Fethullah Gülen Cemaati'ne yakınlığı nedeniyle hükümetin hedefinde yer alan Kimse Yok mu Derneği Başkanı İsmail Cingöz, kendilerine yöneltilen 'terör' iddialarına ilişkin “Bugün aralarında dikta yönetimlerinin de bulunduğu 113 ülkede faaliyet gösteriyoruz. Dikta yönetimlerinde bile böyle bir suçlama ile karşılaşmadık, aksine çalışmalarımıza destek gördük” dedi.
İsmail Cingöz’ün Zaman gazetesinden Doğan Ertuğrul’un sorularına verdiği yanıtlar şöyle:
İnsanî yardım nasıl silahlı terör suçu ilan edilir?
Çabuk unutuyoruz. Suriye'deki terörist gruplara silah taşıyan AKP iktidarı Türkiye'de yüz binlerce yoksul aileye yardım eli uzatan, yüzden fazla ülkeye insanî yardım götüren Kimse Yok mu Derneği'ni silahlı terör örgütü olmakla suçladı. Gizlilik kararı alınan soruşturmada kimlerin ne ile suçlandığı meçhul. Her Ramazan'da binlerce aileye iftar ve sahur sevinci yaşatan derneğin kampanyaları da durduruldu. Ama Kimse Yok mu, tüm baskılara, linç operasyonlarına rağmen durmadı. Bu Ramazan'da da erzak ve kumanya dağıtmaya devam etti. Kimse Yok mu Derneği Başkanı İsmail Cingöz ile silahlı terör örgütü suçlamasının arka planını, derneğin hedeflerini konuştuk.
İsmail Bey, ortada çok ciddi bir durum var ama bazen olup biteni ciddiye almak durumun sanki ciddiyetine zarar veriyor. Kimse Yok mu Derneği'ne silahlı terör örgütü soruşturması açılmasını ciddi ciddi tartışmak gibi… Bu kadarını bekliyor muydunuz?
Evet, sizin de söylediğiniz gibi olup biteni ciddi ciddi konuşmak bile işi daha vahim hale getiriyor. Türkiye'den dünyaya uzanan şefkat eli olarak bilinen derneğimize son süreçte baskı bekliyorduk ama terör suçlaması beklemiyorduk. Faaliyet alanı sürdürülebilir kalkınma, insanî yardım, temiz su projeleri, yetimlere gıda ve barınma desteği olan bir kuruma silahlı terör örgütü isnadını bırakın, toz kondurulması bile beklediğimiz bir şey değildi. Ama maalesef ülkemiz adına hani derler ya yangında en önce kurtarılması gerekenler diye, işte öyle bir kuruma silahlı terör örgütü isnadında bulunuldu.
Dünyanın en ücra köşelerinde, çok farklı rejimlerde hatta diktatörlükle yönetilen ülkelerde faaliyet gösteriyorsunuz. Benzer bir suçlama ile karşılaştınız mı?
Bugün aralarında dikta yönetimlerinin de bulunduğu 113 ülkede faaliyet gösteriyoruz. Dikta yönetimlerinde bile böyle bir suçlama ile karşılaşmadık, aksine çalışmalarımıza destek gördük. Sudan, Somali, Yemen, Libya, Panama gibi ülkeler bile bize üstün hizmet madalyası verdi. Dünyada bildiğim kadarıyla TBMM dahil 80 ülkeden üstün hizmet madalyası alan başka yardım kuruluşu yok. Varsa da takdir ederim alkışlarım…
AKP iktidarı bir yandan terör soruşturması başlattı, bir yandan da ‘yardımlar nereye harcandı' diye sizi itibarsızlaştırmaya çalışıyor. Bağışlar nerelere kullanılıyor?
Yardım bütçemizin yüzde 65-70'i Türkiye içinde kullanılıyor. Doğuda ve batıda yaklaşık 300 bin aileye yardım ulaştırıyoruz. Bu Türkiye'nin birliği, dirliği adına çok önemli bir misyondur. Ülke bazında ise 113 ülke arasında mağdur olan, yardıma muhtaç olan ülkelerin çoğu maalesef Müslüman ülkeler olduğu için doğal olarak oralara yardım götürüyoruz. Yurtdışı bütçemizin yüzde 90'dan fazlası Müslümanlara gidiyor. Suriyeli ve Filistinli mülteciler ile Somali yurtdışı bütçemizin en ağırlıklı kısmı… Ama şunun altını çizelim, biz sadece Müslüman ülkelere yardım için kurulan bir dernek değiliz. Yardım eli talep eden herkese ulaşmayı insanî ahlakî, vicdanî, imanî bir görev biliyoruz.
Devletten yardım alıyor musunuz? Kimse Yok mu Derneği'nin ana gelir kaynağı nedir?
Bizim benzer yardım kuruluşundan iki önemli farkımız var. Birincisi bütçemizin tümü kamu kaynakları dışında gerçek kişilerden gelen yardımlardır. Destekçilerin yüzde 99'u Türkiye içindendir. 3 milyonu aşan bir bağışçı sayısından söz ediyoruz. 3 milyon kişi ‘ben bu derneğe güveniyor ve paramla bu derneğe katkıda bulunuyorum', diyor. İkinci farkımız bağışçılar verdikleri paranın nerede ne şekilde kullanılacağına dair aktif denetleyebiliyor. Bizim sahada 210 bin kayıtlı, resmi gönüllümüz var.
17-25 Aralık sürecinden sonra sahada engellemelerle karşılaştınız mı?
Ailelere ulaşma noktasında karşılaşmadık ama mesela birlikte yürüteceğimiz çalışmalarda, valiliklerin bizi yok sayarak adım atma gibi temayülleri var. Bilgilendirme, yazışmalara cevap vermeme, ortak projelerde bizi görmeme gibi şeyler oldu.
Yurtiçi ve yurtdışı partnerlerinizden size karşı olumsuz bir tavır oldu mu?
İktidarın başlattığı iftira kampanyasından sonra AKP'ye yakın hisseden kimselerden bir tavır oldu. Sayın Erdoğan'ın grup toplantısında 5 dakika doğrudan KYM'yi hedef almasından sonra bu şaşırtıcı olmadı. Ardından denetim adı altında baskı uygulandı. Buna rağmen bağışçılarımız eskiden bir yardım yapıyorsa 2-3 yapma gayreti içinde oldu. Yurtdışında 140 partner kuruluştan hiçbiri zerre kadar tereddüt etmedi. Yiğitçe, linç operasyonlarına reaksiyon olarak ‘daha fazla işbirliği yapalım' dediler.
Uluslararası planda iddialar ciddiye alınmadı yani…
Kesinlikle ciddiye alınmadı. Dünya bu derneğin ne yaptığını çok iyi biliyor. Aslında Türkiye de çok iyi biliyor. Suriye'de, Somali'de, Pakistan'da yaptıklarımızı çok iyi biliyorlar. Eğer Somali'de açtığımız hastanenin adını ‘Recep Tayyip Erdoğan Hastanesi' koysaydık veya Pakistan'da kurduğumuz kasabaya TİKA'nın yaptığı gibi Erdoğan ya da Davutoğlu ismini verseydik, bunlar yaşanmazdı. Biz insani yardımda bir çıta ortaya koyduk ve bu çıta maalesef birilerini rahatsız ediyor.
Bir insani yardım kuruluşuyla hükümet neden mahkemelik olur?
Bu sorunun cevabını ben değil, bize silahlı terör örgütü soruşturması yaptıranlar versin… Bizim derneğimizin kanunlara, mevzuata riayet, bunları belgelendirme noktasında sarf ettiği eforu ben cumhuriyet tarihi boyunca hiçbir kurumun ortaya koyduğuna inanmıyorum. Biz yasal olarak ortaya koymamız gereken evrakların belki yüz katını tedbiren hazır tutuyoruz. Bu kadar rahatız. Artık ben şunu yapacağım. Bir TIR ile istedikleri belgeleri valiliğin önüne götürüp, ‘Bir TIR dosyayla geldik' diyeceğim. Düşünün anayasayı koruma savcılığı bize kurbanla ilgili yazı yazıyor, kurbanla ilgili. Gittik sorduk savcılığa. Ama UYAP'a girilmemiş. Bize gelen yazının dosya numarası yok. Nedir, dedik. Dosyaya gizlilik kararı alınmış ve bir silahlı terör örgütü soruşturması yürütülüyor. Kimler şüpheli o bile belli değil. Bu dava bir olmadı ‘bi biskrem versem' davası. Ya da şöyle diyeyim İskilipli Atıf Hoca davası. Bizi yok etmeye karar vermişler bir tiyatro oynuyorlar. Ama önce Allah, bu millet buna izin vermez.
İş o noktaya geldi ki. Şu Afrika'ya gönderilen silahlarla bir ilişki kurmasınlar…
Güzel. Valla bahçe makası filan kullandım ama onun dışında kesici delici bir alet bile kullanmadım, kullanmadık. Hiçbir yardım TIR'ımız insanî yardım sınırlarını aşmaz. Onun hesabını başkaları versin.
Silahlı terör örgütü yöneticisi suçlamasıyla gözaltına alınma endişesi taşıyor musunuz?
Bugüne kadar 50-60 farklı dernekte görev yaptım, ömrü hayatımda adi bir suç ile bile suçlanmadım. Ne yaptığını bilen bir kurumun yöneticisi olarak değil içeri alınmak ödenecek bedel yağlı urgansa gözümü kırpmadan gitmezsem alçağım ve namerdim. Bu derneğin hiçbir çalışanı ya da gönüllüsünden de başka bir söz duyamazlar.
Kriz ve çatışma bölgelerinde faaliyet gösteriyorsunuz. MİT'le bir temasınız oldu mu?
MİT'le hiçbir temasımız olmadı. MİT kimliği ile hiçbir kimse benim çayımı içmedi. MİT'ten daha önce tanıdığım tek isim daha önce Brüksel'de büyükelçimiz olan şimdiki müsteşar yardımcısı İsmail Hakkı Musa Bey'dir. O dönemden çok iyi tanırım. Ömrü hayatımda MİT'ten tanıdığım tek insandır ve o zaman da zaten MİT'te değildi.
Suriyeli mültecilere yardım eden derneklerle yakın teması olduğu söylenen MİT'in sizden bir talebi oldu mu?
Hiçbir talebi olmadı. Ben bunu iftihar vesilesi sayarım. Bu da bu derneğin insanî yardım konusundaki duruşunu gösterir.
Suriyelilere yardımı hangi çerçevede yapıyorsunuz?
Biz BM Ekonomik ve Sosyal Konsey üyesiyiz. BM Mülteciler Yüksek Komiserliği yetkilileri Suriyeli mülteciler için bize işbirliği önerdi. Kendilerine ‘hükümetin tasvip ettiği başka kurumlarla işbirliği yapmalarının doğru olacağını' söyledik. Bize, ‘Biz sahaya gittik, baktık. AFAD bile sizinle çalışıyor. Yardımların yüzde yüzünün ihtiyaç sahiplerine ulaşacağını biliyoruz ve biz de sizinle çalışmak istiyoruz' dediler. BM Suriyeli mültecilere yardımı bizim aracılığımızla ulaştırdı. Şu an 100 binin üzerinde Suriyeli mülteciye ulaşıyoruz. Kilis'te aş evi, Yayladağı'nda o insanlara yönelik okullarımız var. Ama sınırının ötesine geçmedik.
Gazze ve Batı Şeria'da yardım faaliyetleriniz var. O ünlü klişe ile sorayım, ‘Otoriteden izin mi aldınız?'
Biz ‘Gazze'ye düzenli yardım yapıyoruz' dediğimizde şaşırıyorlar. Sokaklarda Gazze sloganları atanların çoğu oraya nasıl yardım ulaştırılır, bilmiyorlar. İllaki Türkiye'den bir TIR kaldırmak ya da gemi göndermek gerekmiyor. Merak eden varsa paylaşalım. Gazze ve Batı Şeria belediyeleri aracılığı ile Filistin'e yardım mümkün. Biz Gazze belediyesinden çok sayıda takdir aldık.
Hamas yönetimi size engel çıkardı mı?
Engel demeyeyim ama soğuk davranma var. Sanıyorum Afrika'daki okullar için yapılan baskı ve telkinler Hamas'a da yapıldı. Buna rağmen yardımlarımız sürüyor. Son olarak Batı Şeria'ya 10 bin battaniye gönderdik. Gazze'de de battaniye ihtiyacı ortaya çıktı, onu da karşıladık.
İktidar tüm kampanyalarınızı durdurdu. Ramazan'da yardımlarınız devam edecek mi?
KYM'nin bu yıl Ramazan kampanyası yapmasına ne yazık ki izin verilmiyor. Ramazan yardımı topladığımızı bile medya aracılığı ile ilan edemiyoruz. Tüm kampanya hesapları kapatılan ve SMS bağış hattı iptal edilen KYM, fiilen bitirilmek isteniyor. Kimse Yok mu gönüllülerinden bir istirhamım var. Ülkemizde mağdur aileler var. Onlara sahip çıkmamız lazım. Sofralarımıza misafir etmemiz gereken milyonlarca yetim var. Bir iftar bedeli sadece 2,5 dolar. Öncülük yapsanız da kimse sofrasına misafirsiz oturmasa… O zaman herkesin sofrası bereketlenecektir. KYM, Ramazan boyunca iftar, kumanya, zekat, fitre ve bayramlık bağışlarınızı kabul etmeye devam edecek. Dileyen herkes, www.kimseyokmu.org.tr ya da ramazan.kimseyokmu.org.tr adreslerinden kredi kartları aracılığıyla bağış yapabilir. Ayrıca derneğin resmi banka hesapları ya da bizzat KYM genel merkezine veya şubelerine uğrayarak, bağışlarını makbuz karşılığı yapabilir.