Cumhuriyet Halk Partisi (CHP) Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, Yüksek Seçim Kurulu'nun (YSK) mühürsüz zarf ve oy pusulalarının kabulüne itiraz yollarının tıkanması durumunda anayasa değişikliğini "gayrı meşru sayacaklarını" söyledi. Protestoların hak olduğunu belirten Kılıçdaroğlu, "Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi var. Gerekirse olayı oraya kadar götüreceğiz" diye konuştu.
CHP lideri, YSK'yı protestoların 'hak olduğunu da' belirtti. TBMM'de BBC Türkçe'den Mahmut Hamsici'nin sorularını yanıtlayan Kılıçdaroğlu, YSK'nın kararına dair itiraz başvurularından sonuç alamamaları durumunda tavırlarının ne olacağına dair soruya şu cevabı verdi:
"Yapılan değişikliği gayrı meşru sayacağız. Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi var. Gerekirse olayı oraya kadar götüreceğiz."
Kılıçdaroğlu, referandum sonrasındaki sokak protestolarını 'hak' olarak değerlendirdi:
"Yüksek Seçim Kurulu'un aldığı bu karar her kesim tarafından protesto edilmelidir. Protesto etmeye de hakları vardır. Eğer hukukun üstünlüğü kavramı varsa, bu karar çok önemliyse ve bu kavramın evrensel bir değeri varsa hiç kimse bu kavramı yerle bir edemez."
Kılıçdaroğlu, geçmişteki Anayasa Mahkemesi kararlarının altını çizdi:
"Anayasa Mahkemesi'nin iptal kararları var. Anayasa Mahkemesi daha önce verdiği bir kararı hangi gerekçeyle değiştirecek? Çünkü Anayasa Mahkemesi, oy pusulaları ve zarflarda mühürün olmaması halinde seçim iptal edilir diye karar almış, üstelik 2014 yılında. Yasada da açık ve net böyle bir tanım var.
"Şimdi hangi gerekçeyle Anayasa Mahkemesi kararını değiştirecek? Değiştiremez. Ayrıca zaten Yüksek Seçim Kurulu, parlamentonun iradesinin üstünde bir görüş beyan edemez."
Kılıçdaroğlu, "Velev ki sizin açınızdan hukuki yolların hepsi tükendi, siz bu sonuçları tanıyacak mısınız?" sorusuna bu durumda partide karar alınarak bir yol haritası çizileceğini söyledi:
"O zaman oturacağız, Parti Meclisi'ni toplayacağız. Bunu bütün ayrıntılarıyla değerlendireceğiz ve kendimize bir yol haritası çizeceğiz. Yetkili organlarımızda nasıl bir yol, yöntem izlemeliyiz diye oturup konuşacağız."
Referandumun ardından Pazar akşamı ve Pazartesi günü sosyal medyada, 'hayır' oyu veren gençlerden CHP yönetiminin tavrına yönelik eleştiriler geldi.
Bu eleştirilerle ilgili olarak Kılıçdaroğlu, Pazar günkü açıklamanın sadece YSK'yla ilgili olması gerektiği nedeniyle bu tepkilerin geldiğini, ayrıntılara Salı günkü grup toplantısında girdiğini söyledi:
"Pazar günü yaptığım açıklama gençleri tatmin etmedi. Oysa o açıklama sadece Yüksek Seçim Kurulu kararlarına endekslenen bir açıklamaydı. Yüksek Seçim Kurulu'nun mühürsüz seçim pusulalarını ve zarfları kabul etmesinin yapılan referandumun meşruiyetine gölge düşürdüğünü ve bu karardan dönmesi gerektiğini söylemiştim. Genel olarak referanduma girmemiştim.
"Ona bugün (Salı) girdim. Oysa o gençler o akşam benden çok daha heyecanlı bir açıklama bekliyorlardı. Doğru değildi çünkü YSK'yı doğrudan hedef aldık. YSK bizim kararımıza uyup, 'evet o gece oylar kabul edilmeyecektir' diye karar alsaydı bizim meşruiyet tartışması açmamamız halinde Hayır çıkarsa, onun da meşruiyeti tartışmalı olacaktı.
"Biz bütün bu ayrıntıları düşünerek o akşam açıklamanın sadece YSK kararıyla sınırlı tutulmasını istedik. Bugün (Salı) açıklamamızda konunun bütün ayrıntılarına girdik açıklamamızda."
"Yüksek Seçim Kurulu'nun yasaya aykırı olarak almış olduğu karar, her şeyden önce parlamentonun itibarını zedeliyor. Parlamentonun çıkardığı yasayı tanımıyorum diyor.
"Anayasa Mahkemesi'nin aldığı kararı tanımıyorum anlamına geliyor. Bu, orada görev yapan yargıcın, yargıç kimliğini zedeler. Onlar bağımsız ve tarafsız birer yargıç değil, 'sarayın beklentilerine uygun karar veren kişiler', anlamına gelir."
Referandumda 'hayır' oyları, sol/laik tabandan Kürtlere, ülkücü kesimden kentli muhafazakarların bir bölümüne farklı siyasi seçmen gruplarından geldi.
"CHP, çıkan bu yeni tablo içerisinde stratejilerini ve politikalarını yenileyecek mi?" Bu soruya cevaben "Elbette de yenilemek zorunda" diyen CHP lideri şöyle devam etti:
"Demokrasiden yana olanların birarada ve ortak bir paydada hareket etmeleri gerekiyor. Bunun bir ayağı medya özgürlüğüdür, bir ayağı hukukun üstünlüğüdür, bir ayağı yargının bağımsızlığıdır. Bakıldığı zaman güçler ayrılığını savunmaktır, parlamentonun itibarını korumaktır.
"Geçmişte hangi siyasi partinin kimliği içerisinde yer almışsa alsın, ya da herhangi bir siyasi kimliği olmayan, demokrasiden yana olan bütün yurttaşların birarada olmaları gerekiyor. Bizim buna ihtiyacımız var. Bu ihtiyacı sadece CHP olarak biz değil sokaktaki sade bir yurttaş da artık hissetmeye başladı. Demokrasiyi ortak savunmalıyız, demokrasiyi ortak güçlendirmeliyiz.
"Demokrasiye karşı olan kişi, kurum veya siyasal partilere karşı ortak mücadele etmeliyiz. Bu, çok önemli bir hareket olacaktır. Bizim Cumhuriyet tarihimizde de ortaya ilk kez böyle bir tablo çıkıyor. Bu da çok önemli bir değer".
Kılıçdaroğlu, 'CHP'nin referandum kampanyasındaki gibi, farklı kesimlere hitap eden tarzının da süreceğini' belirtti:
"Bu dilimizi koruyacağız. Kucaklayıcı bir dil kullanacağız. Kendi siyasi görüşü, kimliği veya yaşam tarzı farklı olabilir. Bütün bu değerlere de saygı göstereceğiz. Ama demokrasiyi yüceltmeye hazır olan herkesi kucaklayacağız".