Kişiye özgü olmayan diyetlerde başarı şansı düşük

Kişiye özgü olmayan diyetlerde başarı şansı düşük
Selçuk Üniversitesi (SÜ) Meram Tıp Fakültesi Beslenme ve Diyetetik Bölümü Öğretim Üyesi Yrd. Doç. Dr. Mehmet Akman, kitaplardan veya dergilerden görülerek uygulanmaya çalışılan, kişiye özgü olmayan diyetlerin başarı şansının zayıf olduğunu söyledi. Yrd. Doç. Dr. Akman, yaptığı açıklamada, diyetin obezite başta olmak üzere çeşitli hastalıkların tedavisinde 20'nci yüzyılın başından itibaren kullanılmaya başlandığını belirtti. Diyetin kişinin beslenme şeklinin düzenlenmesi ve sağlıklı beslenmesi anlamına geldiğini kaydeden Akman, halen Türkiye'deki tıp fakültelerinde açılan beslenme ve diyetetik bölümlerinden mezun uzmanların hastanelerde ve sağlık kurumlarında görev yaptığını söyledi. Son yıllarda yapılan araştırmalarda yanlış beslenme şeklinin sağlığı tehdit ettiğinin daha net ortaya çıkmasının ardından diyete ilginin arttığını bildiren Akman, ''Ülkemizde özellikle son 5 yılda diyet yapma popülerlik kazandı. Artık diyetin nasıl yapılacağı konusu bir sektör haline geldi'' dedi. Ülkede diyete ilginin arttığını ancak diyetin sağlıklı şekilde ve kurallara uygun olarak yapılmasına yardımcı olan diyetisyenlere talebin aynı oranda artmadığını ifade eden Yrd. Doç. Dr. Akman, şunları kaydetti: ''Pek çok kişi sağlık kuruluşuna giderek uzman diyetisyenden yardım almak yerine kulaktan dolma bilgilerle veya televizyon programlarından öğrendikleriyle diyet uygulama yolunu seçiyor. Bırakın televizyon programlarını, kitaplardan veya dergilerden görülerek uygulanmaya çalışılan diyetlerin bile başarı şansı zayıftır. Ancak kişinin sağlık durumu incelenip sosyo-kültürel ve ekonomik durumuna göre belirlenerek uygulanan kişiye özgü diyetten yarar görülebilir. Çünkü diyet, kişiye özgü verilmeli ve uygulanmalıdır. Herkesin kilosu, geçirdiği hastalıklar, vücut yapısı, kan değerleri, tansiyonu farklıdır.'' Akman, bu nedenle kendilerine diyet için doğrudan başvuran kişileri önce iç hastalıkları veya endokrinoloji bölümüne sevk edip sağlık durumlarıyla ilgili tetkikler yaptırdıklarını, diyet programını bu tetkiklerin ardından uygulamaya başladıklarını belirtti. 'Yavaş yavaş zayıflamak en iyisi' Bilinçsiz yapılan diyetlerin kişileri aç bırakmaktan öteye gidemediğini, oysa uzman diyetisyenlerin önerdiği kişiye özgü beslenme programlarının diyet yapan kişiyi hiçbir şekilde zorlamadığını kaydeden Akman, şunları söyledi: ''Bize başvuranlara verdiğimiz diyet programları pek çok kişiyi şaşırtıyor. Çoğu 'Normalde verdiğiniz diyetten daha az yiyordum' diyor. Ancak diyetin püf noktası, tüketilen besinlerden çok yeme ve içme düzeniyle ilgili yanlış alışkanlıkları değiştirmek. Örneğin, öğün saatleri düzensiz olan ve günde bir ya da 2 kez yemek yiyen kişiler şişmanlıyor. Oysa biz 6 öğün yemek yemeği öneriyoruz. Temel olarak önerdiğimiz bir başka husus da aşırı yağlı ve şekerli yiyeceklerden kaçınılması.'' Diyette, haftada 1, ayda 4 kilo verilmesinin en sağlıklı zayıflama düzeni olduğunu belirten Akman, ''Yavaş yavaş zayıflamak en iyisidir. Çünkü kişinin beslenme alışkanlıkları diyet süresi boyunca değişecek, düzene oturacaktır. Aynı zamanda vücuttaki fazla kilolar ne kadar hızlı verilirse aynı kiloları daha sonra tekrar almak da o kadar hızlı olmaktadır'' diye konuştu. Yrd. Doç. Dr. Akman, beslenme şeklini değiştirmenin sağlıklı kilo verme ve diyette başarı için tek başına yeterli olmadığını, diyet uyguladıkları kişilere günde mutlaka 20 dakika veya yarım saat yürüyüş önerdiklerini sözlerine ekledi. (AA)