"Kız çocuğunu 13 yaşında evlendirirler sonra kadın doktor isterler"

"Kız çocuğunu 13 yaşında evlendirirler sonra kadın doktor isterler"

Sözcü yazarı Murat Muratoğlu, Marmara Üniversitesi İlahiyat Fakültesi'nden Prof. Dr. Faruk Beşer'in yoğun bakımda kadın ve erkek hastaların ayrı odalarda tutulma talebine tepki gösterdi. "Kız çocuğunu okutmazlar, 13 yaşında evlendirirler. Sonra da kadın doktor isterler" diyen Muratoğlu, "Sözde profesörü dinlesen, kadın cerrahı beklerken canını teslim edersin. Hani ülkenin yüzde 99'u Müslüman diyorlar ya… Böyle profesör demeçlerinden sonra yüzde 80'in altına düşmediyse bile düşer yakında… Aman asansöre kadınlı erkekli binmeyin halvet olursunuz maazallah!" ifadesini kullandı.

Murat Muratoğlu'nun, "Millet can derdinde, profesörün derdi ne?" başlığıyla (28 Şubat 2018) yayımlanan yazısı şöyle:

El âlemin adamı uzaya otomobil gönderdi, “yoğun bakımda kadın ve erkek birlikte tedavi edilmesin” bizim profesörün derdi… Bir bitemediniz gitti! Bir gün de kul hakkı, rüşvet, hırsızlıktan bahsetseler bari… Marmara Üniversitesi'nde çalışan bu profesör “Fethullah Gülen Hocaefendi'nin fıkhını anlamak” adlı kitabı da yazmış. Belli ki her devrin adamıymış.

* * *

Profesörün düşünüp taşınıp üretebildiği şeyler ancak bunlar! Üstelik maaşlarını da bizim ödediğimiz vergilerden alıyorlar! Halbuki ilaç kapsüllerinin çoğu halis muhlis domuz jelatininden yapılıyor. Bakın ona hiç değinmiyor. Belli ki bilmiyor. Olay cinsellikse ilgisini çekiyor.

* * *

Adam komaya girmiş bilinci kapalı, dalağı patlamış, kolu kopmuş ölümle burun buruna lakin libidosu tavan yapmış yoğun bakımda… Yan tarafa sarkıyor! Sahi bu profesörler ne yiyor ne içiyor? Hastaneye gittin, rica minnet araya tanıdık sokarak yoğun bakımda yer buldun. Hastan ölüyor, kadın-erkek diye mi düşüneceksin? Görevli; “Erkek bölümünde yerimiz kalmadı maalesef” dese yolda öleceksin.

* * *

Gerçi bunların talebi bitmez. Tamam, ayrı yoğun bakım odalarında kalsınlar dersin yarın ayrı hastane isterler. O da yetmez, doktorlar hemcins olsun derler. Ona da tamam desen başka bir şeyi beğenmezler. Sonu yok… Hastane yapmak kolay… Zaten İktidar “ihale olsa da yandaşa versek” deyip duruyor. İhaleyi dahi yapmadan işi yandaş kapıyor.

* * *

Önce bedavaya hastane arazisi ayarlar, şirketin üstüne yaparsın. Devlet olarak 25-30 yıl kira güvencesi vererek anlaşırsın. Hasta garantisi verir her yıl bütçeden şirkete para aktarırsın. Kira dışında; röntgen, laboratuvar, güvenlik, temizlik ve yemekhane hizmetlerinden de para kazandırırsın.

* * *

Hastane çevresinde otopark, lokanta, büfe gibi ticari alanları da işlettirir kârını artırırsın. Hatta firmaya lehine bedelsiz, bağımsız ve sürekli üst tesis kurma hakkı tanırsın. Devlet olarak şirkete, sözleşme süresini 49 yıla kadar uzatılmasına imkân sağlarsın. Hastane şirketlerinin gelirlerini; KDV, damga vergisi ve harçlardan muaf tutarsın.

* * *

Parasını vergilerimizden ödedikten sonra herkese ayrı yoğun bakım odası açarsın. Muslukları altın kaplama yaparsın. Bu milletin vergileri nereye gidiyor diye soran olursa terörist der başından savarsın! İyi de güzel kardeşim Türkiye'de her 100 bin kişiye 176 doktor düşüyor. Ülkemiz bu rakamla 34 OECD ülkesi arasında sonuncu sırada… Ülkede 150 bin hemşire, 60 bin doktor açığı var. Milletin keyfine göre doktoru nereden bulacaksın?

* * *

Kız çocuğunu okutmazlar, 13 yaşında evlendirirler. Sonra da kadın doktor isterler. Sözde profesörü dinlesen, kadın cerrahı beklerken canını teslim edersin. Hani ülkenin yüzde 99'u Müslüman diyorlar ya… Böyle profesör demeçlerinden sonra yüzde 80'in altına düşmediyse bile düşer yakında… Aman asansöre kadınlı erkekli binmeyin halvet olursunuz maazallah!