“Kilo kaybettirme uygulamalarında en yeni yöntemler endoskopik yaklaşımlardır”

“Kilo kaybettirme uygulamalarında en yeni yöntemler endoskopik yaklaşımlardır”

İSTANBUL, (DHA) - OBEZİTE dünyada bilimsel, klinik ve halk sağlığı açısından tüm gelişmelere meydan okuyan bir problem olarak devamlılığını sürdürüyor. Hem erişkinlerde hem de ergenlik ve çocukluk çağında obezite olan insanların sayısı her geçen gün artıyor. Dünya Sağlık Örgütü (WHO), 2035 yılı dünya nüfusunda yaklaşık 300 milyonunun daha obez olacağını tahmin ediyor. Dr. Öğr. Üyesi Fatih Çiftçi, “Geleneksel yaklaşımlar kalıcı kilo verilmesi bakımından kısıtlı çözümler üretmektedir. Obezite tedavisinde endoskopik yaklaşımlarla kilo kaybettirme uygulamaları en yeni yöntemlerdir” dedi.

2015 yılında dünyada 1 milyon 600 binden fazla insanın diyabet ve yüksek şekerle ilintili hastalıklardan yaşamını kaybettiğini belirten İstanbul Gelişim Üniversitesi Genel Cerrahi Uzmanı Dr. Öğr. Üyesi Fatih Çiftçi, “Geleneksel yaklaşımlar kalıcı kilo verilmesi bakımından kısıtlı çözümler üretmektedir. Obezite tedavisinde endoskopik yaklaşımlarla kilo kaybettirme uygulamaları en yeni yöntemlerdir. Endoskopik yöntemlerle gıda emilimini azaltıcı veya değiştirici uygulamalarda günümüzde yoğun şekilde uygulanmaktadır” dedi.

Diğer yaklaşımlar hakkında da bilgi veren Dr. Öğr. Üyesi Çiftçi, “Midenin çalışma düzenini etkileyici yöntemler, endoskopik mide katlama, endoskopik vagal sinir bloğu ve endoskopik botilinum enjeksiyonudur. Bir diğer çalışma anjiyo embolizasyon olup midenin açlıkla ilgili reseptör kısmının devre dışına çıkarmak üzerinedir. Endoskopisiz yutulan ve midede açılan balon uygulaması da yeni uygulanan metotlardandır. Yeni nesil balonlar, cerrahi öncesi köprü tedavisi görevini üstlendiği gibi, hafif kilolu kişilerde de etkinliği mevcuttur” şeklinde konuştu.

“AMELİYATLI VE AMELİYATSIZ BİRÇOK ÇÖZÜM ARAŞTIRILIYOR”

Mide botoksu hakkında da açıklamalarda bulunan Dr. Öğr. Üyesi Çiftçi, şöyle konuştu:

“İster ameliyatlı ister ameliyatsız olsun birçok çözüm araştırılıyor. Trondheim-Norveç’te denek hayvanları üzerinde yapılan çalışma sonrasında, mide botoks uygulanmasıyla ilgili de araştırılma başladı. 2017 ve 2018 yılında aynı ekibin denek hayvanları üzerinde yaptığı bir diğer deneysel çalışma da vagus sinirini bloke ederek obeziteye ve tip 2 diyabete çözüm arayışları üzerine oldu.

Konuyla ilgili değişik meta-analiz çalışmaları yapıldı. Mide botoksuyla ilgili 6 aylık süreçte 4 kilogramdan başlayıp 12 kilograma kadar kilo verdirdiğini, kandaki trigliserit düzeyini düşürdüğünü bildiren araştırmalar mevcut. Fakat diğer yandan yapılan tedaviyi başarısız olarak bildiren çalışmalar da var. Yalnız burada dikkat edilmesi gereken husus, midenin fundus denilen kısmının tedavi dışında bırakılmasının başarısızlığa neden olması. Bu tedavideki ana hareket noktası, mide boşalmasını geciktirip tokluk hissini daha uzun süre sağlamak ve yeme alışkanlıklarına tekrar çekidüzen vermek”.

“MİDE BOTOKSU İSTENMEYEN ETKİLERE SEBEP OLABİLİR”

Mide botoksunun istenmeyen etkilere de sebep olabileceğine vurgu yapan Dr. Öğr. Üyesi Çiftçi, “Kaslarda güçsüzlük, nefeste zorlanma, çift görme gibi yan etkiler olabilir. İlaç, enjeksiyon yerinden vücudun diğer alanlarına yayılabilir ve tüm vücudu etkileyebilir” dedi.

“TEDAVİ İÇİN İLAVE ÇALIŞMALARA İHTİYAÇ VAR”

Mide botoksuna erişim imkânlarının kolay olması, yan etkisinin düşük olması göz önüne alındığında obezite tedavisinde tercih edilebilecek bir yöntem olacağını belirten Dr. Öğr. Üyesi Çiftçi, “Fakat bunun klinik uygulamada doz ve enjeksiyon yerleri açısından hala çalışmalar yapılmakta olup ilave çalışmalarada ihtiyaç bulunmaktadır. Tedavinin eksik kalan yönleri uzun süreçli verilerin kısıtlılığıdır. Mide boşalma hızını azaltması, beyindeki yeme merkezindeki açlık ve tokluğu dizayn etmesi, bağırsaktan salınan inkretin hormonları üzerinden harekete geçmesi; obezite ve diyabet tedavisinde etki mekanizması üzerindeki düşüncelerdir” şeklinde konuştu.

(FOTOĞRAF)