Kimlerin şeker riski diğerlerinden daha yüksek?

Kimlerin şeker riski diğerlerinden daha yüksek?
Bazı insanların 30’lu yaş sonrasında ortaya çıkan, 50 yaş sonrasında yoğunlaşan erişkin tipi şeker hastalığına yakalanma ihtimali daha fazla. Prof. Dr. Osman Müftüoğlu, Hürriyet gazetesindeki yazısında (20.02.09), şeker hastalığı riskinin kimlerde daha yüksek olduğunu anlatıyor. Müftüoğlu’nun yazısı şöyle: Hareketsizlik diyabet nedeniYumurta, diyabeti tetikliyor“Bazı insanların 30’lu yaş sonrasında ortaya çıkan, 50 yaş sonrasında yoğunlaşan erişkin tipi şeker hastalığına yakalanma ihtimali daha fazladır. “Tip 2 diyabet” ve “Erişkin diyabeti” adıyla da bilinen bu hastalıkta, hastaların pankreasında insülin yapılmakta ama insülinin dokularda (bilhassa kas ve yağ dokusunda, ayrıca karaciğer ve damarlardaki) etkileri yetersiz kalmaktadır. Bunun en önemli nedeni şişmanlıktır. Kilo almak ve hareketsizlik vücudun insüline cevap vermesini zorlaştırmakta, insüline direnç oluşturmaktadır. Kalıtım çok önemli Sağlık değerlendirmesine aldığımız her hastaya mutlaka ailesinde diyabet olup olmadığını sorarız. Bunların neredeyse tamamı ailelerinde diyabetin olmadığını, yalnızca anne veya babaların, amca, dayı, teyze ya da büyükanne-büyükbabalarında ileri yaşta ortaya çıkan yaşlılık tipi bir diyabetin olduğunu söylerler. Yani genetik olarak geçişi söz konusu olan diyabetin çocukluk yaşta başlayan diyabet olduğunu zanneder ve orta ileri yaş diyabetinde kalıtımın rolünü bilmezler. Oysa bu tip diyabette kalıtımın rolü çok önemlidir. Özellikle birinci derece yakınlarında, yani anne, baba, kardeş veya çocuklarında şeker hastalığı olanların işte bu nedenle orta-ileri yaş diyabeti yönünden tedbirli davranmalarında yarar vardır. Bu kişiler özellikle kilo fazlalıkları varsa yalnız açlık kan şekerlerine bakılarak değil, mutlaka tokluk şekerleriyle her yıl değerlendirilmelidir. Bilhassa vücut ağırlığı fazla ve 50 yaş üzerinde olanlarda bu değerlendirmeler ihmal edilmemelidir. Riski yükselten diğer faktörler Diğer taraftan yüksek tansiyonu olanlarda da şeker hastalığı ihtimali daha fazladır. Genel olarak “fazla kilolu+hipertansiyonlu+trigliseridi yüksek+iyi kolesterolü az+ürik asidi yüksek” kişilerde bu beş faktörün birliktelik ihtimali yükseldikçe, diyabete yakalanma ihtimali de artıyor. Bu nedenle söz konusu kişilerde tokluk kan şekeri değerlerinin her yıl mutlaka kontrol edilmesi faydalı bulunuyor. Araştırmalar daha önceden kalp damar hastalığı olanlarda da diyabet çıkma ihtimalinin daha yüksek olduğunu gösteriyor. Ayrıca gebelik döneminde kan şekeri yüksekliği saptananlar ve “gebelik diyabeti” teşhisi konulanlar, 4 kg.ın üzerinde bebek doğuran anneler, geçmişinde yumurtalık kisti-polikistikover hastalığı bulunan kadınlar da diyabet yönünden yüksek riskli grupta kabul ediliyor. Karbonhidratın fazlası yaşlanmayı hızlandırıyor Unlu ve şekerli besinlerden yapılmış, işlenmiş karbonhidratların yaşlanmayı hızlandırdığı anlaşılıyor. Bu besinler psikolojik olarak rahatlatıcı, lezzet olarak mükemmel ve eğlenceli olsalar da konu sağlık olunca yerken biraz dikkatli olmak gerekiyor. Bilhassa tatlılar, pasta, kek, börek, çörek türü yiyeceklerin sizi beklediğinizden daha hızlı yaşlandıracağı aklınızda olsun. Bu ürünlerin “yedikçe yediren” yiyecekler olduğunu, bu nedenle de kilo kontrolünü zorlaştırdığını bilmek gerekiyor. Fazla miktarda şeker, un, nişasta içeren besinler kana birdenbire karışıyor, hızla enerji veriyor ama aynı hızla kandan çekiliyor. Sonuç olarak size inip çıkan bir şeker dengesi ve kalçalarınıza, göbeğinize eklenmiş yağlar kalıyor.”