Düzce'ye giden Kemal Kılıçdaroğlu, esnafı dolaşarak sorunlarını dinledi, ardından muhtarlar ve STK temsilcileri ile buluştu. Kılıçdaroğlu buluşmada "Demokrasiyi tabandan başlayarak büyütmeliyiz" dedi.
CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, bir dizi ziyaret gerçekleştirme amacıyla bugün Düzce'ye gitti. Sabah saat 10:30’da muhtarlar, sivil toplum kuruluşları ve kanaat önderleri ile bir araya gelen Kılıçdaroğlu, program kapsamında saat 15:00’de kadınlar, 16:30’da da gençler ile bir araya gelecek. Programlar, Düzce Belediyesi Kültür Merkezi'nde gerçekleştirilecek.
Düzce Kanaat Önderleri, Muhtarlar ve STK Temsilcileri Buluşması'nda konuşan Kılıçdaroğlu, "O kadar çok kamplaştık ki kucaklaşmamız lazım. Onu ben 'helalleşmemiz lazım' diyerek ifade ettim. Türkiye'nin sorunlarını bilen insanlar var. Sorunların nasıl çözüleceği konusunda da oturup kafa yormak gerekiyor" dedi.
Bir numaralı sorununun demokrasi olduğunu söyleyen Kılıçdaroğlu şöyle devam etti:
"Demokrasinin olmadığı yerlerde insanlar düşüncelerini ifade edemezler. Biz kavgadan uzak durdukça her birimiz büyümeye, gelişmeye odaklanırsak yaratılan gelirin hakçı bölüşülmesine odaklanırsak bütün sorunları çözebiliriz. Suriyeli kardeşlerimizin kendi ülkelerine gitmeleri lazım. Irkçılık yapmayacağız. Bu milletin alnına ırkçılık lekesini sürdürmeyeceğiz. Onları özgür iradeleri ile göndereceğiz. Demokrasiyi tabandan başlayarak yukarı doğru büyütmemiz lazım.
Muhtarlık kurumunu güçlendirmemiz lazım. Muhtar diplerde bir yerde duruyor. Arayanı, soranı yok. Tarihe bağlıysan muhtarlık kurumuna bağlı olacaksın. Milletvekili seçiminden önce muhtarlık seçimi yapılmış bu topraklarda. Muhtarlık kurumunun güçlü olmasını istiyorsanız sizin kanun teklifinizi reddeden partilere oy vermeyeceksiniz.
Sizin niye birleşik oy pusulanız yok? Bu muhtarlık kurumuna değer vermememin sonucu. Ben her bir muhtara yardımcı personel verilmesini söyledim. 10 milyon işsizimiz var. Kıyameti kopardılar. Her muhtara bir yardımcı vereceğim. Siz kapattığınızda kimse yok orada? Neden yok? Birisinin orda olması lazım. Muhtara yetkiyi verir, sosyal yardımları da muhtar eliyle dağıtırsanız o zaman o yardımlar gerçek anlamda fakire fukaraya gitmiş olur. Belediye Meclis toplantılarına sizi almazlar. Belediye Meclis'i toplantılarına mahallenizle ilgili bir karar alınıyorsa o toplantıya muhtar mutlaka katılarak söz ve oy sahibi olmalı."
Türkiye Muhtarlar Birliği'nin kurulması gerektiğini söyleyen Kılıçdaroğlu, muhtarlık kurumunun güçlü olduğu takdirde demokrasinin de güçlü olacağını vurguladı. Son 10 yılda en büyük değişimi yaşayan partinin Cumhuriyet Halk Partisi olduğunu belirten Kılıçdaroğlu konuşmasında şunları söyledi:
"Sesi duyulmayanların sesi olduk. 'İyi de gelince ne yapacaksınız' diye sorabilirsiniz. Bize bazen 'Altı benzemez' diyorlar. Evet doğru 6 ayrı partiyiz ama altımız insan hakları, demokrasi, sosyal devlet konusunda aynı şeyi düşünüyoruz. Her insan 6'lı masaya baktığında kendisinden bir parçayı orada görüyor. İlk yapacağımız iş, bir genelge ile devletteki bütün israf kapılarını kapatacağız. Niye 13 uçağım olacak benim bir tane yetmiyor mu? Daha buna benzer dünya kadar israf var, bunları önleyeceksin kuralını koyacaksın. Bakanlık binasını boşaltıp gidip kiraya çıkıyorlar. Niye kiraya çıkıyorsun sen?"
Stratejik Planlama Teşkilatı kuracaklarını da sözlerine ekleyen Kılıçdaroğlu, ekonomi politikalarına yönelik şu eleştirileri yaptı:
"Fiyat istikrarını korumakla kim sorumlu? Merkez Bankası. Türkiye'de fiyat istikrarı var mı? Yarın sabah hangi ürünün kaç lira olacağını kimse bilmiyor. Yarın sabah doların kaç liraya çıkacağını kimse bilmiyor. Hiç kimse önünü göremiyor. Sorumlu olan kurum hiçbir şey yapmıyor, eli kolu bağlanmış. Yapacağımız önemli üçüncü iş ise Merkez Bankası'nın başına hem iç hem dış piyasalarda güven verecek bir ismi getireceğiz. Bir arkeologun Merkez Bankası'nda ne işi var? Ne işi var emekli milletvekillerin, güreşçilerin bankaların yönetim kurullarında?
Ekonomik Sosyal Konsey'de sorunu yaşayan tarafları çağırır sorunu yaşayan insanı dinlersiniz. Bir anayasal kurum olan Ekonomik Sosyal Konsey işler hale gelecek. Geleceği ipotek altına alınan bir Türkiye ile karşı karşıyayız. Torunlarınızın geleceği de ipotek altında. Yap İşlet Devret Kamu Özel İşbirliği. Dolar, Euro bazında garanti veriyorsunuz milliyetçi geçiniyorsunuz, Türk Lirası'nı çöpe atıyorsunuz. Size sözüm söz. Allah nasip eder geldiğimizde göreceksiniz önce bu beşli çeteyi saf dışı bırakacağım.
Kamu İhale Kurumu yeniden yapılandırılacak. Önce işi veriyorsun sonra ihale yapıyorsun böyle iş olur mu? Bunları değiştireceğiz. Devlet yönetmek aslında çok kolay bir iştir. Dünyanın en kolay işlerinden biridir. Diyeceksiniz ki 'Nasıl olur?' Devlette herkesin görevi kanunla belirlenmiştir. Liyakat sistemini bozarsanız devlette çürüme başlar o zaman. Orta direği güçlendirmeniz lazım.
Türkiye'de bir yol ayrımına geldik. Bu memleket hepimizin memleketi. Bu memlekette hepimiz huzur içinde yaşamak istiyoruz. Her vatandaşın sorumluluğu var. Siyasi partiler takım tutar gibi tutulmaz."
Kılıçdaroğlu konuşmasında şu sözlere de yer verdi: “Ben uluslararası hâkimlerin verdiği kararları da okudum, ondan sonra açıklama yaptım. Emin olun ki bu kardeşiniz bir şey söylerken kılı kırk yarıyor, bütün araştırmaları yapıp ondan sonra ifade ediyor.”