-KILIÇDAROĞLU'NUN PROPAGANDA KONUŞMASI ANKARA (A.A) - 05.06.2011 - CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, Türkiye'nin sahibinin ne Başbakan Recep Tayyip Erdoğan ne kendisinin olduğunu belirterek, ''Bu ülkenin gerçek sahibi sensin. Oyun, senin vekaletindir. Vekaletini, onu hak edene ve senin kıymetini bilene ver'' dedi. TRT 1'de 12 Haziran Milletvekili Seçimi propaganda konuşmasına, ''Ben sağcı solcu, doğulu-batılı, güneyli-kuzeyli diye ayırmam. Ben, zengin-fakir, kadın-erkek, çiftçi-memur ayırmam. Kökenine bakmam, tercihine aldırmam. İnsanları CHP'li ve AKP'li diye de ayırmam. Benim için yandaş yok, sadece vatandaş var'' diyerek başladı. İstisnasız her vatandaşın Türkiye'nin zenginliğinden hak ettiği payı alması gerektiğini ifade eden Kılıçdaroğlu, ''CHP varsa, herkes için var'' dedi. Kılıçdaroğlu, bundan üç ay önce de bu sözlerle halka seslenerek yola çıktıklarını belirterek, şöyle devam etti: ''Biz, 'kimseyi ayırmayız' dedik. Nedenini açıklayayım. Ev almadan komşu alan biz değil miyiz? Bir elin nesi var diyen biz değil miyiz? 'Bir dost yeter bana' diyen biz değil miyiz? Bu yüzden, biz hep beraberken mutluyuz, hep beraberken güçlüyüz. Türkiye'ye, ülkemizin içinde bulunduğu duruma şöyle bir bakın. Son 9 yılda sürekli bir kavga, durmak bilmeyen bir çatışma, sürekli artan bir öfke, nefret, her gün üst üste eklenen yeni kutuplar... Elinizi vicdanınıza koyarak, eski dostluklarınızı bir hatırlayın. insanların birbirinden bu kadar uzaklaştığı kaç zaman hatırlıyorsunuz? Halk gergin, sokaklar gergin, insanların geleceğe inancı azalmış, umudu kırılmış... Bunların hepsi rastlantı mı? Hayır, tabi ki değil. Ülkelerin kaderlerini liderleri belirler. Bir lider, ne kadar öfke yüklü olursa, ne kadar ayrımcılık yaparsa, mizacı o kadar insanlarına, kurumlarına yansır. İktidar, ülkeye hükmettiği 9 yıl boyunca, sürekli dozu artarak ayrımcılığı körükledi. Kendi çevresindeki küçük bir kesim ihya olurken, memleketin, vatandaşın sorunları çoğaldı ve büyüdü. Memleketin bu durumuna sessiz kalmayan birçok değerli insan, artık CHP adresinde buluştu. İçinde yurt sevgisi olan birçok değerli insan, CHP'nin çatısı altında sorunlara çözüm aramaya girişti.'' -''ELLERİNE GEÇİRDİKLERİ HER ORTAMDA BİZE SALDIRDILAR''- Tarımdan, hazineye her konuda bilgi sahibi değerli isimlerle, akademisyenlerle, iş adamlarıyla ve devlet kurumlarında hizmet veren deneyimli kişilerle aynı masa etrafında oturduklarını dile getiren Kılıçdaroğlu, ''Dünyada eşi benzeri olmayan bir zenginliğe sahip olan ülkemizi layık gördükleri hiddetten, bu yokluktan nasıl kurtarırız diye aylarca çalıştık'' diye konuştu. Kılıçdaroğlu, ülkenin tamamına yakınını hane hane dolaştıklarını ve sorunlarına kulak verdiklerini anlatarak, şunları kaydetti: ''Aylar boyunca bir üniversite gibi titizlikle, yorgunluk nedir bilmeden çalıştık. Sonra da karşımıza şimdiye kadar Türkiye'de hiçbir siyasi partinin üretemediği kadar çok çalışma, proje ve raporla çıktık. Her biri derinlemesine düşünülmüş, hesabı kitabı yapılmış birbirinden parlak projelerle düştük yollara... Kurucumuz, önderimiz Mustafa Kemal'in izinden Samsun'dan Anadolu yolculuğumuzu başlattık. O'nun fikirlerinin neferleri olarak, Atatürk'ün Cumhuriyetini dişiyle tırnağıyla inşa eden halkımıza gittik. Kırk bin kilometre yol yaptık, uyumadık, durmadık, şehir meydanlarından köy meydanlarına; şehir pazarlarından rakip seçim bürolarına kadar herkese gittik, elini sıktık ve selamını aldık. Bir kentten diğer kente selam taşıdık. Ülkemin, dört bir yanını gezerken, beni en çok etkileyen ve bana güç veren şey, bu güzel ülkenin yokluk içinde olmasına rağmen gözündeki ışığı, yüreğindeki sevgiyi kaybetmeyen, bizi bağrına basan insanlan oldu. Bu güzelliği gören kimse, ülkemizin şu anki durumunu hazmedemez, bu güzel insanların dertlerini gözden gelemez. İşte, bizim derdimiz bu kardeşim; Halkımızı, vicdanı, yüreği ve adaleti olmayanların elinden kurtarıp, herkesin bu ülkenin bütün zenginliklerinden yararlanmasını sağlamak.'' Bu amaçla halka sundukları her çalışmada ''akla hayale gelmeyecek saldırılarla karşılaştıklarını'' öne süren Kılıçdaroğlu, ''Ellerine geçirdikleri her ortamda bize saldırdılar. Boşa çıkan iftiralarını görmezden geldiler. Asılsız iddialarla, devamlı sizi yanıltmaya ve bizi yıldırmaya çalıştılar'' dedi. -''KEMAL KILIÇDAROĞLU YOKTUR' DİYECEK KADAR KENDİLERİNİ KAYBETTİLER''- Kılıçdaroğlu, konuşmasına şöyle devam etti: ''Sadece, şu on gün içinde, benim ve arkadaşlarımızın maruz kaldığı hakaret ve suçlamalara bir bakın. Alçak, edepsiz, şerefsiz, terörist, sayı saymayı bilmez, dizayn edilmiş parti hatta 'Kemal Kılıçdaroğlu yoktur' diyecek kadar kendilerini kaybettiler. Neden bu kadarcık zamanda bunca ağır ithama maruz kaldık, hiç düşündün mü kardeşim? Böylesine yoğun bir karalama kampanyasının nedeni ne olabilir? Hasetlerinden, kibirlerinden, tekerlerine çomak soktuk da ondan. Bizim, kılı kırk yararak hazırladığımız projeler, bu ülkeyi onların getirdiği halden kurtaracak da ondan. Artık, 'bize kimse dokunamaz' diyemiyorlar da ondan. Çünkü, bu halk, kendini azarlayana, küçümseyene mecbur değil de ondan. Tüm samimiyetimle söylüyorum, keşke bunların hiçbiri olmasaydı. Keşke, ülkemize yakışır bir seçim dönemi geçirip, insanca, incelikle, karşılıklı eleştirilerimiz yapabilseydik, karşılıklı konuşabilseydik. Halkımıza da seçimini böyle seviyeli bir ortamda yapmasını sağlayabilseydik. Ancak, 'bizim mitingimiz daha kalabalık' diye hem bize hem vatandaşa söylemediğini bırakmayan, biz kendisine 'geçmiş olsun' dedikçe gittiği her yerde arkamızdan atıp tutan, her dediğimizi çarpıtan, nerede olay çıksa CHP'yi hedef gösteren bir zihniyetle uzlaşmak için 'Daha ne yapalım. Madem söyleyeceklerin var, gel çıkalım halkın karşısına' deyince, çark edene daha ne diyelim. Burada sana bir şeyi hatırlatmak isterim, sevgili kardeşim. Bütün bunları yapan 'korkmuş' demektir. Elini vicdanına koy ve eğer bu iktidarın korkacak bir şeyi yoksa, kendisinden hiçbir şüphesi yoksa, neden bu kadar büyük hezeyanla herkese saldırdığını düşün kardeşim. Neden engellisinden, öğrencisine, işçisinden çiftçisine, iş adamına kadar yenilir yutulur olmayan laflar ettin? Neden seçime beş kala öğretmen atadıklarını, kadro verdiklerini, neden 9 yıldır insanları canlarından bezdiren sorunları duymayıp son haftada çözmeye çalıştıklarını düşün.'' -''BİZ, BİRİZ''- ''Kalka hizmetkarlığı unutup, bezirganlık yapanlar. Halkın oylarıyla yükselip, yükseldiği yerden herkesi küçümseyenler, halkı düşünmeyip kendilerini ve yandaşlarını düşünenler, ülkemizin zenginliklerini kendileri için kullananlar 9 yılda 15 milyon yoksul yarattılar'' iddiasında bulunan Kılıçdaroğlu, ''İl gezilerinde beni en çok etkileyen şey neydi biliyor musunuz? Tüm vatandaşlarımız, insanlığa, onurlu bir yaşama susamış. Bizim insanımız, bir aradayken, kardeşçe yaşarken güzel. O, her konuşmasında bizi iftiralarla birbirimize düşürmeye çalıştı. İbretle izledik, ama unuttukları bir şey var. Biz, biriz'' dedi. Kılıçdaroğlu, etin tırnaktan ayrılmayacağını vurgulayarak, ''Hiç kılıç sapını keser mi? onlar bunu unutmuş olabilirler, ama bunu onlara birlikte hatırlatacağız'' diye konuştu. ''Bu ülkenin sahibinin Başbakan olmadığını'' ifade eden Kılıçdaroğlu, ülkenin sahibinin kendisi de olmadığını söyledi. Kılıçdaroğlu, ''Bu ülkenin gerçek sahibi sensin. Oyun, senin vekaletindir. Vekaletini, O'nu hak edene ve senin kıymetini bilene ver. 12 Haziran'da bu ülkenin gerçek sahibinin kim olduğunu göster ve 12 Haziranda sandığa git, oyunu kullan, gücünü göster. Artık, Türkiye rahat bir nefes alsın'' diyerek sözlerini tamamladı.