Kilis’te ve sınırdaki kampta inceleme yapan CHP heyeti, gözlemlerini ve görüşmelerini rapor halinde yayımladı. CHP’nin raporunda, Kilis Valisi Süleyman Tapsız’ın, okula giden çocuğunun 200 metre yakınına roket düştüğünü anlatarak, “Benim de can güvenliğim yok. Süpermen değilim, roketleri havada yakalayamam” diye yakındığı anlatıldı. Vali Tapsız'ın "Bu füzelerin düşüyor olması eleştiriliyor tabii ki düşecek havada mı kalacak yer çekimi var" yorumu yaptığı da rapora yansıdı.
Sözcü'de yer alan habere göre, CHP Genel Başkan Yardımcısı Zeynep Altıok başkanlığındaki CHP heyetinin, Kilis’teki yetkililer, baro, esnaf odaları, vatandaşlarla görüşmeleri ve Öncüpınar Mülteci Kampındaki incelemelerinden sonra hazırladıkları rapordan bazı tespitler şöyle:
“18 Ocak 2016’dan bu yana Suriye sınır ötesinden kent merkezine atılan 48 roketin isabet etmesi sonucu 73 vatandaşımız yaralanmış ve 17 vatandaşımız vefat etmiştir. Merkez nüfusun yüzde 52’sini Suriyeliler oluşturuyor. Kilis ilinin en kurak en susuz bölge olduğuna dikkat çeken Vali İller Bankası’ndan belediyelere aktarılan bütçenin resmi nüfusa orantılı olması nedeni ile belediye hizmetlerinin yeterli düzeyde karşılanamadığını, alt yapı ve sistem sorunları yaşandığını aktarmıştır. Kilis’te yaşayan mülteciler vergi ödemeksizin, Türk vatandaşlarının işletme ruhsatlarını kiralayarak dükkan açabiliyorlar. Vergiden muaflar. Esnaf Türk vatandaşına ve Suriyelilere farklı yevmiye veriyor.
Valinin görüşüne göre, halk hem kira hem ruhsat kirası alıyor yine de memnun değil. Suriyeliler ise aç, açık değil para kazanıyor ama masraf çokluğundan şikayet ediyor. Vali Tapsız, konunun bir milli güvenlik meselesi olduğunu, kendisini ve ailesinin de can güvenliği bulunmadığını, kendisinin bölgede yürütülen Hükümet politikalarını uygulamakla ve verilen talimatları yerine getirmekle yükümlü olduğunu, çözümün kendisinde olmadığını birkaç kez vurgulamıştır. Açık sınır kapısına hayır diyemeyeceğini ifade etmiştir.
Bu bilgileri Milli Savunma Bakanı’na da aktardığını belirten Vali, tedbirler almaya katkı sunduklarını, halkı anonslarla bilgilendirdiklerini, kendilerinden kaynaklı bir sıkıntı olmadığını, ancak kendisinin süpermen olmadığını roketleri havada yakalayamayacağını aktarmıştır. Çözümün o tarafta bir güvenli bölge olduğunu, ABD’nin Türkiye’nin çözümüne yanaşmadığını, Rus S 300 ve S 400’lerinin varlığından dolayı Suriye hava sahasına bizim uçaklarımızın giremediğini söyleyerek, ‘Kurşun adres sormaz ki’ şarkısını hatırlatan Vali Tapsız, önlem almada Ankara’dan ileride çalışmalar yürüttüklerini söyleyerek, AFAD’ın yeni kuracağı alarm sistemi için öncü fikri verdiklerini aktarmıştır. ‘Ben bildiğimi söylerim, inanmanız gerek’ cümleleri ilekendi çocuğunun da okula gittiğini, Roketin 200 metre ötelerine düştüğünü, kendilerinin de korktuğunu aktarmıştır.
Sınırda ÖSO, İŞID ve YPG hakimiyetinin günlük olarak değiştiğini, yüz ölçümü en küçük bölgede süren çatışmalarda her gün köy bazında ele geçirmelerin yaşandığı bilgisi verilmiştir. Orada yaşanan patlamaların burada gibi hissedildiği, düşen roketlerden yöre halkının tedirgin olduğu bilgilerini aktaran Tapsız, konunun bir Milli Güvenlik meselesi olduğunu, kendisini ve ailesinin de can güvenliği bulunmadığını, kendisinin bölgede yürütülen hükümet politikalarını uygulamakla ve verilen talimatları yerine getirmekle yükümlü olduğunu, çözümün kendisinde olmadığını birkaç kez vurgulamıştır. Açık sınır kapısına ‘hayır’ diyemeyeceğini ifade etmiştir. Heyetimizin ziyaretinden bir gün önce bölgeye ziyaret gerçekleştiren Genel Kurmay Başkanı ve Milli Savunma Bakanı İsmet Yılmaz’a da aynı bilgileri, bize aktardığı gibi aktardığını dile getirmiştir. ‘Konu savaşın bitmesi. Hepimiz bunu isteriz. Politika bizim işimiz değil’ diyerek halkın gazete okumadığını, yerel TV olmadığını bu nedenle de STK ve partileri özellikle ağırladıklarını ve gocunmadan aynı bilgileri aktardıklarını dile getirmiştir. Tüm bu bilgileri bizimle paylaşan Vali, değerlendirmelerinin arasında ‘Bu füzelerin düşüyor olması eleştiriliyor tabii ki düşecek havada mı kalacak yer çekimi var’ gibi bir espri yaparak ölümlerin ve yaralanmaların olduğu gün bile olayın ciddiyetinin farkında olmayan kanıksamış bir tavır içine girmiştir.
Esnaf ve sanatkarlar; bölgenin hoşgörülü misafirperver yaklaşımının etkisiyle Suriyelilere karşı bir düşmanlık güdülmediğini ancak kimsenin durumdan hoşnut olmadığını aktaran temsilciler herkesin kendi toplumu ile ilişki içinde olduğunu bir kaynaşmadan söz edilemeyeceğini söylüyorlar. Ruhsat kiralayarak dükkân açan bin 500 kadar Suriyeli olduğu bilgisi aktarılıyor. Yaptığımız görüşmelerde ÖSO için savaştığını anlatan haftanın belli günlerinde gelip ihtiyaç temin ettiklerini söyleyen kişilere rastladık. Sınırdan acil müdahale için getirilen yaralı IŞİD ve ÖSO askerlerine tanık olduk. Ciddi bir güvenlik zafiyeti ve sınır ihlali olduğu açıktır.
Suriyelileri yönelik bir düşmanlık bulunmamakla halkın hoşgörü ve müsamahası olmakla birlikte giderek artan olumsuz koşulların, Suriyelilere tanınan ayrıcalıkların kendilerine tanınmayışının ve en önemlisi can korkusunun insanları isyanın eşiğine getirdiği net biçimde gözlenmektedir. Kilis hızla afet/terör bölgesi kapsamına alınmalıdır. Roketlerin menzil dışına çıkarılması için Suriye topraklarında bir güvenlik bölgesi oluşturulması, yani ortalama 20 kilometre içinde teröristlerin etkin olmayacağı emniyetli bir bölge yaratılmasına yönelik girişimlerin siyasi olarak desteklenmesi gerekir. Kilis’e özel tanımlanan bütçe açıklanmalı, harcamalar şeffaflıkla bildirilmelidir. Ekonomik teşvik politikaları gündeme alınmalı, borçlar ve krediler için kolaylık sağlanmalı.”