BDP Mersin İl Başkanlığı'nın olağanüstü genel kuruluna katılan BDP Eş Genel Başkanı Gültan Kışanak, yeni Demokratikleşme Paketi'nin Kürt sorununu çözme konusunda bir anlamı olmadığını savunarak, "Sayın Başbakan sen de biliyorsun, Allah da biliyor, kul da biliyor ki, o paketin içerisi bomboştur. Şov ile de dolmaz" dedi.
Mersin İl Başkanı Halis Ernarici'nin vefatı nedeniyle yapılan genel kurulda coşkuyla karşılanan Gültan Kışanak, Başbakan Recep Tayyip Erdoğan tarafından açıklanacak 'Demokratikleşme Paketi'ne ilişkin değerlendirmelerde bulundu.
Konuşmasında, Abdullah Öcalan'ın BDP heyetiyle yaptığı son görüşmesindeki sözlerini aktaran Kışanak, Öcalan'ın, 'Hükümet bu süreçte üzerine düşeni yapmadı, yanlış yaptı. Ortaya çıkan çözüm olanağını, ortaya çıkan barış imkanını değerlendirebilecek bir yaklaşım içerisinde olmadılar' dediğini savundu.
Gelinen aşamada hükümetin yanlışları ve eksikleri olduğunu iddia eden Kışanak, bunlara takılmayacaklarını, doğru bildikleri yolda yürüyeceklerini ifade edip, şunları söyledi:
"Hükümeti bu işin şakasının olmadığını bilerek, çözümden yana bir tutum almaya bir kez daha davet ediyoruz. İsterlerse çözümün ortağı olurlar, isterlerse halkımız Türkiye 'nin demokratik güçleriyle birlikte çözüm imkanlarını her gün kat kat aşarak büyütür ve başarır, kendileri de kaybederler. Çünkü bu süreç artık geri götürülemez bir süreçtir. Çünkü bu süreç, artık beklentiye terk edilemeyecek bir süreçtir. Bu süreç mutlaka ve mutlaka ileriye doğru yol alacak bir süreçtir. İsterlerse halkın taleplerine, halkın ihtiyaçlarına yanıt veren bir tutum alırlar ve bu yolda yürürler. Ama istemezlerse biz yolumuzda yürüyeceğiz, onlar istedikleri yerde durmaya devam edebilirler. Kendilerinin tercihidir. Ancak şunu çok iyi bilsinler ki, artık Kürt sorununun bekletilmeye, oyalanmaya, ötelenmeye zerre kadar tahammülü kalmadı. Çözümün bütün imkanları ortaya çıkmıştır. Bu imkanları değerlendiren, Türkiye'nin tüm halklarına karşı sorumluluğunu yerine getirmiş olur."
Aylardır 'Demokratikleşme Paketi'nden söz edildiğini, bunun Çözüm Süreci'nin ikinci aşamasında yerine getirilmesi gereken bir sorumluluk olduğunu öne süren Kışanak, şöyle devam etti:
"Süreci ilerletebilecek, çözüm konusunda reformlar yapılarak çözümü ilerletebilecek bir aşamaya denk düşen bir beklentiydi. Bunu hükümet de çok iyi biliyor. Fakat yaşananlar bunun tam aksidir. Bu paketin Kürt sorununu çözme konusunda, süreci ilerletme konusunda artık bir kapasitesi ve anlamı fazlaca kalmamıştır. Kürt halkının temsilcileriyle, Türkiye demokrasi güçleriyle, Türkiye demokratik kamuoyu ile konuşmadan, tartışmadan, istişare etmeden, müzakere etmeden hazırlanacak bir paketin içeriğinin, halkın ihtiyaçlarına cevap vermeyeceğini herkes çok iyi biliyor. Zaten bu süre içerisinde bir taraftan 'bekleyin paket geliyor' derken, bir taraftan da pakette nelerin olmayacağını Sayın Başbakan da, AK Parti yetkilileri de defalarca ifade ettiler. Böylece paketin içerisini kendileri boşalttılar. Şimdi o boş paketi şov ile doldurmaya çalışıyorlar. Günlerdir bir propaganda furyası 'Paket açıklandı, açıklanacak, aman bizi bekleyin' diyorlar. Sayın Başbakan sen de biliyorsun, Allah da biliyor, kul da biliyor ki, o paketin içerisi bom boştur, şov ile de dolmaz."
Son görüşmelerinde, Öcalan'ın, ana dilde eğitim konusunda, 'Neden hükümete bu kadar minnet ediyorsunuz? Neden kendi okullarınızı açmıyorsunuz? Neden kurumlarınızı, evlerinizi, partilerinizi ana dilde eğitim veren mekanlara çevirmiyorsunuz? Siz yapın, kapatmak isterlerse ölümüne direnin' dediğini savunan Kışanak, "İşte yapılması gereken budur. Biz doğru olanı yapacağız, doğru olanı hayata geçireceğiz. Engel olmak isteyene karşı da amansız bir şekilde mücadele edeceğiz" şeklinde konuştu.