CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan'ın Varna'da AB ile bir araya geldiği zirvenin yalnızca fotoğraftan ibaret olduğunu söyledi. "Türkiye'ye yönelik kaygılar dile getirildi" diyen Kılıçdaroğlu, "Gümrük Birliği yenilenmesi dediler olmadı, vize hakkımız var, verilmedi. Ortada bir şey yok yani. Sadece bir fotoğraf çektirildi o kadar" ifadesini kullandı.
Kemal Kılıçdaroğlu, AKP-MHP ittifakının oylarının hiçbir koşulda yüzde 51’i bulamadığını belirterek, “Tabloda yüzde 51 yok. Zaten öyle bir şey görünse hemen süratle seçime giderler. Önümüzdeki süreç de bunu göstermiyor” dedi. AB-Türkiye Varna Liderler Buluşması’nın sonucunu, “Sadece fotoğraf çekildi, o kadar” sözleriyle değerlendiren Kılıçdaroğlu, Doğan Medya Grubu’nun iktidara yakın Demirören grubuna satışına ilişkin de ilk kez konuştu ve “büyük bir tehlike” nitelemesinde bulundu.
Cumhuriyet'ten Ayşe Sayın'ın haberine göre Kılıçdaroğlu, son dönemdeki en sert konuşmalarından birini yaptığı ve Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan’ı, “FETÖ’nün bir numaralı siyasi ayağı” olarak nitelendirdiği grup toplantısının ardından, bazı gazetecilerle birlikte sorularımızı yanıtladı. CHP liderinin sorularımıza verdiği yanıtlar şöyle:
- Bugün (Erdoğan’a) çok sert çıktınız, seçim iklimi başladı mı?
Evet gerçekleri konuşma zamanı... Seçimi düşünerek konuşmadım aslında. Yani Türkiye’ye bu kadar zarar veren bir terör örgütünün siyasi ayağının ortaya çıkmaması ve bunun özel olarak hükümet tarafından korunması içime sinmiyor. Gidip baklavacıyı ya da öğretmeni bulup hapse atıyorsunuz, tutukluyorsunuz, Osman Kavala’yı alıyor tecrite koyuyorsunuz da Osman Kavala mı kozmik odayı açtı, üniversiteye rektör tayin etti, vali tayin etti? O zaman bunları yapanın bir hesabını vermesi lazım.
- AB Zirvesi sizce nasıl geçti?
Yani zirve olarak adlandırmıyorlar. Gümrük Birliği yenilenmesi dediler olmadı, vize hakkımız var, verilmedi. Türkiye’ye yönelik kaygılar dile getirildi. Ortada bir şey yok yani. Sadece bir fotoğraf çektirildi o kadar.
- Galiba biraz da niyet beyanı toplantısı gibi bir şey oldu öyle anlaşılıyor...
Avrupalıların tek hoşuna giden, mülteci ayağı kesildi biz razıyız diyorlar.
- Sizce de onlar Türkiye’nin attığı adımlara karşılık vermediler öyle mi?
Yani Avrupa Birliği Türkiye’ye karşı hep çifte standart uyguladı. Biz bundan rahatsızız. AB Büyükelçileri ile yaptığım toplantıda da bunu ben ifade ettim. Türkiye’ye karşı samimi davranmıyorlar. Tamam, bizim eksiğimiz de olabilir ama Türkiye’ye yönelik samimi davranmadılar. Bunun en tipik örneği de Kıbrıs’ta yapılan referandum ‘Siz evet verin bunlar hayır verirlerse biz Türk tarafıyla doğrudan ticari bağlantılar yapacağız’ dediler. Ne oldu? Doğrudan ticaret tüzüğünü bir türlü yürürlüğe koymuyorlar.
- Yerel seçimlerde İstanbul’a dönük özel bir çalışmanız, adayınız var mı? Orada bir ittifak olacak mı?
Bir değil birden fazla adayımız var çalışıyoruz. Sizler de gazetelerden okuyorsunuz. Hayır öyle bir şey yok. Yerel yönetimlerde normal kendi adayımızı çıkaracağız o çerçevede mücadelemizi yapacağız.
- Genel seçim için bir ittifak sürecini başlattınız mı?
Hayır bileşenleri kendi pozisyonlarını koruyorlar zaten. Referandumda evet kullananların belli bir kesimi bugün hayır bileşenleri ile beraber düşünüyor. Oy kullandıktan sonra pişmanlığını ifade eden çok kişi var. Dolayısıyla AK Parti ile MHP ittifakı onların düşündüğü şeklinde bir oy patlaması falan yapmayacak yani. Sahada da alanda da bunu görüyoruz.
- MYK toplantınızda ittifakın oy oranı için yüzde 43,5 rakamını ifade etmişsiniz...
Değişik araştırma sonuçları geliyor; 48, 45, 43,5 olan var. Yüzde 51 yok ama görünen tabloda. Zaten öyle bir şey görünse hemen süratle seçime giderler; yok öyle bir şey. Ama önümüzdeki süreç de bunu göstermiyor. Afrin’i biraz kullanmak istediler ama etkisi de çok düşük, binde 5 gibi bir rakam telaffuz ediliyor.
- İttifak Yasası’nı AYM’ye götüreceğinizi söylemiştiniz. İttifak hükmü de gidecek mi?
Esas yönünden şu anda hukukçular çalışıyorlar, bakıyorlar yani. İttifaka karşı değiliz. İttifak olabilir. Siyasal partiler bir araya gelip ittifak yapabilirler.
- Orada bir baraj tartışması var, büyük parti barajı aşarsa diğeri kaç alırsa alsın, barajı aşmış sayılıyor...
Temsilde adalet sorunu var orada. Aslında askerlerin getirdiği yüzde 10 barajını kaldırmalıyız. Niye kulağı tersten gösteriyoruz ki? Askerin getirdiği yüzde 10 barajını kaldırırsınız mesele bitmiş olur. Ondan sonra ittifakı da getirirsiniz. İsteyen ittifak yaparak, isteyen bağımsız olarak girer seçime. Bana sorarsanız yüzde 1 oy alan partinin genel başkanı da parlamentoya gelmeli. Gelsin parlamentoya onu dışarıda niye bırakıyoruz ki bir siyasi görüştür Türkiye’nin zenginliğidir aslında.
- Bir süre önce seçim ittifakına ilişkin görüşmeler yaptığınızı söylemiştiniz, bir yere varıldı mı?
O konuda fazla ayrıntı vermek istemiyorum. Doğru da olmaz bu aşamada. Tabii görüşmeler yapılıyor.
- Doğan grubunun satışını nasıl değerlendiriyorsunuz?
Büyük bir tehlike. Doğru değil. Bir medya grubunun bu kadar yoğunluklu olarak sermaye grubuna verilmesini asla doğru bulmuyorum. Rekabet Kurulu da bu konuda bir karar alacaktır herhalde. Nasıl bir karar alır bilmiyorum ama bir karar almak durumunda.