Kılıçdaroğlu'ndan 'dokunulmazlık' yanıtı: Kaldırmazsan namertsin

Kılıçdaroğlu'ndan 'dokunulmazlık' yanıtı: Kaldırmazsan namertsin

CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, dün Siliviri olaylarıyla ilgili olarak, “Biz üzerimize düşeni yaparız” sözleriyle dokunulmazlıkların kaldırılması imasında bulunan Başbakan Erdoğan, “Kaldırmazsan namertsin” dedi.

Kılıçdaroğlu partisinin grup toplantısındaki konuşmasında hem barış süreci hem de dün Silivri’de yaşanan olaylar ile ilgili görüşlerini dile getirdi. Kılıçdaroğlu’nun konuşmasının satır başları şöyle

‘Bağımsız yargıya bakın’

 Vekiller oraya gidecek, duruşmayı izleyecek. Yargı gereğini yapacak diyor, 15 dakika sonra yargı harekete geçiyor. Bağımsız yargıya bakın

Neymiş, milletvekillerinin dokunulmazlığı kalkacak mı?

Bizim korkumuz yok. Bizim dokunulmazlığa ihtiyacımız yok. Demokrasi için her türlü bedeli öderiz.

Özel yetkili mahkemelerin bağımsız olduğunu söylemek için hukuk cahili olmak lazım. Senin dokunulmazlığın sen de kalsın. Bizim dokunulmazlığımızı kaldırmazsan namertsin sen.

 Son günlerde bir moda: CHP neden konuşmuyor?

Oysa konuşuyoruz. Ben de arkadaşlarım da TV’lere çıkıyor, basın toplantısı yapıyor.

Asıl söylemek istedikleri şu: Bizim duymak istediklerimizi neden söylemiyorsunuz

Sizin duymak istediklerinizi değil bu ülkenin çıkarları neyi gerektiriyorsa onu söyleriz

CHP sürece neden destek vermiyor? Sürecin ne olduğunu bilen var mı?

Bir kitap düşünün. Üzerinde İmralı süreci, üstü çizilmiş, sonra çözüm sonra da barış süreci. Kaleme alınlar Öcalan ve Erdoğan. Kitabı önünüze koyuyorlar, yorum yap diyorlar. ‘Bir okuyayım’ diyorsunuz. Okuma diyorlar. Ama okumadan nasıl yorum yapacaksınız

Bu konuda CHP dışında çözüm önerilerini kamuoyu ile paylaşa başka bir siyasal parti var mı? Yok

Biz görüşlerimizi açıkladık. Kabul edersiniz, etmezsiniz. Son olarak adını barış süreci dediler. İsminde anlaşamıyorlar. Çözüm tutmadı barış süreci, İmralı tutmadı şu olsun diye...

Kervan yolda düzülür mantığıyla gidiyorlar

Şimdi CHP’ye zorla gelin bu sürece girin diyorlar. Medya silahşörleri istiyorlar

Geçenlerde birine sordum: Neye destek verdiğinizi biliyor musunuz? Hayır bilmiyorsunuz....Bize sorduklarını Erdoğan’a sormuyorlar. Erdoğan konuşmuyor, kimse sormuyor.

 

‘Kalemi özgür olmayan basın’

 

Kalemi özgür olmayan bir basın halkın basını değildir. Sorun nedir biliyor musunuz? Sorun milyonlarca yurttaşın umudu ile oynamaktır. Bu sürecin sonunda bir başarısızlık çıkarsa faturasını 76 milyon yurttaş ödeyecektir.

Büyük öfkeler büyük hayal kırıklıkları çıkarır

Topluma bu kadar umut vereceksiniz, altından bir şey çıkmayacak. Bu topluma yapılmış en büyük ihanettir

CHP ile görüşmek vakit kaybıdır diyen bir başbakan düşünün. Bu başbakan neden ısrarla CHP ile görüşmek istiyor. Hani vakit kaybıydı

Baktılar olmuyor, yeni bir sürece girdiler. Akil adamlar

Akil adamlar çıktı piyasaya. Akil insanlarla ilgili olarak bilgi vereyim. 7 Haziran 2012’de ATV’de Başbakan’a soruyorlar: CHP’nin önerisi var. Uzlaşma Komisyonu olsun Meclis’te. Paralelinde de Akil adamlar olsun diye

Başbakan ‘zaten akil adam biziz’ diyor.

Türkiye’de terörle ilgili parlamentonun içinde elini taşın altına koyduğu (kendisini kastediyor), ilimle akil adamları oluşturmuş sayılırız diyor

O zaman neden Akil Adamları oluşturdun

Herhalde kamuoyu yoklaması yaptı, güven çıkmadı. Şimdi millete diyor ki ‘Bana güvenmiyorsunuz bari bu 63 adama güvenin’

Bunu da medyanın gücüyle yapmak istiyor

Medyayı tümüyle kontrol altına almış durumda

Adamlarını da bulmuş. Akşam olunca doğru TV’ye. Recep Tayyip Erdoğan’ı tekrar etmeye

Akil adamlar ne yapacak? Bir grup gitti Mardin’e mesela. İnsanımız hoşgörülüdür. Masalar kurulacak, çaylar ısmarlanacak.

Bu ülkede barışa ihtiyacımız var diyecekler. Herkes ‘evet haklısınız’ diyecek

Arkadan çarıklı erkanı halk el kaldıracak: Bunu nasıl yapacağız

Onu ben bilmiyorum diyecek. Bilen var mı? Peki bunlar nasıl akil adam

Demokrasi bir ülkeye gelmeden barış gelmez. Ben burada daha önce 16 maddelik demokrasi manifestosu açıkladım. Erdoğan ve yandaşları o demokrasi manifestosuyla ilgili tek cümle söyledi mi? Tek soru soruldu mu onlara? Neden sorulmuyor? Ayrıcalığı mı var?

Yasama, yürütme ve yargı dışında 3 kural var.

Demokrasilerde oy hırsızlığı olmaz, özel yetkili mahkeme olmaz, öğrenci, gazeteci hapiste olmaz. Liderler milletvekili listelerini alıp vatandaşın önüne koymaz. Demokrasinin olmadığı yerde barış olmaz, hayaldir

Bir ülkede hukuk yoksa barış da yoktur. Milletin seçtiği vekilleri hapiste tutacaksın benim ülkemde hukuk var diyeceksin

Üçüncüsü de toplumsal uzlaşma olmadan barış olmaz

Yargının bağımsızlığı, gel yargıyı bağımsız kılalım

Biz bunları söylüyoruz

Şu CHP yine konuşmadı diyecekler şimdi. Bizim söylediklerimiz eksik ya da yanlış olabilir. Çıksın Erdoğan bizim haritamız üzerinde konuşsun bakalım. Neden ona ‘Niye konuşmuyorsun Erdoğan’ diye sormuyorsunuz?

 

TARİHTE İLK KEZ TBMM BİR TERÖR ÖRGÜTÜYLE MUHATAP KILINMAK İSTENİYOR

Bu işin muhatabı hükümettir demişti olay ilk ortaya çıktığında Erdoğan. Sayın Cemil Çiçek de aynı şeyi söyledi.

Önerge sahibi AKP’li  ise şöyle diyor: Bu çözüm sürecine TBMM’nin bir araştırma komisyonu dahil olması, siyasi risk getiren bu süreçte herkesin elini taşın altına koymasını sağlamak için komisyonunun kurulmasını öneriyoruz

Türkiye’nin en temel sorunlarını çözerken halka doğruları söyleyeceksiniz

Önergede şu yazıyor: TBMM’nin süreçle sağlıklı şekilde irtibatı kurulabilecek

Bizim tarihimizde ilk kez TBMM bir terör örgütüyle muhatap kılınmak isteniyor. Bu hukukun kaldırabileceği bir şey değildir

Sayın Cemil Çiçek ‘Bu bir araştırma önergesi’ diyor. Adı öyle ama önce metni oku sayın Çiçek, ondan sonra konuş

TBMM’nin başkanı olarak bu süreçte TBMM’nin bağının kurulmasını doğru buluyor musun, bulmuyor musun? Çık söyle

Bunu kabul etmemiz mümkün değil, bunu doğru da bulmuyoruz

 

Ekonomi konusunda bütün yurttaşlarımız sıkıntılı. İster protesto edilen senetlere bakın, ister yatırımdaki düşüşe bakın, ister enflasyondaki yükselişe bakın. Bütün göstergeler SOS veriyor

En son Trabzon’da genç bir çocuk işsizlik nedeniyle kendisini yaktı. 

İşsizlik bu yıl 214 bin kişi daha arttı.

Tek tek bütün illeri gezeceğim, iş dünyası ile toplantılar yapacağım. Yapıyorum da. Görüşlerimiz nedir, bu süreç nasıl düzelir bütün ayrıntılarıyla anlatıyorum

Hiçbir işveren artık CHP’nin görüşü yoktur diye bir görüş içinde değil

Roman Günü… İstanbul’da görkemli bir Roman günü düzenleyeceğiz. Görüşlerimizi onlara aktaracağız