T24Metin Kaan Kurtuluş
Wikileaks’in kurucusu Julian Assange yıllar önce dile getirdiği bu kelimelerle yaptıklarının arkasındaki amacı dünyaya anlatmaya çalıştı. Assange ve ekibi 2006’da kurdukları Wikileaks internet platformunda binlerce hükümetin ve kurumun kapalı kapılar arkasında tutmak istediği belgeleri yayımladı. Bu belgeler dünyada büyük ses getirdi, büyük katliamları büyük yozlaşmaları halkın gözleri önüne serdi. Wikileaks’in kurucusu ve ilk genel yayın yönetmeni Assange yayınlarıyla dünyanın bir kısmının gözünde kahraman olurken, bir kısmının gözünde varoluşsal bir tehdit haline geldi. Assange’ın ileride filmlere konu olabilecek, Avustralya’dan Londra’ya, Time’ın kapağından Ekvador büyükelçiliğinde sığınmacılığa uzanan hayatının geri kalanı bugün Britanya’da alınacak karara göre ABD’de bir cezaevinde geçebilir.
3 Temmuz 1971’de Avustralya Townsville’de dünyaya gelen Assange’ın çocukluğu ve gençliği karakterinin şekillenmesinde önemli bir rol oynamış. Wikileaks kurucusunun soyadını aldığı ve hayatında önemli bir rol oynadığını söylediği üvey babası Brett Assange, kendisinin o zamanlarda da ‘’Mazlumun yanında olmayı seven sivri zekalı bir çocuk olduğunu’’ söylüyor. Assange otobiyografisinde* doğada zaman geçirmeyi de sevdiğini anlatıyor. Genç Julian'ın hayatında annesi Christine ve Brett boşandıktan sonra büyük değişimler yaşanmış. Christine, Leif Meynell isimli bir tarikat üyesi ile birliktelik yaşamaya başlamış ve bu birlikteliğin sona ermesinin ardından Assange, üvey kardeşi ve annesi birçok defa taşınmak zorunda kalmış çünkü Meynell, tarikatın yardımıyla her seferinde aileyi bulmayı başarmış. Bu sebeplerden sıkça taşınan Assange, çocukluğu boyunca yaklaşık 37 farklı okula gitmiş.
16 yaşında annesinin kendisine aldığı bir bilgisayar ise Assange’ın hayatını değiştirmiş. İleride dünyayı sarsacak Wikileaks’i kuracak olan genç Assange, bilgisayar ‘hackleme’ ile ilk bu yıllarda tanışmış ve ilerleyen yıllarda kendini çok geliştirmiş. Üniversitede matematik eğitimi alsa da fakülteyi hiçbir zaman tamamlamamış.
Hayatı boyunca bilgisayarlara duyduğu hayranlığı sıkça dile getiren Assange, 2006’da Wikileaks üzerinde çalışmaya başladı ve 2007’de İsveç’te hayata geçirdi. Wikileaks’in ilk haberi The New Yorker dergisinde yayınlandı. Haber Somali’de birçok radikal İslamcı örgütte yer almış siyasi figür Hassan Daahir Aweys’in Somalili devlet görevlileri için verdiği suikast emriydi.
Wikileaks’in ilk yıllarında yayınladığı en çarpıcı belgeler Guantanamo Askeri Hapishanesi prosedürleri ve 2008 ABD başkanlık seçimlerinde Cumhuriyetçi aday John McCain’in başkan yardımcısı adayı Sarah Palin’in e-postaları oldu.
Genel yayın yönetmeni Assange ve editörleri 2007’de Guantanamo’da tutuklular için uygulanacak prosedürlere dair belgeleri yayımladığında; haber kendi sitelerinin yanı sıra dünyanın önde gelen gazetelerinden The Guardian’da da Wikileaks imzasıyla yer aldı. Belgeler ABD ordusunun yıllarca yalanladığı prosedürleri ortaya çıkarmıştı. Belgelerde bazı tutuklulara Kızıl Haç’ın erişiminin olmadığı, cezaevinde 18 yaşının altında tutuklular bulunduğu, mahkumların köpeklerle korkutulduğu ve bazı kişilerin 2 haftadan fazla tecritte tutulduğu kanıtlanmış oldu.
Palin e-postaları ise Wikileaks’in ABD’de ses getiren ikinci büyük ifşasıydı. Wikileaks, eski Alaska Valisi ve McCain’in başkan yardımcısı adayı Palin’in kişisel e-posta hesabından devlet işleri ile alakalı gönderiler yaptığını seçimlerden önce kanıtladı ve yayımladı. Anonymous üyelerinin ele geçirip Assange ile paylaştığı belgeler; Wikileaks’in ABD’de yapılan seçimlerden önce ortaya çıkarttığı e-posta skandallarının ilki olmuştu.
Wikileaks, e-posta konusunda ikinci ve daha büyük bombasını 8 sene sonra, 2016 seçim kampanyası sürecinde patlatacaktı. Bu kez, Demokrat başkan adayı Hillary Clinton’ın dışişleri bakanlığı yaparken kişisel e-posta hesabından iş ile ilgili e-postalar gönderdiği ortaya çıktı. ABD yasasına göre Palin’in de Clinton’ın da devlet işlerini kişisel hesaplarından görüşmesi suç. Assange, Clinton’ın e-postalarını paylaştığı için liberal kesim tarafından eleştirildi. Sızıntının Rusya tarafından Trump’ın kazanması için yapıldığı, Assange’ın da buna alet olduğu iddia edildi. Wikileaks’in yayın hayatı boyunca Assange’ın Rusya ile ilişkisi tartışma konusu oldu, Rusya ile ilgili çok belge yayımlanmaması eleştirilirken; ABD Adalet Bakanlığı, Assange’ın direkt olarak Rus hükümetine çalışıp çalışmadığını soruşturdu.
Wikileaks ve Assange dünya çapında üne 5 Nisan 2010’da ulaştı. ‘’Teminat cinayeti’’ adıyla Wikileaks’in dünyaya servis ettiği video, Irak’ta ABD askerlerinin bir hava taşıtından gülerek ve şakalaşarak 2’si Reuters muhabiri olmak üzere 12 ila 18 sivili vurarak öldürdüğünü gösteriyordu. 18 dakikalık kayıtta pilotlardan birinin iki çocuğu vurduktan sonra ‘’Bu çocuklarını savaşa getirdiği için onların hatası’’ dediği duyuluyordu. Bu olayda sivilleri katleden hiç kimse tutuklanmadı, ama videoyu sızdıran eski ABD ordusu istihbarat analisti Chelsea Manning ve yayınlayan Assange hâlâ tutuklu.
Wikileaks bundan sonra da dünyanın birçok yeriyle ilgili gizli belgeler yayımlamaya devam etti. Bu belgeler arasında AKP’nin e-posta sızıntıları ve Suriye dosyaları da bulunuyor.
Assange’ın dünya çapındaki ünü arttıkça üzerindeki baskı da arttı. İsveç’te 2010’un Ağustos ayında Assange hakkında soruşturma başlatıldığı öğrenildi. Wikileaks kurucusunun iki kadına tecavüz ettiği iddia ediliyordu. Assange suçlamaların fabrikasyon olduğunu, kendisinin tutuklanması için ortaya atıldığını belirtti. 6 Aralık 2010’da İsveç’te hakkında çıkarılan tutuklama kararının ardından Londra polisine teslim oldu. Assange bu sırada birkaç kez hakim karşısına çıktı ve bulunduğu ev hapsinde Wikileaks’e genel yayın yönetmenliği yapmaya devam etti. Assange'ın duruşmalarında ünlü 'whistleblower'a destek olmak için birçok kişi mahkeme binasının önünde toplanıyordu.
Assange’ın İsveç’e iadesine karşı itirazının reddedildiği duruşmayı bir otel odasında takip ettiği ve kararı duyunca bir motosikletçi kılığına girip Londra’daki Ekvador Büyükelçiliği’ne gittiği ortaya çıktı. Ekvador Assange’a 2012’de sığınma hakkı verdi. Büyükelçilik Ekvador toprağı kabul edildiği için Londra polisi Assange’ı tutuklayamadı, ancak Wikileaks kurucusu aynı zamanda bu binaya sıkışıp kaldı çünkü herhangi bir nedenle dışarı çıkması durumunda tutuklanabilirdi. Londra polisi Assange’ın konsolosluktan kaçırılmadığından emin olmak için ciddi miktarda para harcayarak 7 yıl boyunca binayı gözledi.
Londra’daki Ekvador Büyükelçiliği’nde Assange’a bir oda verildi. Wikileaks kurucusunun buradaki ilk yılları ‘’iyi’’ geçti. Assange’ı sıkça arkadaşları ziyaret ediyordu. Lady Gaga ve Pamela Anderson gibi birçok ünlünün de ziyaret ettiği Assange, bu dönemde büyükelçilik çalışanlarıyla ‘’aile’’ gibi olduklarını söylemişti. İsveç de kendisine karşı yürütülen soruşturmayı durdurdu. Ancak bir süre sonra işler Assange için çok da iyi gitmemeye başladı. Ekvador’da hükümet değişti ve Lenin Moreno başkanlığa seçildi. Assange, Moreno’nun 200’den fazla özel mesaj, e-posta ve resimlerini sızdırdı. Moreno’nun bir otel yatağında karides yediği resimler viral oldu. Bu süreçte Assange’a yönelik tavır da değişti. Artık ziyaretçilerle görüşmesine izin verilmiyordu ardından da internet bağlantısı kesildi. Assange’ın Ekvador büyükelçiliğindeki son zamanlarında akli dengesini kaybetmeye başladığı ve duvarlara kendi dışkısını sürmeye başladığı iddia edildi.
11 Nisan 2019’da Ekvador hükümeti Assange’ın sığınma hakkını kaldırdı ve Londra polisi Wikileaks kurucusunu tutukladı. Assange aynı gün içerisinde kefalet şartlarını yerine getirmediği gerekçesiyle 50 hafta hapis cezasına çarptırıldı. Kısa süre sonra ABD Assange’ın Pentagon’daki bir bilgisayara sızmaya çalıştığını iddia ederek iadesini istedi ve İsveç savcılığı tecavüz soruşturmasını tekrar başlattı.
Assange’ın büyükelçilikte geçirdiği 7 yılın sağlığını ciddi anlamda kötü etkilediği ortaya çıktı. ‘Gazeteci’nin Belmarsh Cezaevi’nin hastane kanadına yerleştirildiği açıklandı ve hastalığı nedeniyle iade duruşması ertelendi. Wikileaks, kurucusunun ciddi anlamda kilo kaybı yaşadığını belirtti.
Birleşmiş Milletler işkence özel raportörü Nils Melzer Londra'da tutuklu bulunan Wikileaks kurucusu ve eski genel yayın yönetmeni Julian Assange'ın uzun süre işkence görmeye bağlı olarak ortaya çıkan belirtiler gösterdiğini ve "adil yargılanmayacağı için" ABD'ye iade edilmemesi gerektiğini belirtti. BM uzmanı, Assange’a farklı hükümetler tarafından uygulanan baskıyı gözler önüne sererek, "20 senedir savaş mağdurları, şiddet ve siyasi zulme maruz kalan insanlarla çalışıyorum. Asla bu kadar çok demokratik devletin bir kişiyi izole etmek, kötü göstermek ve mağdur etmek için hukukun üstünlüğü ile insan onuruna saygı duymadan bir çete gibi çalıştığını görmedim" dedi. Raportör Assange ile görüştükten sonra anksiyetesinin tehlikeli seviyelerde olduğunu da ifade etti: "Fiziksel rahatsızlıkları var ama bu taraf ile hastanedeki hapishane personeli ilgileniyor. Asıl rahatsız edici durum işin psikolojik tarafı ve Assange'ın daimi anksiyetesi. Kendini sürekli tehdit altında hissediyor. Benim ne iş yaptığımı anlıyordu ama sürekli rahatsız olmuş durumdaydı ve kendi düşüceleriyle meşguldu. Düzgün bir sohbet kurmak çok zordu".
Kısa süre önce ABD Assange’a casusluk yasalarının ihlalinden 17 yeni suçlama yöneltti. ABD ve dünya basını ayaklandı, yapılanın basın özgürlüğüne bir darbe olduğunu ifade edildi.
Britanya İçişleri Bakanı Sajid Javid dün ABD’nin iade talebine imza atarak sürecin siyasi kanadını bitirdi. Mahkeme de Javid ile aynı kararı verirse Assange müebbet hapis cezasına çarptırılacağı, hatta bazı iddialara göre ‘’idam bile edilebileceği’’ ABD’ye iade edilecek.
Assange’ın kaderini bugün yapılacak duruşma belirleyebilir.
* Assange 2010 yılında Canongate Books ile otobiyografi-manifesto karışımı kitap yazmak için anlaşma imzaladı. Assange ilerleyen yıllarda bu otobiyografiyi bitirmekten vazgeçse de kitabın ilk taslağı "Onaylanmamış Otobiyografi" ismiye birçok ülkede yayımlandı.