CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, “savcı Mehmet Selim Kiraz, Berkin Elvan soruşturmasının üzerine kararlılıkla gidiyordu. Ama bazı karanlık eller, olayın aydınlatılmasını istemeyenler var; terörün asıl nedeni bu. Merak ediyorum, otopsi raporu için neden gizlilik kararı alınır? Bitmiş bir olay, sonuç belli. Kamuoyunun bunu bilmesinde, kurşunun hangi silahtan çıktığını öğrenmesinde ne mahsur var?” dedi.
Kendisine yönelik, “Berkin Elvan’ın bakkala ekmek almaya gittiğinin belgesi varsa göstersin” diyen Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan’a da yanıt veren Kılıçdaroğlu, “Artık anne-baba çocuğunu bakkala yollarken ellerine imzalı kâğıt mı verecek. Böyle bir şey nasıl olabilir? Bunun akılla, mantıkla bağdaşır en küçük bir yanı yok” diye konuştu.
Hürriyet’ten Şükrü Küçükşahin’e konuşan (6 Nisan 2015) Kılıçdaroğlu’nun açıklamalarından bazı bölümler şöyle:
Kararlıydı Rahmetli Savcımız Mehmet Selim Kiraz, Berkin Elvan soruşturmasını kararlı bir şekilde, en sağlıklı soruşturma çabasında bir yargı insanıydı. Bunu iyi biliyoruz. Aileyi de biliyoruz. Neden soru soruyorsunuz diye suçlanıyoruz. Böyle bir olayda biz soru sormayacağız da kim soracak. Birilerinin politik olarak bu soruyu sorması şarttı, bizim görevimiz budur.
O kadın nerede Bu ülkede yaşayan herkesin şu söyleyeceklerimi sorgulamasını bekliyorum. Örgüt üyeleri aranıyor, yani belli isimler. Bu isimler gelip eylem yapıyorsa istihbarat nerede? Onun için diyorum ki istihbarat başka şeylerle ilgili. Onlar terör örgütlerini izlemek yerine, iktidara malzeme taşımak için muhalefetteki siyasi partileri dinler, izlerse terör ortaya çıkar. Bakınız Taksim’in göbeğinde uzun namlulu silahla polise ateş edildi. Bir kadının bunu yaptığı belirtildi. O kadın yakalandı mı, yakalanmadı. Bu da gösteriyor ki ortada ciddi bir zafiyet var.
Takip edilen bir başka kadın, adı sanı takip edilen, arananlar listesinde, geliyor İstanbul’un göbeğinde Emniyet Müdürlüğü’ne ateş ediyor. Eylemler yapılıyor, önleme yok, sonra ortalığa çıkıyorlar, şu kadar eve, binaya baskın yapıldı, şöyle arandı, böyle arandı... Bütün bunlar devletin kötü yönetildiğini gösteriyor. Yani illa bir savcımızın öldürülmesi mi gerekiyordu? Bu konuda da ciddi kuşkular var. Merak ediyorum, otopsi raporu için neden gizlilik kararı alınır? Bitmiş bir olay, sonuç belli. Kamuoyunun bunu bilmesinde, kurşunun hangi silahtan çıktığını öğrenmesinde ne mahsur var?
Haberin tamamı için tıklayın.