CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, CHP’nin Irak’la başlayan dış politika çıkışını başka Ortadoğu ülkeleriyle de sürdürmek niyetinde olduğunu anlattı, ekim ayında Washington için davet aldığını da teyit etti. CHP lideri, gerçekleşen bu ziyaretlerin amacını “AKP’nin inanç temeline indirgeyerek perişan ettiği Türkiye imajını tamir etmeye çalışıyoruz” diyerek açıkladı. Suriye'de kimyasal silah kullanıldığı iddialarına da değinene Kılıçdaroğlu, "Eğer kimyasal silahları kullandığı saptanmışsa müdahale yapılabilir. Zaten uluslararası hukuk onu gerektirir" diye konuştu.
Hürriyet gazetesinden Cansu Çamlıbel’e konuşan Kılıçdaroğlu, CHP’nin Irak’la başlayan Ortadoğu ziyaretlerini anlattı.
CHP’nin Irak ziyaretiyle ilgili konulan Kılıçdaroğlu, görüştükleri herkesin Türkiye ile ilişkilerinin düzelmesini istediğini belirtti. Kılıçdaroğlu, “AKP’nin izlediği dış politika Türkiye’nin çıkarlarına endekslenmiş bir dış politika değildir. 90 yıllık dış politikayı son birkaç yılda perişan ettiler. Bütün birikimlerimizi çöp sepetine attılar. Ortadoğu’ya mezhep eksenli bakmak Türkiye’nin tarihinde görülmemiştir” diye konuştu.
Kılıçdaroğlu, “Eskiden Türkiye Ortadoğu coğrafyasına tarafsız bakışıyla bütün bu ülkelerde saygı görürdü. Son 5-6 yıldır izlenen politika tam tersi bir tablonun ortaya çıkmasına yol açmış. ‘Türkiye bize neden düşman?’ diye soruyorlar” dedi.
Maliki ile görüşmesine değinen CHP lideri şunları söyledi:
Maliki, Türkiye ile iyi ilişkiler kurulmasının önemini ifade etti. ‘Irak’ı yeniden inşa ediyoruz. Önümüzdeki süreç içinde yaklaşık 500 milyar dolara varan bir yatırımımız olacak. Türk işadamlarının ne kadar önemli işler yaptığını biliyoruz’ dedi. Ama bütün bunların AKP’nin izlediği yanlış dış politika nedeniyle aksadığını söyledi.
Doğru mu? Doğru. Bana çıksın birisi, Sayın Erdoğan başta olmak üzere, ‘Yanlış’ desin. Biz kendi çıkarlarımızı neden çöpe atıyoruz. Bağdat metrosu ve yeni havaalanları yapılacak. Bizim bu alanda uluslararası deneyime sahip firmalarımız var. Sayın Maliki’den bunların davet edilmesini istedim. Yatırımlardan sorumlu kişiye talimat verdi. Görüştüğümüz bütün yetkililer Türk işadamlarını övdü. Bu da bizi gururlandırdı.
Kılıçdaroğlu, Washington ile temasların sürdüğünü ve Ekim ayı içerisinde ABD ziyaretinin gerçekleşebileceğini dile getirdi.
“Ürdün’e de gidebiliriz” diyen Kılıçdaroğlu şunları söyledi:
Gazze de olabilir. CHP olarak biz gidebiliriz, çünkü biz Türkiye’nin sağduyulu dış politika söylemini temsil ediyoruz. Biz bir ülkede bir grubu destekleyip diğer grubu düşman ilan etmiyoruz. AKP yeni hasımlar yaratıyor, CHP dostluklar kuruyor.
Kılıçdaroğlu, “AKP’nin inanç temeline indirgeyerek perişan ettiği Türkiye imajını tamir etmeye çalışıyoruz” dedi.
Kemal Kılıçdaroğlu, Suriye’de kimyasal silah kullanıldığı iddiaları hakkında şunları söyledi:
“Öncelikle, kimyasal silahı kim kullanırsa kullansın bir insanlık suçu işlemiştir. Bunun mutlaka aydınlığa kavuşturulması ve hesabının sorulması gerekir. İnsanlığın buna izin vermemesi gerekir. Kimin yaptığının bulunması ve uygun yargı kurumu neyse oraya teslim edilmesi, gerekli yaptırımın uygulanması şarttır. Yasalar gereği bu suçun gereği idam mıdır, hapis midir, o yapılmalı. Birleşmiş Milletler yetkilileri halen Suriye’dedir. Suriye yönetiminin, ‘Biz kimyasal kullanmadık’ diye bir tezi var. O zaman BM yetkililerine araştırma yapmaları için her türlü olanağı sağlamaları gerekiyor. Eğer engelliyorsanız o zaman siz kullandınız. Gerçeğin açığa çıkmasını istemiyorsunuz. Gerçeğin açığa çıkması için yönetimin buna izin vermesi gerekir. Tabii karşı tarafın da BM uzmanlarının gerçek anlamda görevlerini yapabilmeleri için onlara saldırı düzenlememesi gerekiyor.”
Kılıçdaroğlu, Suriye’ye uluslararası bir müdahale olması durumunda destek verebileceklerini belirterek, “Uluslararası hukuka uyarız. Kimyasal silahları mevcut yönetimin kullandığına dair somut bilgiler ortaya çıkar ve BM Güvenlik Konseyi, Suriye’ye yaptırım konusunda bir karar alırsa buna uyarız. Niye engelleyici olalım? Kimyasal silah bir insanlık suçudur ve onun cezasını görmesi lazım” dedi.
CHP lideri sözlerini şöyle sürdürdü:
“Biz uluslararası hukuktan yanayız. Silahlı müdahaleler bakımından uluslararası meşruiyetin tek kaynağı hâlâ BM Güvenlik Konseyi’nin kararlarıdır. Her durum ayrıdır. Örneğin, Libya için böyle bir karar vardı ama uygulamada hatalar yapıldı. Kaddafi’nin linç edilmesini doğru görmedim ama AKP alkışladı. Bosna örneğinin koşulları ve gerekçeleri de farklıydı. Müdahalenin koalisyon tarafından yapılmış olması aslında Bosna’nın hâlâ ciddi sorular yaşamakta olmasının ana nedenlerinden biri olduğunu da unutmamamız lazım. Suriye için ise mutlaka bir BMGK kararı gereklidir. Zira Rusya ve Çin’in karşı çıkacağı bir müdahale bölgemiz için çok kötü olur.
Eğer kimyasal silahları kullandığı saptanmışsa müdahale yapılabilir. Zaten uluslararası hukuk onu gerektirir.”