CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, geçtiğimiz günlerde Meclis'te oylamaya sunulan ve kabul edilen tezkerenin çok riskli olduğunu belirterek, "Hükümetin eline böyle bir tezkere verilmemeliydi. Böyle bir tezkere vermekle büyük bir risk alındı. Niyet, IŞİD değil Esad’dır. Aklı başında olan herkes, bunun böyle olduğunu biliyor" dedi.
Kılıçdaroğlu, Dışişleri Bakanlığı’nda yapılan ve medyaya sızan ortam dinlemesinde, Suriye’ye saldırmak için kendi güvenlik görevlilerimizi Süleyman Şah Türbesi’ne doğru ateş ettirip, bunun Suriye tarafından kaynaklandığı öne sürülüp saldırılması senaryosu konuşulmuştu diyerek "Suriye sınırları içinde bulunan vatan toprağımız Süleyman Şah Saygı Karakolu da tezkerede yer alıyor. Oysa o topraklar, Türkiye Cumhuriyeti’nin toprağıdır. Oraya yabancı bir gücün müdahalesi olursa, buna her zaman anında müdahale hakkımız var. Bunun için Birleşmiş Milletler kararına da gerek yok" açıklamalarında bulundu.
Sözcü Gazetesi'nin Ankara temsilcisi Saygı Öztürk'ün, "Genelkurmayı kapatın gitsin" başlığıyla yayımlanan (5 Ekim 2014) Kemal Kılıçdaroğlu ile yaptığı röportaj şöyle:
Kemal Kılıçdaroğlu, “hayır” dedikleri tezkere için hükümeti topa tuttu: “Bu hükümetin eline tezkere vermek tehlikeli. Terörle mücadele için yabancı ülke askeri Türkiye’ye gelecekse Genelkurmay’ı kapatın gitsin.”
“Niyetin IŞİD değil Esad olduğunu aklı başında olan herkes biliyor. Tezkereye ‘evet’ diyen MHP’nin milliyetçiliğini tartışmaya açarım ben…”
Hükümet, Türk Silahlı Kuvvetleri’nin Suriye ve Irak’a “sınır ötesi harekat yapma yetkisi”ni TBMM’den, AKP ve MHP milletvekillerinin oylarıyla aldı. Hükümet, Genelkurmay Başkanlığı’ndan gerekli planlamaların yapılmasını istedi. Merkezi Malatya’da bulunan 2. Ordu Komutanlığı da, aldığı direktif üzerine gerekli çalışmayı kısa sürede sonuçlandıracak, planlarını Genelkurmay’a gönderecek ve “emir” bekleyecek. Sınır ötesi harekata “hayır” diyen CHP, gelişmeleri yakından izleyecek. Genel Başkan Kemal Kılıçdaroğlu’yla, ‘bayram sohbeti’ndeydik. İster istemez gündeme damgasını vuran ‘sınır ötesi harekat yetkisini’ konuştuk. Genel görüş, Türkiye’ nin IŞİD için değil Suriye Devlet Başkanı Beşar Esad’ı devirmek için tezkere aldığı yolunda. İşte Kılıçdaroğlu’nun anlattıkları:
Dünyada şu algı var: Türkiye, Irak Şam İslam Devleti (IŞİD), El Nursa, El Kaide gibi örgütlere maddi, manevi destek veriyor. Recep Tayyip Erdoğan, ABD’ye gitmeden önceki konuşmaları ile ABD ve dönüşündeki konuşmaları arasında 180 derecelik bir dönüş yaptı. Şimdi, ‘Ortadoğu bataklığını kurutmak için Türkiye’nin rol oynayacağını’ söylüyor. Batı ülkelerinin hiçbiri ‘Ben askerimi Ortadoğu bataklığına götüreceğim’ demiyor. Aklı başında olan hükümet göndermez.
Türkiye’nin sınır ötesine asker göndermek yerine alması gereken başka önlemler var. Önce bunları hayata geçirmesi gerekirken, IŞİD’e önemli ölçüde destekler verdiğini birçok ülkenin yetkilileri de açıklıyor. Türkiye’nin yapması gereken şunlar olmalı:
1- Sınırlarımız tam anlamıyla kontrol altında tutulmalı.
2- IŞİD mensubu teröristler sınırlarımızda yakalandığı zaman ya da Türkiye’ye yaralı olarak getirildiklerinde tedavileri de yapıldıktan sonra yargı önüne çıkarılmalı.
3- IŞİD terör örgütü için militan devşiren merkezler kontrol altına alınmalı.
4- Yurt dışından Türkiye’ye gelen terör örgütü mensuplarını Türkiye’de karşılayan, onları IŞİD’le buluşturan terör örgütü mensuplarına izin verilmemeli.
5- IŞİD’in Türkiye üzerinden pazarlamaya çalıştığı kaçak petrolüyle mücadele etmeli.
Hükümet Türkiye’nin başını belaya sokuyor. Tezkereye ‘evet’ oyu verenler, ülkemizi aynı zamanda Ortadoğu bataklığına sürükleyenlerdir. Türkiye’ ye şehitler gelmesine neden olacaklardır. Bunlar biline biline tezkereye ‘evet’ oyu verdiler. Tezkerede Irak’ın toprak bütünlüğünden söz edilirken, Suriye’ nin toprak bütünlüğünden söz edilmiyor. Amaç, IŞİD’le mücadele etmek değil Suriye’de Esad’ı devirmek.
Tezkerede Türkiye’ye gelecek yabancı ülke askerleri de yer alıyor. Güvenliğimiz için Türkiye’ye, yabancı ülke askerinin postalı değecekse, yabancı ülke askerine ihtiyaç duyuluyorsa o zaman Genelkurmay Başkanlığı’nı kapatın gitsin.
Suriye sınırları içinde bulunan vatan toprağımız Süleyman Şah Saygı Karakolu da tezkerede yer alıyor. Oysa o topraklar, Türkiye Cumhuriyeti’nin toprağıdır. Oraya yabancı bir gücün müdahalesi olursa, buna her zaman anında müdahale hakkımız var. Bunun için Birleşmiş Milletler kararına da gerek yok. Süleyman Şah Türbesi’ne bir saldırı olması durumunda, Suriye’ye saldırmak için hükümet kendisine haklı gerekçe bulacak.
Unutmayalım, Dışişleri Bakanlığı’nda yapılan ve medyaya sızan ortam dinlemesinde, Suriye’ye saldırmak için kendi güvenlik görevlilerimizi Süleyman Şah Türbesi’ne doğru ateş ettirip, bunun Suriye tarafından kaynaklandığı öne sürülüp saldırılması senaryosu konuşulmuştu.
Hükümetin eline böyle bir tezkere verilmemeliydi. Böyle bir tezkere vermekle büyük bir risk alındı. Niyet, IŞİD değil Esad’dır. Aklı başında olan herkes, bunun böyle olduğunu biliyor.
Tezkereye, Meclis’te AKP milletvekilleriyle birlikte MHP’li milletvekilleri de oy verdi. MHP, kendi ülkemizin toprağında yabancı askerin postalını görmeyi uygun görüyorsa, milliyetçiliğin tartışmaya açarım.
Ülkemizde bir savaş yok. Yabancı ülke askerinin ülkemizde ne işi var? IŞİD’le mücadele için yabancı ülke askerine ihtiyaç duyuyorsan sen bitmişsin demektir. Asker bulunduracağına sen az önce söylediğim 5 maddelik önlemi al. Bunların gelişine, gidişine seyirci kalacaksın, destek vereceksin, şimdi de onları gerekçe gösterip Suriye topraklarına askerimizi göndereceksin. Böyle hükümet mi olur? Türkiye giderek meşru hükümet zemininden, ‘korsan devlet’ zeminine doğru hızla kayıyor. Bu durum, ülkemizin saygınlığına zarar veriyor.
Son dönemde ülkemizin Güneydoğusu’nda, Atatürk büstleri, heykelleri yakılıyor. Unutmayalım; Atatürk, düşmanlarının bile saygı duyduğu bir liderdir. Etnik kimliğimiz ne olursa olsun, Atatürk hepimizin ortak paydasıdır, birleştirici unsurdur. Büstlerinin, heykellerinin kırılması, yakılması büyük bir ihanettir, milli mücadeledeki beraberliğimizin yok sayılmasıdır. Üstelik onu kıranların, yakanların dedeleriyle, benim dedem Çanakkale’de kucak kucağa yatmaktadır.
AKP iktidarı size haksızlık yapıyorsa okulunu yakarak çocuğun eğitim hakkını, geleceğini elinden alıyorsun. Buna kimsenin hakkı yoktur. Okulları yakmakla bu köprülerin devamını sağlayamazsın.