CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan'nın tutuklu CHP milletvekili Enis Berberoğlu’nu kastederek yaptığı, “İçeriden haber geliyor. Bağlantısı çıkarsa şaşırmayın” açıklamasıyla başlayan “Kılıçdaroğlu tutuklanabilir” tartışmalarını değerlendirdi. Kılıçdaroğlu, Erdoğan'ın sözleriyle ilgili olarak tutuklanmasının CHP'nin muhalefet gücünü arttıracağını belirterek "Gayri ciddi bir söz olarak bunu görmek doğru değil. Her şeye hazırlıklıyım” dedi.
Hürriyet'ten Barçın Yinanç'a konuşan Kemal Kılıçdaroğlu'nun açıklamaları şöyle:
Bir gözdağı taktiği mi yoksa ciddi bir tutuklanma olasılığıyla mı karşı karşıyasınız?
Bu ülkede yargı bağımsızdır diyen kişi ana muhalefet partisinin genel başkanına açıkça yargı yoluyla sopa göstermeye kalkıyor. 15 Temmuz darbe girişiminden beş gün sonra OHAL ilan edildi. Biz buna sivil darbe diyoruz. Her darbe kendi hukukunu yaratır. 12 Mart, 12 Eylül’de bunu gördük. Sivil darbeciler kendi hukuklarını oluşturdular. 20 Temmuz’dan sonra da sivil darbeciler OHAL ve KHK ile darbe hukukunu oluşturuyor. Geçmişte darbeciler nasıl herhangi bir kişiyi tutuklatıp rahatlıkla hapse attırabiliyorsa aynı yetkinin kendisinde olduğunu sanıyor bizim diktatör. “Ben de yakalarım yargı benim emrimde atarım içeriye.” Biz bunlara pabuç bırakmayız. ‘Bu özgüveniniz nereden’ diye sorarsanız; ortada bir suç yok. MİT TIR’larıyla ilgili Anayasa Mahkemesi’nin kararı var; ‘Bunlar devlet sırrı değil’ diyor.
Bir sivil darbe olduğunu ve onun kendi özel hukukunun oluştuğunu iddia ederek sizi başka bir şekilde hapse gönderme ihtimaline mi işaret ediyorsunuz?
Evet, darbeciler bunu yapabilir. Cumhurbaşkanı ‘Anayasa Mahkemesi’nin kararını tanımıyorum’ demişti.
Yani tutuklanma olasılığını ciddi görüyorsunuz?
Her darbe kendi hukukunu yaratır; kendi mahkemesi, kendi polisleri gözaltına alıp tutuklatabilir de. Gayri ciddi bir söz olarak bunu görmek doğru değil. Daha önce de dedim; Türkiye’de hiç kimsenin can ve mal güvenliği yoktur. Hiç kimsenin derken buna ben de dahilim.
Yani ‘Ben her şeye hazırlıklıyım’ diyorsunuz.
Elbette.
Türkiye’nin ana muhalefet partisinin liderinin tutuklanması senaryosu size ne söylüyor; böyle bir olasılık gerçekleşirse nasıl bir tablo ortaya çıkacak?
O tabloyu düşünmek bile istemiyorum.
Sizin hapse girmeniz CHP’nin muhalefet etme gücünü zayıflatacak mıdır?
Tam tersine daha güçlü hale getirecektir. Biz sıradan bir parti değiliz; dünyanın en eski dört partisinden biriyiz. Türkiye’nin geriye gidiş şansı yoktur. Türkiye bu yükü kaldıramaz. Herkes konuşurken son derece dikkatli olmak zorundadır.
O tarafta moral bozukluğu var
‘Adalet Kurultayı’ sonrasıyla ilgili beklentiniz nedir; bir yol haritası mı oluşacak?
Bu bizi Cumhurbaşkanlığı seçimlerine götürecek. Elbette bir yol haritası çıkartacağız; cumhurbaşkanı adayını belirlerken hangi ilkelerden yola çıkarak adayı belirlemeliyiz, neyi vaad etmeli?
Cumhurbaşkanlığı seçimlerine odaklanmış görünüyorsunuz ama AK Parti yerel seçimlerle ilgili de hazırlıkları başlattı. AK Parti’de bir değişim rüzgarı ve heyecan dalgasından bahsediliyor; sizin yerel seçimlerle ilgili hazırlıklarınız ne durumda?
O tarafta büyük moral bozukluğu var. İtiraf ediyorlar metal yorgunluğu diye ama metal yığılması var. Bizim tarafta ise kaybedilen demokrasi, yok olan adalet nedeniyle bunları geri getirmek için bir heyecan var ve yarın seçim olacakmış gibi çalışıyoruz.
AK Parti’nin yerel seçim adaylarıyla ilgili kriterleri yenilediğinden bahsediliyor. CHP açısından durum nedir?
Kriterlerimiz belli. Bölgesinde sevilen, sayılan, düzgün bir insan bulacağız ve git çalış diyeceğiz. Belediye başkanlarımız zaten çalışıyor.
AB’yle ilişkilerin gidişatı hakkında ne düşünüyorsunuz?
Kopuşa doğru gidiyoruz ve bu son derece riskli. Dış politika, iç politika malzemesi olarak kullanılmaz. Dış politika tüm ülkelerde millidir; iktidar ve muhalefet aynı dış politikayı savunurlar; bizde de Cumhuriyet’in kuruluşundan bu yana böyle gitmiştir. Ama ilk kez AKP iktidarında iktidarla muhalefet arasında kopuş olmuştur.
“Adalet olmazsa ekmek de olmaz. Biz eğitimde adaleti de konuşacağız. Bugün hiçbir aile çocuğunu okula gönderirken memnun değil. Geçimde adaleti konuşacağız. Adalet Kurultayı ile adalet kavramını soyut bir kavram olmaktan çıkarıp ete kemiğe büründürüyoruz. Bunu daha sonra toplumun her kesimine aktaracağız. Adalet herkesin önceliği. Ben mahkemeye başvurduğumda adalet gerçekleşsin beklentisindeyim; çocuğunu daha iyi bir okula gitsin diye sınava gönderen de adil bir sonuç beklentisinde. Adalet kavramını herkesin kendini bulabileceği bir yere oturtacağız. Eğitimde ne bekliyor gelsin anlatsın. Sorunu yaşayanla sorunu çözecek olanların yan yana geleceği bir platform oluşturmayı amaçlıyoruz.”