Kızı, Cumhuriyet operasyonunda tutuklanan Önder Çelik için yazdı: Kavuşuyoruz ve film bitiyor...

Kızı, Cumhuriyet operasyonunda tutuklanan Önder Çelik için yazdı: Kavuşuyoruz ve film bitiyor...

Cumhuriyet yazarları ve yöneticilerine yönelik operasyonda tutuklanan Cumhuriyet Vakfı Yönetim Kurulu Üyesi Önder Çelik'in kızı Ezgi Çelik, Silivri'deki babası için bir yazı kaleme aldı. Hayali bir film senaryosu yazan Ezgi Çelik, "İyi ki varsınız! Daha da iyi olacaksınız! Kocaman yürekli adamlara, kocaman sevgiler... Kavuşuyoruz" ifadesini kullandı.

Ezgi Çelik'in Cumhuriyet'te "Kavuşuyoruz ve film bitiyor" başlığıyla yayımlanan (6 Aralık 2016) yazısı şöyle:

Cağaloğlu. Eski Cumhuriyet binası. Ben koşturuyorum, arkamda sen. Küçüğüm, o yüzden pek bir zevkli oralarda koşmak. Sen de kocamansın, arkadaşların da. Of, çizgi film gibi, büyük büyük adamlar, bir de hep gülümsüyorlar. Sanki benim için oyun oynuyorlar.

Kestik!

Şişli. Yeni Cumhuriyet binası. Ben koşturuyorum, arkamda sen. Büyümüşüm artık, o yüzden çok daha zevkli sizin aranızda koşturmak. Bir de yine o büyük büyük adamlar ve yine gülümsüyorlar. Büyümüşüm, kocaman olmuşum, ne diyor bu adamlar, ne güzel kahkaha atıyorlar diyorum, meraktan çıldırıyorum. Hep koşup koşup aranıza girmek istiyorum. Devamlı bahane arıyorum kendime. “İşim erken bitti, dur bir babama uğrayayım gazeteye”, “Ay yağmur bastırdı, dur gazeteye sığınayım babamın yanına”, “Dur bakayım şu işi bir de babama sorayım: Alo baba, gazete de misin, tamam geliyorum.” Ay karnım acıktı, ay kalbim yandı, ay hayat çarptı, “Alo baba, gazetede misin?” Bunlar bendeki planlar.

E bir de bizim büyük çetenin planları var: Ali, sen ve ben. Ne çektin bizden be Önder! Meşhur ekip buluşmalarımız. “Ali, babamla konuştun mu? Kaçta buluşuyoruz?” “Konuştum Ezo, yedide buluşuyoruz.” “Ali babamın telefonu kapalı, metroda herhalde.” “Evet Ezo, geliyor.” Hadi baba ne yiyeceğiz? Neyse biz karar verdik zaten, sen peşimize takıl, hadi baba. Off baba, amma yedin, sinemaya geç kalacağız. Ne güzel filmdi, üstüne bir kahve mi içsek? Kırmızı kafe mi? Ali, babam yine o meşhur kafesinde kahve içelim diyor, ne yapalım?” “Tamam Ezo, gidelim, orayı seviyor.” Sonra gelsin kahkahalar. Ekip coşmakta, sen rahatsın. Ertesi gün hafta sonu. Oh! Yumurtalı ekmeğin, çayın, sonra doğru bahçene. Bak bakalım şöyle ektiklerin ne oldu, büyüdü mü? Tamir edilecek şeyler vardı, halletmek lazım.

Ah be, hemen de akşam oldu. Nerede bakayım benim koltuğum. Televizyonum, kumandam, bir filmi hak ettim. Derken Aliço’nun sesi “Babaaaaa, babaaaa uyuyorsun, hadi kalk, babaaaa”

Kestik!

Bu kadar sade, bu kadar net, bu kadar içten. Halet-i ruhiyesi saf iyilikle dolu, anlamı bol bir hayat bizimkisi. Aynı senin gibi. Senden ne öğrendiysek o. Öğrenmeye de devam ediyoruz.

Nedir yani, uzakta mıyız sandın? Yok öyle bir şey tatlım. Akşam, sigaranı tüttürürken şöyle bir omuzlarına bak, hemen orada bizi göreceksin. Aynı senin gibi, reçel kavanozlarımızdan yaptığımız çay kupalarımızla sana bakıyor olacağız tatlım.

Arkadaşların ve sen küçük bir dinlenmedesiniz babacığım. Battaniyelerinizle, en güzel filmleri izleyin. Buraları merak etmeyin. Dışarıdaki arkadaşlarınız da aynı sizin gibi çok koca yürekli, çok cesur, çok çalışkanlar. Burada hepimiz, her an sizi düşünüyor, sizin için uğraşıyor ve sizi çok seviyoruz.

Kestik!

Babacığım son olarak sana Ali ve benden çok önemli bir not; elimizde uzunca bir “Yapılacaklar” listesi seni bekliyoruz ve seni çok seviyoruz. Baba, iyi ki varsın!

Not; Hakan yazımı kontrol et yine olur mu! Ve, Sinem bir harika dostum!

Güray Bey, içimi ısıtan, bana tüm incelikleri tekrar tekrar hatırlatan ailenizle beraber, sizi bekliyoruz.

Ve tüm ekip; iyi ki varsınız! Daha da iyi olacaksınız! Kocaman yürekli adamlara, kocaman sevgiler…

Kestik!

Kavuşuyoruz!

Ekran kararır. Film biter.