CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, Ege Deniz'inde Türkiye'ye ait adaların "Yunanistan tarafından işgal edildiği" iddiasını ileri sürerek Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan'a seslendi. Kılıçdaroğlu "İlk kez Türkiye toprak kaybına uğradı. Çipras'a gidiyor soramıyor. Fırça yiyeceksen neden gidiyorsun oraya. Sen önce adaları kurtar. Ezikler çünkü, hatalarını biliyorlar" görüşünü dile getirdi. Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan, Çin'in başkenti Pekin'de Yunanistan Başbakanı Aleksis Çipras’la 13 Mayıs'ta görüşmüş, Yunanistan tarafından iade edilmeyen 8 askerin, Türkiye ile Yunanistan arasında bir sorun teşkil ettiğini söylemişti. İki lider arasındaki görüşmede adalara ilişkin bir konunun açılıp açılmadığına dair bilgi gelmemişti.
Erdoğan'ın Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin ile görüşmesine ve ABD Başkanı Donald Trump ile de görüşecek olmasına değienen Kılıçdaroğlu, "Putin'le Trump arasında gidip geliniyor. Birisi bana nasıl gaz verir diye bir oraya bir oraya gidiyor"dedi.
Kılıçdaroğlu, cumhuriyet.com.tr'de yer alan "İlk FETÖ iddianamesini hazırlayan Başsavcı Mustafa Alper’i kamyon biçti" başlığı nedeniyle "Terör örgütü propagandası yapmak" iddiasıyla Genel Yayın Yönetmeni Oğuz Güven'in tutuklanmasına ilişkin olarak "İnsanda biraz vicdan olur ya, ne biçim hakimsiniz siz, ne biçim savcısınız siz. Böyle bir rezalet olabilir mi? Oğuz Güven hapishaneye gülerek gitti. Türkiye Cumhuriyeti'ni yarı açık cezaevine çevirdiler. Bunun hesabını birlikte soracağız" diye konuştu.
TBMM'de partisinin grup toplantısında konuşan Kılıçdaroğlu'nun konuşmasından satır başları şöyle:
"Biz geçmişte bugünün tarihine imza atmış kadınları ve erkekleri hep saygıyla andık. Onların kimlikleri, yaşam tarzları farklı olabilir ama onları doğuran annelere de hep birlikte saygı duymak zorundayız. Onları saygı ve sevgi ile, rahmetle anıyorum. Anneler acıya mahkum edilmemeli. Bunun için hep birlikte mücadele etmeliyiz.
"10 Cumhuriyet çalışanı tam 198 gündür tutuklular. FETÖ terör örgütünü savunmaktan ötürü. Oysa bunların bütün hayatı FETÖ ile mücadeleyle geçti.
"İki genç eğitimci açlık grevi yapıyorlar. Nuriye Gülmen ve Semih Özakça. Ne günahı var bunların. Tek arzusu var, 'Okuduk' diyorlar. 'Öğretmen olduk, KHK ile işimize son veriyorlar' diyorlar. 'Çalıştırmayacaksanız o zaman bırakın ölelim' diyorlar. Sayın Binali Yıldırım, genç iki kişinin ölümüne izin vermeyiniz. Aileleri kabul edin. Anadolulu aileler bunlar, ne günahı var bunların. Buradan iki kardeşime de istirham ediyorum; açlık grevinden vazgeçin.
"Cumhuriyet gazetesi internet sitesi sorumlusu bir tweet atıyor, yanlış diye değiştiriyor sen misin onu atan alınıyor ardından tutuklama. İnsanda biraz vicdan olur ya, ne biçim hakimsiniz siz, ne biçim savcısınız siz. Böyle bir rezalet olabilir mi? Oğuz Güven hapishaneye gülerek gitti. Türkiye Cumhuriyeti'ni yarı açık cezaevine çevirdiler. Bunun hesabını birlikte soracağız. Birlikte mücadele edeceğiz.
"15 Temmuz'u fırsat bilip karşı darbe yaptılar, kontrollü darbe yaptılar. Milyonları perişan ettiler. Ben her yerde ve her zaman bilerek konuşuyorum. Bu insanlık dramları boşuna yaratılmıyor. Darbe yapmaya kalktılar, karşı darbe yaptık sözü bana ait değil, o kişiye, o zata ait. Neden darbenin asıl faillerinin ortaya çıkmasına izin vermiyorlar. Biz neyin ne olduğunu biliyoruz. Sandığa gidip 'Evet' oyu kullanan bütün vatandaşlarımıza sesleniyorum; vebale ortak olanlar bugün derin bir pişmanlık içinde."
"Freni patlamış bir kamyon gibi yokuş aşağı gidiyor Türkiye. Ne olacağı belli değil. Herkeste derin bir kaygı ve endişe var. Çöken bir devlet yapısı ile karşı karşıyayız. 15 yıldır memleketi yönetiyorlar, 15 yıldır koalisyon yok. Nasıl oldu da Türkiye'yi bu hale getirdiniz, darbe girişimini fırsat bilip kendi dikta anlayışınızı bu millete zorla kabul ettirmeye mi çalışıyorsunuz? Buna izin vermeyeceğiz. Bütün dünya bize düşman. Düne kadar herkesle ilişkimiz iyiydi. Ne oldu? Suriye'de batağa saplandık, 50 sefer uyardık, 'yapmayın arkadaşlar' dedik. 'Suriye'ye ders vereceğiz' diye yola çıkanlar Batı'nın güçlü devletlerinden ders almaya başladılar.
"İlk kez Türkiye toprak kaybına uğradı. Bize ait olan adalar Yunanistan tarafından işgal edildi. Çipras'a gidiyor soramıyor. Fırça yiyeceksen neden gidiyorsun oraya. Sen önce adaları kurtar. Ezikler çünkü, hatalarını biliyorlar. Süleyman Şah Türbesi'nin bulunduğu toprak bizim toprak. Biz toprağımızdan kaçtık. Kendi toprağından kaçan hükümete ne denir?"
"Türkiye demokratik bir devlet olmak zorundadır, gerçek bir cumhuriyet olmak zorundadır. Bunu takip edeceğiz. Devletteki çöküş nasıl başladı? Liyakatı yok ederek. Geldiler ve çuvalladılar. Putin'le Trump arasında gidip geliniyor. Birisi bana nasıl gaz verir diye bir oraya bir oraya gidiyor. Dönemin başbakanları, cumhurbaşkanları da onurlu görev yapmışlardır. Amerika'da neler yaptığınız bilmiyoruz, gelecek. Eleştiri yapmak istemiyorum bu aşamada ama eğer orada farklı bir tablo ile Türkiye'ye gelirse herhalde bizim de söyleyeceklerimiz vardır. İçeride aslan kesilip dışarıda kedi rolüne bürününce dış politikayı yapamazsınız. Gazetelere zorla haber yaptırıyorlar, 'ekonomi çok iyi' diye.
"Sanki Türkiye'de toprak yok, yer yok, çiftçi yok. Herkes çalışıyor kimsenin zamanı yok bunlar Sudan'da 99 yıllığına arazi kiraladılar. 780 bin dönüm arazi kiraları Türkiye. Orada pamuk, kanola ve yağlı tohumlar üretecekler. Sanki Türkiye'de çiftçi yok. Bizim vatandaşımız da oy veriyor. Oy verirsen bir dahaki sefere açlıktan nefesin kokacak ben biliyorum. Sen de bunu gör.
"Toplumu kutuplaştıranlar yükseliyor. Kavgadan gerilimden uzak durmamız lazım. Medeni olmak hepimizin ortak amacı, ama bırakmıyorlar. 'Hakeret edeceğiz bize cevap verin' vermeyeceğiz. Adam yerine de koymayacağız. Hukukun üstünlüğü değil, egemenlerin üstün olduğu bir hukuk anlayışı ile karşı karşıyayız."