içinde olurlar” dedikleri öğrenildi. MYK üyelerinin, Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın Afrika gezisine ilişkin olarak, “Cumhurbaşkanı Madagaskar, Mozambik ve Tanzanya’ya gitti. Üçü de başkanlık sistemiyle yönetiliyor. Eskiden Türkiye, demokrasinin geliştiği yerlere yüzünü dönüyordu. Şimdi yüzünü Tanzanya’ya, Afrika’ya dönüyor” ifadeleri kullandıkları belirtildi.