CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu bayram mesajında, " Türkiye demokrasisinin önüne örülen hukuk dışı tahkimatları hep birlikte aşacağız" dedi.
Kılıçdaroğlu, “Sabır, ibadet, rahmet, mağfiret ve bereket ayı olarak kabul ettiğimiz bir Ramazan ayını daha geride bırakarak, bayrama kavuştuk. Adaletle yöneten, yoksulun yanında olan, yoksulluğu yenmek için mücadele eden, iftira atmayan, kul hakkı yemeyen” Sevgili Peygamberimiz, bayramların coşkuyla kutlanmasını ister. O’nun için bayramlar “Yardımlaşmanın ve dayanışmanın, huzurun, sevincin, barışın ve kardeşliğin” özel günleridir. Ancak İslam dünyasının içinde bulunduğu tablo, bayram coşkumuzu gölgeliyor." ifadesini kullandı.
Kılıçdaroğlu'nun bayramı mesajı şöyle:
"Müslümanlar, demokrasinin evrensel kullarından uzaklaşmış, adaletle hükmetmeyen, sorumluluğu altında olanlara karşı adil olmayan yönetim anlayışlarının hâkimiyeti altında bulunuyor. İslam coğrafyasındaki yoksulluk ve yolsuzluk, gelir dağılımı eşitsizliği, iç çatışmalar, sosyal adalet, insan hak ve özgürlükleri, kadın ve çocuk hakları gibi alanlardaki sorunlar kronikleşiyor. İçinde bulundukları yapıda çözümünü mümkün görmeyen milyonlarca Müslüman, batı ülkelerinde huzurlu bir gelecek kurmak için vatanlarını terk ediyor.İslam Dünyasının içinde bulunduğu bu tablo, büyük ölçüde ülkemiz için de geçerli hale geldi. Sadece işsizlik oranları dahi sosyal ve ekonomik yapıdaki bozulmayı göstermeye yetiyor. Son bir yılda, işsizler ordusuna yaklaşık 1 milyon yeni işsiz katıldı. Resmi rakamlara göre geniş tanımlı işsiz sayımız 8 milyonu aştı. Bu soğuk istatistiksel verilerin acı gerçeği şudur:Yüz binlerce çocuk, “Bayramlık” heyecanını yaşayamayacak, yatağının altına sakladığı bir çift bayram ayakkabısı olmayacak. Yüz binlerce çocuk, babalarından bayram harçlığı alamayacak. İşsiz anne ve babalar, çocuklarıyla güler yüzlü bir bayram sabahı yaşayamayacak; gönüllerince donattıkları bir bayram sofrasında sevdiklerini ağırlayamayacak. İşsiz ebeveynlerle işsiz çocukları, birbirlerinin yüzlerine bakmamaya çalışarak bayramlaşacak.Bu yürek dağlayan tabloya rağmen umutsuz değiliz. İktidar sahipleri kendi iktidarlarını sürdürmek adına her türden yalana sığınmış, yargı bağımsızlığını ortadan kaldırmış, temel insan hakları ilkelerinden uzaklaşmış olabilir; milyonlarca yurttaşın özgür iradeleriyle kullandığı seçme hakkını ahlaksızca yöntemlerle gasp etmek istemiş olabilir; kul hakkı yemenin bir örneği olarak martın sonunda gelen baharı hukuk dışı yöntemlerle engellemeye çalışmış olabilir; kendi çocukları tek bir gün dahi işsiz kalmamışken milyonlarca genç işsizimizin çığlıklarını duymazlıktan geliyor olabilir; yandaşlarına milyarlarca dolar peşkeş çekerken, iflas eden binlerce sanayiciyi, esnafı, tarlalarını ekemeyen çiftçiyi sırf “Yeter artık” dedikleri için hain ilan ediyor olabilir; toplumu kutuplaştırmayı, kendisini desteklemeyeni ve kendisi gibi düşünmeyeni ötekileştirmeyi bir yöntem olarak benimsemiş olabilir.Böyle bir durumda dahi, Ulu Önder Mustafa Kemal Atatürk’ün kurucusu olduğu Türkiye Cumhuriyeti, köklü demokrasi geleneği, hakka, hukuka ve adalete inancını kaybetmeyen, kul hakkı yemeyen, kul hakkı yiyene uzak duran feraset sahibi vatandaşlarımız sayesinde, her şeyin güzel olacağı yakın bir geleceğe ulaşacaktır. Bu duygularla Parti Meclisi üyemiz Eren Erdem ile diğer tutuklu gazeteci, siyasetçi ve düşün insanlarına selamlarımı yolluyorum; inanıyorum ki Türkiye demokrasisinin önüne örülen tüm hukuk dışı tahkimatları hep birlikte aşacağız. Haksızlık karşısında susan dilsiz şeytandır, bizler dilsiz şeytan olmayacağız.Ulu Önder Mustafa Kemal Atatürk başta olmak üzere tüm silah arkadaşlarını; PKK ve FETÖ başta olmak üzere terör örgütlerinin saldırılarında ve bu terör örgütlerine karşı mücadelede hayatını kaybeden şehitlerimizi rahmetle anıyorum. Acılarını bir ömür yüreklerinde taşıyacak şehit ailelerine Allah'tan sabır diliyor, bedenlerini bizler ve vatanımız için siper etmiş gazilerimize şükranlarımı sunuyorum.”