BDP Genel Başkan Yardımcısı Gültan Kışanak, "MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli'yi sorumluluğa davet ediyoruz" dedi.
Kışanak, partisinin grup toplantısında konuştu.
Bahçeli'nin Bursa mitinginde "Vur de vuralım, öl de ölelim" sloganına "Onun da zamanı gelecek" sözleri ile karşılık vermesine Kışanak, "Bu kışkırtıcıdır. Bu beyanın düzeltilmesi gerekiyor. Kimse milliyetçiliği ırkçılık ve kışkırtıcılık olarak algılamasın. Biz MHP Genel Başkanı'nı sorumluluğa davet ediyoruz" diye konuştu.
Kışanak, "Parti olarak sürecin demokratik, şeffaf ve katılımcı bir şekilde yönetilmesinni ve yürütülmesinin önemli olduğuna inanıyoruz. Bir zaman ve yolculuk var. Şu anda başlamış ve bitmiş birşey yok. Bu yolu hep beraber yürürsek herkes katılırsa bu yolun sonunda özlediğimiz bir geleceğe kavuşabilir. Bu süreci dinamik bir süreç olarak düşünmek, kendimizi katarak taleplerimizi ifade edersek sürecin arkasında toplumsal bir destek açığa çıkartabilirsek bu yolun sonunda hepimizi mutlu edecek, hepimizi hayalleri ile buluşturacak bir durağa varabiliriz" dedi.
Akil insanlar konusunun kamuoyunun en çok merak ettiği konulardan biri olduğunu ifade eden Kışanak, "Başbakan Erdoğan'ın süreci tek başına yönetiyormuş ve kendi istekleri doğrultusunda herşeyi belirliyormuş havasındaki konuşmalarının kamuoyunda yarattığı kaygıları anlamaya çalışıyoruz. Ama hepimiz biliyoruz ki bu süreç çok taraflı, çok aktvörlü, herkesin katıldığı ve herkesin katılmasının aslında zarüri olduğu bir süreç. Çünkü bu süreçten asıl murad ettiğimiz şey bir toplumsal uzlaşı çıkartmak. Akil insanların heyetinin öncelikli olarak kapsayıcı olması gerekiyor" dedi.
Kışanak sözlerine şöyle devam etti:
"Toplumun farklı kesimlerini hitap edebilen ve bir toplumsal uzlaşıyı tesis etmeye çalıştığımız bu süreçte farklı sosyal kesimlerin, farklı katmanların desteğini ve katılımını ön gören bir yaklaşımla ele alınmalı. Çünkü murad ettiğimiz şey toplumun tamamına hitap edebilen aynı hedefler doğrultusunda yani barış ve demokratik çözüm hedefi doğrultusunda sürece katabilen bir yaklaşımlar ele alınması gerekiyor."
Heyetin adalet duygusu ve toplumsal vicdanı temsiliyet pozisyonunun mutlaka olması gerektiğini belirten Kışanak, "Çünkü barışı sağlayabilecek asıl şey adalettir. Adaletin olmadığı bir yerde toplumsal barış ve uzlaşıdan bahsetmek mümkün değildir. Bu nedenle böylesi bir heyette toplumsal vicdanı ve adaleti temsil yeteneğini aramak böyle bir bileşen oluşturmaya çaba sarfetmek gerekiyor. Taraflara eşit mesafede durabilen, kendi tarafsızlığını koruyabilen, taraf olmayan ve eğer taraf olacaksa barışın, çözümün ve özgürlüklerin yanında taraf olabilecek kişilerden oluşması gerekiyor. Yine bu heyetin uyuşmazlıkları ve çatışmaları çözebilme konusunda birikime ve deneyime sahip olması gerekiyor" dedi.
Kışanak, "Hepimiz tarihsel sorumlulukla karşı karşıyayız. Hepimiz çaba sarfetmeliyiz. Ama parlementoya gelince parlemento böyle bir şey yapamaz diye bir şey ortaya atılıyor. Parlemento kendi üzerine düşen sorumluluğu yerine getirmelidir. Bu parlemento ölmek ve öldürmek için el kaldırdı birkez de ellerini vicdanlarına koysunlar ve barış için çözüm için el kaldırsınlar. Tüm partilerin de bu konu üzerinde pozitif politika izlemelidir. Bu parlemento barış kararı almalıdır. Bu konuda deniliyor ki teknik zorluklar var yapılamaz. Çok açık dünya örnekleri var. Diyalog müzakere süreçleride parlementolar yasa çıkarmış üzerine düşeni yapmışlardır. Güney Afrika, Guatemela, Fas bu ülkelerde parlemento karar almıştır. Barış için yasa çıkartılmıştır. Ve parlemento sürecin içinde aktif rol oynamıştır" diye konuştu.
Parlamentoda toplumsal uzlaşı ve geleceği yaratma konusunda yasayla komisyon kurulmasını istediklerini belirten Kışanak, şunları söyledi:
"Herkesin makul bulabileceği bir isimle sorunlar çıktığınla ön açılılık olan bir yasayla komisyon kurabiliriz. İstersek parlementerlerden oluşan yasa kurabiliriz. Meclis dışında özerk bağımsız komisyon yine yasayla kurulabilir. İstersek özerk kurula parlamentodaki siyasi partiler üye verirler. Bunun yasal dayanakları vardır. Tüm partilerin ön açıcı bir yaklaşımla bu konuyu değerlendirmelerini ve parlementonunda bu süreçte rolünü oynayacağı süreç oluşması yönünde çağrı yapıyorum. Bu süreci yasal dayanak ve parlementonun desteği ile bu süreci yürümek istiyoruz. Kürt halkı da onurlu barışı, özgür yaşamı hak ediyor. Bunu yaşama geçirebilecek geçmişe sahiptir. Başkalarının B, C, D planları olabilir. Bizim tek planımız vardır. Örgütlenmek. Biz barış, çözüm, haklarımızı istiyoruz, diğer halklarla eşitlik içinde yaşayabiliriz diyoruz. Biz kendimize, direnişimize güveniyoruz."
Bahçeli'nin Bursa mitinginde 'Vur de vuralım, öl de ölelim' sloganına 'Onun da zamanı gelecek' sözleri ile ilgili olarak Kışanak şunları söyledi:
"MHP Genel Başkanı'nın 'Onun zamanı gelecek' söylemini unutmuyoruz. Bu kışkırtıcıdır. Bu beyanın düzeltilmesi gerekiyor. Bizim yaş kuşağımızda olanlar 80 öncesi çatışma ortamını hatırlar. Bu süreçlerden herkesin ders çıkartılması gerekir. Böyle ırkçı ayrımcı bir yaklaşım olamaz. Ben defalarca sokakta markette kendisini milliyetçi olarak tanıtıp gelen bu sorunu çözün diyen insanla konuştum. Kimse milliyetçiliği ırkçılık ve kışkırtıcılık olarak algılamasın. Bu kişi sözünü lafını bilsin. Bir sözdür söyledim geçti diyemezsiniz. Bu sözü söyleyenlerin içi rahat mı? Böyle ayrımcı dil kullananların içi rahat mı? Biz MHP Genel Başkanı'nı sorumluluğa davet ediyoruz. Herkes yaptıkları ve söyledikleri ile tarih karşısında sorumlu olacaktır."