Kürt Sorununa eşit yurttaşlık ilkesi ve diyalog temelli çözüm önerisinde, Türkiye'nin 7 maddesi ile 10 paragrafına çekince koyduğu Avrupa Yerel Yönetimler Özerklik Şartı açılımı yapan CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, bu konuda aynı görüşte olduğu HDP Eş Genel Başkanı Pervin Buldan'la ortak noktada buluşmuş oldu.
Üniter yapı içerisinde yerinden yönetim modelini güçlendiren ve yerel yöneticilere önemli hakları getiren düzenlemeyi Türkiye ‘Avrupa Yerel Yönetimler Özerklik Şartı’nı, 21 Kasım 1988’de imzaladı. ‘Yerel idarelerin güçlendirilmesi, özerkliklerinin savunulması, yerinden yönetim ve demokrasi ilkelerine dayanan bir Avrupa kurulmasının temel koşuludur’ görüşünden hareketle hazırlanan tasarı, daha sonra ‘Özerklik Şartı’ olarak Avrupa Konseyi tarafından kabul edildi. Şart, 1991 Mayıs ayında, DYP-SHP koalisyonu döneminde TBMM’de onaylandı. Türkiye’nin Avrupa Yerel Yönetimler Özerklik Şartı’yla ilgili geçmişi 30 yıl öncesine dayanıyor.
Ankara’nın 7 maddesi ve 10 paragrafına koyduğu çekinceler şöyle:
- Yerel yönetimlere, kendilerini doğrudan doğruya ilgilendiren konularla ilgili planlama ve karar alma süreçleri içinde, olabildiği ölçüde, uygun bir zamanda ve bicimde danışılması konusu ile ilgili Şartın 4. Maddesinin 6.fıkrası. - Yerel yönetimlerin yönetsel örgüt yapılarının kendilerince belirlenmesi ile ilgili 6. Maddenin, 1. Fıkrası. - Seçimle gelinen görev yerlerinde bulunanların görevleriyle bağdaşmayacak işlev ve etkinliklerin yasayla ve temel tüzük ilkelerine göre belirlenmesi konusu ile ilgili 7. Maddenin 3. Fıkrası. - Yönetsel denetime ancak yönetsel denetimle korunmak istenen yararlar ile orantılı olması durumunda izin verilmesi durumu ile ilgili 8. Maddenin, 3.Fıkrası. - Yerel yönetimlere kaynak sağlanmasında, hizmet maliyetindeki artışların olabildiğince hesaba katılması konusu ile ilgili 9. Maddenin, 4. Fıkrası. - Dağıtılan kaynakların yerel yönetimlere verilmesinin nasıl yapılacağı konusunda kendilerine uygun bicimde danışılması ile ilgili 9.maddenin, 6. Fıkrası. - Yapılacak mali yardımların, yerel yönetimlerin kendi politikalarını uygulama konusundaki temel özgürlüklerin ortadan kaldırılmamasına yönelik 9. maddesinin, 7. Fıkrası. 3 - Yerel yönetimlere, ortak çıkarlarının korunması ve geliştirilmesi için derneklere üye olma ve uluslar arası birliklere katılma hakkının tanınması ile ilgili 10. Maddesinin, 2. Fıkrası. - Yerel yönetimlere, başka ülkelerdeki yerel yönetimlerle işbirliği yapma hakkının tanınması konusu ile ilgili 10. Maddesinin, 3. Fıkrası.
- Yerel yönetimlerin, kendilerine iç tüzük de tanınmış olan yetkileri serbestçe kullanabilmeleri ve özerk yerinden yönetim ilkesini koruyabilmeleri için yargı yollarına başvuru hakkının tanınması ile ilgili 11. Maddesi. CHP’nin bugün açıkladığı seçim bildirgesinde Avrupa Yerel Yönetimler Özerklik Şartı’nın da yer aldığı açıklamaları şöyle:
• Kürt Sorunu’nu eşit yurttaşlık ilkesi ve diyalog temelinde, salt güvenlikçi anlayışa teslim olmaksızın, cesaret ve kararlılıkla çözeceğiz.
• Kürt Sorunu’nu, TBMM’de tüm siyasi partilerin katılımıyla, partizan çıkarlara kurban etmeksizin, samimi ve şeffaf bir biçimde, toplumsal uzlaşıyla çözeceğiz. • Doğu ve Güneydoğu Anadolu bölgemizde geniş istihdam yaratacak ve toplumsal refahı yükseltecek bir bölgesel kalkınma atılımını hayata geçireceğiz. • 5 yıl içinde Doğu ve Güneydoğu’da 135 yeni fabrika kuracağız. • Kamu hizmetlerinin eşit yurttaşlık temelinde tüm yurttaşlarımıza eksiksiz olarak götürülebilmesi için anadili Türkçe olmayan yurttaşlarımızı da gözetecek bir anlayışı hayata geçireceğiz. • Okullarımızda, Kürtçe dersleriyle ilgili altyapı sorunlarını çözecek ve seçimlik dersleri çeşitlendireceğiz. • Kürtçe’nin yanı sıra Türkiye’deki tüm kardeş dillerle ilgili araştırma enstitülerini yaygınlaştıracağız. Kapatılan tümenstitüleri kadro tahsis ederek yeniden açacağız. • Yerel yönetimlerin özerkliklerini AB standartlarına kavuşturacağız. • TBMM tarafından 8.5.1991 tarihinde kabul edilen Avrupa Yerel Yönetimler Özerklik Şartı’nı uygulayacağız Halkların Demokratik Partisi’nin ( HDP ), Kürt sorununa yönelik düşüncesini ve bakış açısını yansıtan “Kürt Sorununa Demokratik Çözüm Deklarasyonu”nu Diyarbakır il binasında bulunan Vedat Aydın Konferans Salonu’nda düzenlediği basın toplantısı yla açıklamıştı. HDP eş genel başkanı Pervin Buldan şunları söylemişti:
Bir toplumun nasıl yaşayacağı, nasıl yönetileceği ise siyasi ve meşru bir hak olarak kendi tercihlerine bağlıdır. Bu açıdan HDP , Kürtler başta olmak üzere diğer bütün toplumların hak taleplerini kabul eder. Kültür, dil ve kimlik gibi taleplerin anayasal çerçevede çözümünü savunur ve farklı kimlikleri reddeden, onları yok sayıp bastıran tekçi anlayışı ortadan kaldırmak için mücadele eder. Tarihten günümüze kadar devam eden Kürt sorunu bir statü sorunudur. Kürtlerin statü talebi bölücülük değil, toplumsal barış ve ortak yaşam için gerekli ve kaçınılmazdır.
Talep edilen, üniter devlet yapısı içinde, Kürtlerin kendi karar mekanizmalarını oluşturmasıdır. Yerel ve yerinden yönetim talebi bu anlamda sorunu çözecek temel ve başat taleplerden biridir. Bu model dünyanın değişik yerlerinde uygulanan, merkezileşmeyi ve tekleşmeyi önleyen demokratik bir modeldir. Avrupa Yerel Yönetimler Özerklik Şartı da bu ihtiyaçtan ortaya çıkmıştır. Partimiz Türkiye’nin 1992 yılında imzaladığı bu şartın çekincelerini de ortadan kaldırılarak hayata geçirilmesini savunmaktadır. HDP programında bu durum açık ve net bir biçimde yer almaktadır. Bunun gerçekleşmesi için tekçi, inkarcı anayasanın değişmesini birinci önceliktir.