CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, "Tek imza ile 6 milyar TL çeteye peşkeş çekiliyor" sözleriyle gündeme getirdiği Bandırma-Bursa-Yenişehir-Osmaniye Demiryolu İhalesi üzerinden Cumhurbaşkanı ve AKP Genel Başkanı Recep Tayyip Erdoğan'a yüklendi.
Kılıçdaroğlu, "Görmediğim belgeyi konuşmam sevgili Erdoğan daha dur bakalım daha sana çok sürprizlerimiz olacak. Arkadaşlara söyledim her biri tek tek açıklayacak o yolsuzluk belgelerini. Senin imzan olan belgeleri de açıklayacağız sen hiç meraklanma" ifadelerini kullandı.
Organize Sanayi Bölgeleri'ndeki elektrik kesintilerine de değinen CHP lideri, Türkiye Odalar Borsalar Birliği'ne (TOBB) çağrıda bulunarak, "Elektrik kesintilerinin OSB'lerde yarattığı maliyet nedir?" diye sordu.
Kılıçdaroğlu'nun açıklamalarından öne çıkanlar şöyle:
"Zor günler yaşıyoruz. Zor şartlardan geçiyoruz hep beraber. Hep birlikte aşacağız, aşmak zorundayız. Aşmanın yolu birlik beraber olmaktır.
"CHP olarak özellikle son 5-6 yılda toplumun en yoksul kesimlerinin yanında olduk. Onlarla beraber aynı sofraya oturduk. Hem kendi, hem Türkiye’nin sorunlarını görüşme imkanımız oldu.
"Sorunları ölçüyoruz, tartıyoruz. Her soruna çözüm üretme gayretindeyiz. Taşeron işçiler attığımız en önemli adımlardan bir tanesiydi. Sonunda iktidar kadro vermek zorunda kaldı. Hâlâ kadro alamayan 2 bin 2 kadar hastane bilişim sistemleri çalışanları var. Bu arkadaşlarıma sesleniyorum: Az kaldı göreceksiniz, Millet İttifakı’nın iktidarında sizin kadrolarınız en kısa sürede verilecek. Yapıyorsanız yapın; yoksa biz gelip yapacağız.
"Gerçek anlamda öğretmenler meslek yasasını biz çıkaracağız. Hiçbir öğretmen yoksulluk sınırının altında aylık almayacak.
"(Bandırma-Bursa-Yenişehir-Osmaniye Demiryolu İhalesi) Erdoğan önce AK Partiyi zapturapt altına aldı sonra partiyi kuran kurucuların tamamını tasfiye etti. AK Parti'nin akil insanlarını partiden tamamen dışları. Üçünü aşama AK Parti'yi ailesine peşkeş çekti. Dördüncü aşama devleti kendi ailesinin hizmetlerine boyun eğecek hale getirdi. TC tarihinde görmediğimiz bir olay. Bütün bu baskılara rağmen bürokrasinin nabzı atıyor mu diye bir video yayımladım. Oturduk dertleştik kamu görevlileriyle, o ara da gelen bir yolsuzluk dosyasını gündeme getirdim. İsim vermedim, sadece dosyadaki isimleri okudum. Vay efendim o dosyanın altında benim imam yoktur diye Erdoğan diğerleri çıktılar açıklama yaptılar. Bir bakan çıktı, arkadaşımıza dedin ki, telefonla bağlansın bütün sorularına cevap verelim diye fakat bizim arkadaşın telefonla bağlanmalarına izin vermediler. Nedir bu olay anlatayım. 3 Nisan 2018'de bir ihale yapılır, 3 milyar 198 milyon 443 bin 127 lirayı veren firma kazanır. Firmanın özelliği gerçek bir ihale olması yarışmaya girmesi ve bunu kazanması .Artı finansmanını içeriden kendi karşılayacak ama ihaleyi beşli çeteden biri kazanmaz. Bunun üzerine ihale iptal edilir. Aradan bir süre geçer, ihalede bazı değişiklikler olur, yeniden ihaleye çıkılır. 21 Ağustos 2020'de. Bu ihale 21B usulü ile yapılır. Bu sefer 3 milyar 200 milyon değil, 9 milyar 449 bin 995 bin 834 liraya beşli çeteden birine ikram edilir. Arada 6 milyar fark var. Zaman geçmiş, doğru, ben de biliyorum. Ama önemli bir ayrıntı var. Bunlar giderler, yani beşli çete adına yurt dışından para toplarlar, daha doğrusu para isterler. 1 milyar 238 milyon 421 bin Avro kredi anlaşması yapılır. Kredi anlaşmasının kefili Hazine'dir. Kamu borç yönetiminin raporu var. Maliye Bakanlığı'nın benim değil. Erdoğan diyor ki 'EFENDİM Kılıçdaroğlu yalan söylüyor, benim hiçbir imzam yok.' Sen ihale komisyonunda değilsin ki, sen talimat veren makamdasın. Diyorsun ki 'İhaleyi iptal edin bir süre bekleyin ihaleyi bizim çeteden arkadaşlara vereceğim' diyorsun. Bir de 'dışarıdan borç alacağım o borca da ben kefil olacağım' diyorsun. E şimdi bu 2020 kamusal mali durum ve beklentiler raporu. Ulaştırma ve Altyapı Bakanlığı'nın raporu. Açın raporun 25. sayfasını, '17.03.2020 tarihli cumhurbaşkanlığı oluru ile yatırım programında gerekli revizyon yapılmıştır' diyor. Demek ki onayı veren Erdoğan. Sayıştay'ın da raporları var. Ulaştırma ve Altyapı Bakanlığı Sayıştay raporu var. orada da aynı tarihi veriyor. Burada yalnız tarih yanında sayıyı da veriyor 24776198-903.02-21 sayılı cumhurbaşkanlığı oluru. Sen demek ki bütün bu kirlilikleri biliyorsun, zaten bilmemen mümkün değil. Zaten senin talimatınla yapılıyor bütün bunlar. Zonguldak Milletvekilimiz bunların tamamını açıklayacak. Bu dosyanın içinde bütün sorulara yanıt var. İşin özeti şu, Hazine'yi yükümlülük altına sokuyorsun, beşli çeteyi koruyorsun. Görmediğim belgeyi konuşmam sevgili Erdoğan daha dur bakalım daha sana çok sürprizlerimiz olacak. Arkadaşlara söyledim her biri tek tek açıklayacak o yolsuzluk belgelerini. Senin imzan olan belgeleri de açıklayacağız sen hiç meraklanma."
"Cumhuriyet tarihinde karşılaşmadığımız olaylarla karşılaşıyoruz. Doğalgaz kesintileri başladı. Bu kadar yaygın bir olayla hiç karşılaşmamıştık. Ya ülkeyi yönetenlerin Türkiye'yi nereye getirdiklerini hep beraber görüyoruz. 12 Ekim tarihinde grupta bir konuşma yaptım; 'Devleti yönetenler önümüze kara kış geliyor topluma maliyetini iyi hesaplamalıdırlar. Bunların umurunda değil, ama biz insanımızı seviyoruz. Bunlar basiretsiz bir yönetim, doğalgaz alıyorsunuz değil mi dışarıdan, bunu depolayacaksınız. Bizim Silivri'de Tuz Gölü'nde depolama tesislerimiz var. 9 Ekim itibariyle bu depolarda bulunan gaz miktarı 2 milyar 791 bin metreküp. Bu sadece 15 günlük ihtiyacımızı karşılıyor.' Ve bu açıklamayı yaptığım tarihten sonra depolardaki gaz sürekli azaldı. Bunu da kamuoyuyla paylaştım. Ocak 2018'de depolarda yüzde 73 oranında gaz vardı; ocak 2019'da yüzde 72; ocak 2020'de yüzde 60, ekim 2021'de yüzde 54, ocak 2022'de yüzde 32. Bu rakamları açıkladıktan sonra Enerji Piyasaları Anonim Şirketi (EPİAŞ) internet sitesinden bütün rakamları kaldırdı. Şu devlet yönetimine bakın Allah aşkına. Millet gerçekleri öğrenmesin diye. Gerçekten yönetmekten acizleri üç adım sonrasını bilmiyorlar. Böyle bir devlet yönetimi hiç görmedim!
"(OSB'lerdeki elektrik kesintileri) Türkiye Odalar Borsalar Birliği'ne açık çağrı yapıyoruz. Elektrik kesintilerinin OSB'lerde yarattığı maliyet nedir?
"Elektrik zamları olunca da dediler ki 150 kwh saate kadar yüzde 50, aşarsa yüzde 127 zam yapacağız dediler. Yine akıl verdim onlara. 4 Ocak’ta şunu söyledim’4 kişilik bir ailenin tükettiği elektrik 230 kwh’dir zam yapacaksanız buna göre yapın. Dün kalkmış açıklama yapıyorlar. Benim dediğim noktaya geldiler. Demek ki devleti yönetemiyorlar, demek ki biz biliyoruz. Demek ki biz toplumu da çok iyi biliyoruz.
"Şu anda her akaryakıt istasyonu bir vergi dairesi gibi. Para kesiyorlar oradan. Demek ki milleti kandırıyorlar. Demek ki sizi kandırıyorlar. Sizi kandırıyorlarsa sandıklara ders vermek bunlara sizin göreviniz.
"Asgari ücrete bizim baskılarımız sonucu 4253 lira yaptılar net olarak bizim belediyelerde bu 4500 liradır. Türk İş'in açlık sınırı 4249 lira. Para ellerine geçmeden açlık sınırının altında kalacak bir asgari ücretli .Zamların yarattığı tablo budur. Gecenin karanlığında insanlar ucuz ekmek kuyruğuna giriyorsa, 21. yy Türkiye'sine eksi 3 derecede ucuz yağ kuyruğuna giriyorsa insanlar bunun sorumlusu Erdoğan ve ailesidir. Üstü kapalı şeyler söylemiyoruz, açık ve seçik söylüyoruz, bunlar bu ülkeyi yönetemezler. Ama ben ülkemi sevdiğim için gelecekte de aynı tablolarla karşılaşmayalım diye bir öneri yapmak isterim; devam eden yer altı depoları ve geri üretim tesislerinin yatırımlarını n süratle bitirilmesi lazım. Süratle kaynak ayrılması lazım. Konya-Karaman-Mersin arasında bağlantı hattının tesis edilerek bölgesel iletim hatlarının güçlendirilmesi lazım. İran'dan kaynaklı sorunların yaşanmaması için doğu bölgelerini besleyecek iletim ve dengeleme altyapısı gecikmeden tesis edilmelidir. İran bunu istiyor, İran'dan kesinti sadece bir gün. Sorunu İran'a atmaya çalıştılar İran açıklama yaptı. Dış politikada yalan olur mu Allah aşkına. Azerbaycan ile kesinlikle görüşmelere giderilmeli. Türkiye'nin mağdur olduğu bir transit tarife fiyatı var bunun düşürülmesi lazım doğrudan çıkış verilmesi lazım.
"Erdoğan yönetmediğini görüyor faturayı bürokratlara çıkarıyor. 3.5 yılda 3 tane Hazine ve Maliye Bakanı değişti. 4 tane Merkez Bankası Başkanı değişti. MB'nin hiçbir işlevi yok artık .Fiyat istikrarını sağlayacak kurum olmaktan çıktı zaten. MB'nın tek bir işlevi kaldı matbaada Türk Lirası basmak. Fiyat istikrarını sağlayan bir kurum değil. Merkez Bankası yöneticilerinin akıllarını çalıştırma zorunluluğu yok, çalıştırırlarsa zaten görevden alınıyorlar.
"TÜİK beş kişi gitti geldi. Sanki bunların tamamı geçici işçi. Yav kardeşim bunların hepsi görev yapıyor ya. TÜİK Başkanı biz gittiğimizde içeri almamışlardı kapıya anahtarı koymuşlardı. Görevde kaldı sırtı sıvazlandı sonra bir şey söyledi sonradan da ne hikmetse , kul hakkı yemem dedi. Vay sen misin kul hakkı yemeyen seni görevden alıyorum dedi ve aldı. Kul hakkı yiyen yemeyene tahammül edemez. Ben haram yiyorsam benim altımda çalışıyorsan sen de yiyeceksin kardeşim beraber kirleneceğiz diyor.
"Saray ve şürekası önce dediler ki önce sistemi değiştirelim ömür boyu biz bu işi götürürüz dediler. Fakat biz muhalefet partileri olarak bir araya geldik birinci ezberlerini bozduk. Demokrasi için bir araya geldik. Devlet saydamlaşması için, parlamentonun güçlü olması için bir araya geldik devletin bir kişiye teslim edilemeyeceğini bildiğimiz için bir araya geldik. Sonra ikinci propaganda başladı .Efendim bunlar bir araya geldi ama kazanamazlar. Yerel seçimlerde kazandığımızı gördüler. İkinci ezberleri de bozuldu. Onların bütün hayallerini yıktık. Panik içineler. O nedenle hazmedemiyorlar o nedenle baskıyı artırıyorlar. Şimdi üçüncüye başladılar. Efendim bunlar kazanacaklar ama memleketi yönetmezler. Şimdi bunun propagandasını yapıyorlar. Vallahi de billahi de bu güzel ülkeyi sizin takımınızdan çok daha adaletli namusuyla yöneteceğiz."