'Kiranı ödeyemiyorsan kızını ver'

'Kiranı ödeyemiyorsan kızını ver'

Suriye'deki savaştan kaçıp Türkiye gelen kadınların Türkiyeli erkeklere ikinci ya da üçüncü eş olarak satıldığı ifade ediliyor. Anlatılanlara göre, evlililiği tek kurtuluş yolu olarak gören kadınlar, evli erkeklerle başlık parası için evlenmek zorunda kalıyorlar. Bu durumun özellikle Suriye sınırındaki kentlerde normal karşılanmaya başlandığı ve ev sahibinin kirasını ödeyemeyen Suriyeli aileden kira yerine kızını isteyebildiği ifade ediliyor.

Mehveş Evin'in Suriye'den Türkiye'ye gelen mültecilerle ilgili hazırladığı yazı dizisi Milliyet  gazetesinde başladı. Mehveş Evin, dizinin ilk bölümünde, Türkiye vatandaşlarıyla evlendirilen Suriyeli kadınları anlatıyor.

Evin, yazı dizisinin amacının hem Suriyeli sığınmacıların, hem de toplumun yaşadığı sorunlara dikkat çekmek olduğunu belirtiyor. Evin'e göre, her savaşta olduğu gibi, bu savaşın da en büyük mağdurları kadınlar ve çocuklar. İnşaatlarda, depolarda hatta ahırda yaşayan birçok insan olduğunu aktaran Evin, çoğunun, “buna da şükür” dese de durumun, giderek içinden çıkılmaz bir hal aldığını söylüyor.

Mehveş Evin, Hatay'a geldiği ilk günden itibaren, kadın-erkek herkesten şu sözleri duyduğunu belirtiyor: “Suriyeli kadınlar çok bakımlı. Türkiyeli kadınlar, kocamı kaptıracağım stresi yaşıyor.”

Suriyeli gelinler, savaştan önce de talep görüyordu. Ancak savaştan bu yana ikinci, üçüncü eş olarak Suriyeli kadınlarla imam nikahı yapanlar arttı. Herkesin bildiği bir sır bu. Özellikle Hatay, Urfa ve Kilis  “Suriyeli kumaların çok olduğu iller. Hatay-Reyhanlı’nın yarısının Suriyeli ikinci, üçüncü eşi olduğu iddia ediliyor. Bir kamu görevlisi şunları söylüyor:

“Suriyeliler için 3-4 kadınla evlilik  normal. Reyhanlı’da da tek tük vardı. Ama savaşla patladı. Kumaya itiraz eden kadın, dayak yiyor . Zaten ayrılsa ne yapacak? Eskiden kayınvalide baskısı vardı, şimdi kuma baskısı  var.”

 

'Çeyiz-takı istemiyorlar'

 

Evin, Türkiyeli erkeklerin Suriyeli kadınlarla evliliğe heveslenmesinin nedeninin, düğünün “az masraflı”  olması olduğunu belirtiyor. Farklı kaynakların aktardığına göre, iki yıl önce 10 bin TL olan başlık parası şimdilerde 1000-2000 TL arasında.

Anlatılana göre, başlık parası kadının yaşına veya güzelliğine  göre değişiyor. Ancak bu durum “çocuk gelin”lerin  sayısının artması anlamına geliyor. Sağlık görevlisi H.G şunları söylüyor:

“Suriye’den gelen kadınlar, 14-15 gibi çok genç yaşta  evlenip anne oluyor. Türk erkeklerinin masrafsız bir şekilde  Suriyeli kızlarla evlenebiliyor olması, akla cinsel istismarı getiriyor... Sonuçta Suriyelilerin ne çeyiz, ne eşya ne de takı talepleri  var. Yani her şekilde Suriyeli kızlarla evlilik yapmak buradaki insanların işine geliyor. İlk eş olarak da, ikinci-üçüncü imam nikahlı eş olarak da Suriyeliler tercih ediliyor ”

Kendi çalıştığı köyün muhtarının oğlunun da bu şekilde evlendiğini anlatan H.G, “Maddi durumu iyi olan da olmayan da bir şekilde ikinci hanım istiyor . Adam gidip getiriyor, ‘Bu benim ikinci hanımım’ diye tanıtıyor. İlk eşler de, genelde eğitimi ve sosyal güvencesi olmadığı için sesini çıkaramıyor” diyor.

 

‘Paran yoksa kızını ver'

 

Mehveş Evin'e göre, kumalık müessesesi  hiç masum değil. Suriyeli kadınların çoğu, mağduriyetleri yüzünden evlendiriliyor. Savaştan kaçan ailelerin maddi durumu çok kötü, ne evleri var, ne de işleri. Aileler, kızlarının “Başına bir şey gelecek” endişesiyle Türkiyeli erkeklere evet demeyi tercih ediyor.

Urfa, sığınmacıların en yoğun yaşadığı kent. Kadın Yaşam Evi Derneği’nden Emine Hanım, sosyolojik sorunların çok olduğunu anlatıyor:

“Arap kadınların psikolojik durumu iyi değil. Çokeşlilik çok arttı. Kadınlar kaygılı, niye geldiler diyorlar, istemiyorlar. Evlilikten öte, pazar oluşmuş durumda. Urfa’da aleni bir şekilde  para karşılığında yapılıyor.”

Evin, ikinci kadınla evlendikten sonra evlendiği kadını beğenmeyen ve “O gitsin bu gelsin” diye üçüncü eş arayanlar olduğunu da aktarıyor. Hatta 700 TL’ye  fırlayan kirayı ödeyemeyen Suriyelilere, “O zaman kızını ver” diyen ev sahipleri bile var. Evin, erkeklerin Suriyeli kadınlarla imam nikâhı kıymayı “Onları kurtardık” diye savunsalar da aslolarak savaş mağduru kadınların mal olarak takas edildiğini belirtiyor.

 

'Yüz binlercesi yok sayılıyor'

 

Suriye’deki korkunç savaş yüzünden 3 yılda 2 milyon 300 bin insan ülkesini terk etmek zorunda kaldı. BM’nin son rakamlarına göre Türkiye’deki kayıtlı sığınmacı sayısı 577 bin 349. Ancak “kayıtsız” Suriyelilerin sayısı yüksek. BM’nin 2013 sonu tahminine göre toplam rakam 1 milyonu geçti. Üstelik yüzde 75’i çocuk ve kadın.

Evin, Suriyeli sığınmacıların; kamplarda yaşayanlar, büyükşehirlerde dilenenler ve mücahitler dışında yok sayıldığını söylüyor. Bu kişilerin ne kimlikleri var, ne de hakları. TC kanunlarına göre onlar “misafir” statüsünde. Evin'e göre, bu terim kulağa hoş gelse de “Suriyeli misafirler”in çoğu, barınmadan iş bulmaya, eğitimden kültürel farklara, büyük sıkıntılar yaşıyor.

 

‘Manita yerine ikinci eş almak daha ahlaklı’

 

Suriyeli çocuklar için eğitim veren bir kurumun müdürü S. Bey’in ilk karısı Hatay’dan, ikincisi Suriye’den. S. Bey, eşinin bu duruma ne dediği sorulduğunda konuyu “Batılıların ahlaksızlığına” getiriyor ve şunları söylüyor:

"İkinci hanımımı beş yıl önce Suriye’de aldım. Şimdi 43 yaşında. Üniversitede ilahiyat hocasıydı. Savaştan sonra buraya yerleşti. Şimdi apartmanın üstünde o, altında ilk hanımım yaşıyor."

"Batı, kadına saygılı olduğunu iddia ediyor. Peki kadını, eşyanın reklamında kullanan kim? Bir de İslam'ı eleştiriyorlar; birden fazla evliliğe müsaade ediyor  diye! Batı’da bir istatistik yapılsın bakayım, kim sadece evli olduğu kadınla birlikte oluyor? Yüzde 1 bulamazsınız!"

"Bir erkek, gayrimeşru ilişkilerinden dolayı hanımına hastalık getirdiği zaman, bu büyük vebal değil mi? Bu nasıl bir şey! Avrupa’da her erkeğin kaç manitası var? Bu tür işler yerine ikinci hanımı almak, bana ahlaki açıdan daha doğru geliyor."

"Suriyeli garibanlardan iş bulduğunu zannedip sevinen, sonrasında tuzağa düşürülen kızlar da var. Kalbinde vicdan taşımayan insanlar başkalarının mağduriyetinden faydalanıp, onları istismar ediyor."

 

Kadınları kandırıyorlar

 

Savaştan kaçan Suriyeli kadınlarla evliliğin ticarete döndüğünü söyleyen Mehveş Evin,  ikinci eş alanların yanı sıra, bu işin tüccarlığını yapanların, garibanları dolandırdığını belirtiyor.

Bu tür evliliklere tanıklık eden Hasan, Türkiye’nin her ilinde ilk veya ikinci eşi Suriyeli olan aileler olduğunu belirtiyor:

“Evlenmesin de ne yapsın? Ama 60 yaşında bir erkeğin, 19-20 yaşında biriyle evlenmesi beni üzüyor. Savaşla birlikte bu tip evliliklerde inanılmaz artış söz konusu.”

 

'Bekarım dedi, 6 çocuğu var'

 

Adının ve yüzünün gizli kalması şartıyla konuşan Suriyeli kadınlar Mehveş Evin'e şunları anlattı:

Z.A: Suriyeli dört eşi olan birini tanıyorum, 30 çocuğu vardı. Aile, maddi sıkıntılar yüzünden farklı illere dağılmış. Kız çocuklarından birini berdel yaptı. Meğerse adam bekâr değilmiş, altı çocuğu varmış. Bir ay evli kaldılar, kız babasının yanına döndü. Evlenmek isteyen erkekler, Hatay ve Urfa’dan gelen hemşerilerimize ulaşıyorlar. Ekmek veremedikleri için kızlarını kocaya veriyorlar. Çok kötü durumlar yaşıyoruz.

 

'Türkiyeli erkekler yalancı'

 

MEYRA: Suriye’de erkekler kadınları asla kandırmaz, kadınlar bu kadar ucuz anılmaz! Ama Türkiye’deki erkekler kadınlar için her türlü yalanı atıyor. Suriyeli kızlarla evlenmek isteyen çok erkek var. Gelenlerin yüzde 90’ı yalancı; maddi durumlarının iyi olduğunu ve hiç evlenmediğini söyler. Düğün yapılır, bekâr adamın çoluk çocukları çıkar ortaya! 20-22 yaşında kızlar kandırılıyor. Ya terk etmek zorunda, ya da kuma olarak kalmak zorunda. Biri onların kızlarını kuma olarak götürse nasıl olur? Nasıl hissederler kendilerini?

 

'Çaresiz kabul edecektim'

 

ŞORE (23): Savaştan kaçıp Türkiye’ye sığındım. Yaşadığımız semte sürekli “yardım için” gelen adamlar vardı. Sonrasında biri, benimle evlenmek istedi. Yaşı 55’miş, eşi ölmüş ve çocuğu yokmuş. Çaresizlikten kabul edecektim. Çünkü adam, aileme ev tutacağını söyledi. Araştırınca öğrendim ki evliymiş, 4 çocuğu varmış. İptal ettim, şu an çaresiz koca bekliyorum.

 

'Amcamın kzını kandırdılar'

 

HADO: 2 yıl önce amcam, 22 yaşındaki kızını 50 yaşında bir adama verdi. Çok zor durumdaydı. Meğer adam çulsuz sefilin tekiymiş. Şu an kız çok zor durumda. Suriye’de yaşadığımız acılar yetmezmiş gibi bunları yaşıyoruz. Allah hakkımızı hak etsin.

 

'Kocamdan korkuyorum'

 

S.A: Bir komşumuz üçüncü eş getirdi. Ben de kocamdan korkmaya başladım. 50 yaşında adamlar, 20-25 yaşındaki genç kızlarla evleniyor. Bu durum beni korkutuyor. Erkek adamın işi belli olmaz. Ben kumaya kandırılarak gidenlerin kusuruna bakmıyorum. Onları oyuna getiren erkeklerin Allah belasını versin.

 

Aracı: Yanlışsa Esra Erol'un programını kapatsınlar

 

Benzer evliliklere aracı olan İlyas Bey ise şunları söylüyor:

'Artık kız vermiyorum. Altınları çalıp gidenler var, zor durumda kalıyorum. Ama dün, annesi-babası belli, namuslu bir Suriyeliyi verdim. Allah’ın emriyle."

"Vesile oluyorum. Bizim köyden başladı evlilik olayı. Kız, tesettürlü, masrafı yok... Ahlakı güzel.Konya’ya, İstanbul’a gelin gidiyor. Beğeniyorlar. Başka var mı diye telefon açıyorlar. 'Valla Suriyeli var' diyoruz, 'ister misin?' 'İsterim.' diyorlar."

"Aracıyız yani... Vatandaş yanlış anlıyor. Suriye’ye bir alo demesi 10 TL. Masraf yani. 20 gün önce Afyon’da evlendirdim. Cebimden masraf yaptım. Duymuş arıyor, Niğde’den. “Kardeş, Niğde’nin patatesi meşhur, bir çuval getir” diyorum. Patates yoksa sana kız yok!

"Biri düğün yaptı 'Kefil misin' dedi. Ne kefil olacam? Kapalı karpuz, plakasız araba veriyorum. Bu benim bacım değil ki! Karışmam."

"Evli olan kişiyle evlendirmem. Herkes dengini alır. Çanakkale’ye kız vermişim ben.  Yanlışsa Esra Erol’un programını kapatsınlar."