Kılıçdaroğlu: Ülkeye ihanetin adı budur
T24 - CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, ''Hangi siyasal parti din ve etnik mesele üzerinden siyaset yapıyorsa, ülkeye ihanet ediyordur. Kıvırmaya gerek yoktur. Ülkeye ihanetin adı budur'' dedi. Kılıçdaroğlu: Masaya çözmek için oturursak çözeriz
Kılıçdaroğlu, Ege Sanayici ve İşadamları Derneği (ESİAD) 28. Yüksek İstişare Konseyi toplantısında yaptığı konuşmada, İzmir'i ve İzmirlileri sevdiğini, hiç kimsenin bir ili oy için ''çantada keklik'' görmemesi gerektiğini ifade etti. Cumhuriyeti kurma, çok partili hayata geçme ve sosyal devleti kurmanın ardından, özgürlükleri yeniden sağlama hedefiyle dördüncü devrim için 12 Haziran'da oy istediklerini, vatandaşların kendilerine iktidar olmaları için yeterli oyu vermediğini ifade eden Kılıçdaroğlu, ''Kimse bu ülkede 'özgür bireyim' deme hakkına sahip değildir. Özgürlük yoktur'' diye konuştu. Başbakan Erdoğan'ın medya patronları ve yakın kuruluşlarının genel yayın yönetmenlerini çağırdığını, böylelikle, genel yayın yönetmenlerine, patronlarının yanında tehdit ve şantaj yapıldığını öne süren Kılıçdaroğlu, ''Böyle bir olay var mı? Bir örnek ülke göstersin. Rusya, Japonya, Fransa'da böyle bir olay var mı? Demokrasi özgürlükten beslenir. Medyanın özgürlüğü yoksa toplumun özgürlüğü yoktur. Ben özgürce haber alamıyorsam, birbirimizi kandırmayalım'' dedi. Böyle demokrasinin olamayacağını, sadece muhalefet eleştirilerek demokrasi söylemlerinin geliştirilmesiyle de ancak kişilerin birbirini kandırdığını ifade eden Kılıçdaroğlu, ''Bu ülkede sanayici de gazeteci de yürekli olmalı'' diye konuştu. Başbakan başkanlığında üç ayda bir toplanması gereken Ekonomik ve Sosyal Konseyin 1999 yılından bu yana toplanamadığını ancak kimsenin bunun sormadığını anlatan Kılıçdaroğlu, şöyle devam etti: ''Bu kadar zam olmuş, ekonomik kriz var. Başbakan başka, bakanlar başka söylüyor. Kimse 'Bu ülkenin ekonomik politikası şudur' diye anlatmış değil. Bu ülkenin ekonomi politikası, sıcak paranın yönetildiği bir politikadır. Bunu bir devlet memuru yapsaydı, hakkında görevi kötüye kullanmaktan dava açılırdı. Bu ülkenin işadamları, ziraat odaları, sendikaları, baroları yok mu? Aradan 'bırak 3 ayı, 3 yıl geçti niye toplanmıyorsun' diye soran. Ama kimse konuşamaz, çünkü ileri demokrasi var da ondan.'' Toplantıda konuşan dernek yöneticisi bazı işadamlarının etnik kimlik üzerinde siyasi eleştirisi yaptığını da hatırlatan Kılıçdaroğlu, ülkede etnik kimlik gibi inanç üzerine de siyaset yapılmaması gerektiğini vurguladı. Toplumu bölen, ayrıştıran iki temel parametrenin etnik kimlik ve inanç üzerine siyaset anlayışı olduğunu vurgulayan Kılıçdaroğlu, ''Yeri gelince din iman edebiyatı yapıp öbür tarafta malı götürüyorsunuz'' diye konuştu. CHP'nin, birçok ülkedekinin aksine ulus devletini savunduğunu, bunu savunan Mustafa Kemal'ın büyüklüğünün de oradan geldiğini ifade eden Kılıçdaroğlu, şunları kaydetti: ''Ayakta kalan dimdik Mustafa Kemal'in Türkiyesi'dir. Etnik kimliğe ve inançlarımıza saygılıyız. Aynı topraklarda beraber yaşayacağız. Bunu çocuklarımız ve geleceğimiz için yapacağız. Bütün işadamlarından rica ediyorum bunu görsünler. Hangi siyasal parti din ve etnik mesele üzerinden siyaset yapıyorsa, ülkeye ihanet ediyordur. Kıvırmaya gerek yoktur, ülkeye ihanetin adı budur.'' Kılıçdaroğlu, ülke bütçelerinin güven vermesi gerektiğini, ancak Türkiye'de Merkez Bankasının doğrudan müdahalelerde bulunduğunu, Türkiye'nin büyüme rakamlarının işsizliğe ve enflasyon artışına engel olamadığını söyledi.
Kılıçdaroğlu, Ege Sanayici ve İşadamları Derneği (ESİAD) 28. Yüksek İstişare Konseyi toplantısında yaptığı konuşmada, İzmir'i ve İzmirlileri sevdiğini, hiç kimsenin bir ili oy için ''çantada keklik'' görmemesi gerektiğini ifade etti. Cumhuriyeti kurma, çok partili hayata geçme ve sosyal devleti kurmanın ardından, özgürlükleri yeniden sağlama hedefiyle dördüncü devrim için 12 Haziran'da oy istediklerini, vatandaşların kendilerine iktidar olmaları için yeterli oyu vermediğini ifade eden Kılıçdaroğlu, ''Kimse bu ülkede 'özgür bireyim' deme hakkına sahip değildir. Özgürlük yoktur'' diye konuştu. Başbakan Erdoğan'ın medya patronları ve yakın kuruluşlarının genel yayın yönetmenlerini çağırdığını, böylelikle, genel yayın yönetmenlerine, patronlarının yanında tehdit ve şantaj yapıldığını öne süren Kılıçdaroğlu, ''Böyle bir olay var mı? Bir örnek ülke göstersin. Rusya, Japonya, Fransa'da böyle bir olay var mı? Demokrasi özgürlükten beslenir. Medyanın özgürlüğü yoksa toplumun özgürlüğü yoktur. Ben özgürce haber alamıyorsam, birbirimizi kandırmayalım'' dedi. Böyle demokrasinin olamayacağını, sadece muhalefet eleştirilerek demokrasi söylemlerinin geliştirilmesiyle de ancak kişilerin birbirini kandırdığını ifade eden Kılıçdaroğlu, ''Bu ülkede sanayici de gazeteci de yürekli olmalı'' diye konuştu. Başbakan başkanlığında üç ayda bir toplanması gereken Ekonomik ve Sosyal Konseyin 1999 yılından bu yana toplanamadığını ancak kimsenin bunun sormadığını anlatan Kılıçdaroğlu, şöyle devam etti: ''Bu kadar zam olmuş, ekonomik kriz var. Başbakan başka, bakanlar başka söylüyor. Kimse 'Bu ülkenin ekonomik politikası şudur' diye anlatmış değil. Bu ülkenin ekonomi politikası, sıcak paranın yönetildiği bir politikadır. Bunu bir devlet memuru yapsaydı, hakkında görevi kötüye kullanmaktan dava açılırdı. Bu ülkenin işadamları, ziraat odaları, sendikaları, baroları yok mu? Aradan 'bırak 3 ayı, 3 yıl geçti niye toplanmıyorsun' diye soran. Ama kimse konuşamaz, çünkü ileri demokrasi var da ondan.'' Toplantıda konuşan dernek yöneticisi bazı işadamlarının etnik kimlik üzerinde siyasi eleştirisi yaptığını da hatırlatan Kılıçdaroğlu, ülkede etnik kimlik gibi inanç üzerine de siyaset yapılmaması gerektiğini vurguladı. Toplumu bölen, ayrıştıran iki temel parametrenin etnik kimlik ve inanç üzerine siyaset anlayışı olduğunu vurgulayan Kılıçdaroğlu, ''Yeri gelince din iman edebiyatı yapıp öbür tarafta malı götürüyorsunuz'' diye konuştu. CHP'nin, birçok ülkedekinin aksine ulus devletini savunduğunu, bunu savunan Mustafa Kemal'ın büyüklüğünün de oradan geldiğini ifade eden Kılıçdaroğlu, şunları kaydetti: ''Ayakta kalan dimdik Mustafa Kemal'in Türkiyesi'dir. Etnik kimliğe ve inançlarımıza saygılıyız. Aynı topraklarda beraber yaşayacağız. Bunu çocuklarımız ve geleceğimiz için yapacağız. Bütün işadamlarından rica ediyorum bunu görsünler. Hangi siyasal parti din ve etnik mesele üzerinden siyaset yapıyorsa, ülkeye ihanet ediyordur. Kıvırmaya gerek yoktur, ülkeye ihanetin adı budur.'' Kılıçdaroğlu, ülke bütçelerinin güven vermesi gerektiğini, ancak Türkiye'de Merkez Bankasının doğrudan müdahalelerde bulunduğunu, Türkiye'nin büyüme rakamlarının işsizliğe ve enflasyon artışına engel olamadığını söyledi.