Kızılay'dan kan alan 3 kişiden 2'si HIV'den yaşamını yitirdi

T24 - İstanbul’da Kızılay’dan alınan kanla HIV bulaştığı öne sürülen 3 hastadan 2’sinin yaşamını yitirdiği öğrenildi. 3 hastaya HIV'li kan verildi, AIDS oldu. Hayatını kaybedenlerin sayısı 2’ye yükseldi. Kanın Kızılay tarafından verildiği belgelendi.

Türkiye şüpheli donörden 3 hastaya kan verildiğini ilk kez Gökmen Karadağ’ın sunduğu Haberaktif ve farklihaber8.com haber portalının yayınlarıyla öğrenmişti. Haberaktif bu akşam da  HIV pozitif kanın Kızılay tarafından verildiğini yine Kızılay belgesiyle ortaya çıkardı ve alıcılardan birinin daha öldüğünü duyurdu. Vakalar zinciri şöyle gelişti:  1.VAKA: Böbrek hastası öldü

İstanbul’daki özel bir hastanede, 52 yaşındaki Ahmet Emin Bilgin’e, böbrek nakli yapıldı. 12 Nisan’daki operasyonda, hastaya 100 üniteye yakın kan verildi. Bilgin bir süre sonra bitkin düştü; rahatsızlandı.

İstanbul Tıp Fakültesi Hastanesi’nde teşhis için yapılan tetkikler sonucu, 2 Ağustos’ta kanda HIV tespit edildi.

Hasta 29 Ağustos’ta yaşamını yitirdi. Düzenlenen raporda, hastanın HIV pozitif olduğu ve çoklu organ yetmezliğine bağlı yaşamını yitirdiği yazıldı. Ailenin avukatı, Semra Kılıç olayı yargıya taşıdı.

Sağlık Bakanlığı olay basına yansıyınca 24 Kasım’da soruşturma açtı. İki şüpheli vardı: "Kızılay’dan alınan kan ya da hastanede steril olmayan tıbbi cihazlar". Haberaktif ve farklihaber8.com müfettişlerin Kızılay’dan alınan kanda HIV tespit ettiğini ve bu kandan İstanbul’da iki hastaya daha verildiğini açıkladı.2.VAKA: Hem bebeğini kaybetti hem de AIDS oldu

İkinci kişi İstanbullu genç bir kadındı: 24 Mart’ta Yeni Mahalle Doğum Hastanesi’nde (Kanuni Sultan Süleyman Eğitim ve Araştırma Hastanesi) erken doğum yaptı; bu sırada kan verildi. Bebek hayatını kaybetti. Anne taburcu edildi.

Ardından 30 Kasım’da hastaneden bir telefon geldi. Çiftin kan örnekleri istendi. Anne HIV pozitif çıktı. Çifte, HIV virüsü taşıyan bir böbrek hastasının ölümü sonucu başlatılan inceleme üzerine, kendilerine ulaşıldığı söylendi.3.VAKA: Emekliye de verildi, hayatını kaybettiÖzel bir diyaliz merkezi bulunan hastanede tedavi gören, 56 yaşlarındaki, emekli erkek olduğu belirlendi. Hasta, uzun süredir diyaliz tedavisi gördüğü hastanede  by- pass geçirdi. Daha sonra tekrar diyalize giren hastaya, ihtiyaç duyulunca 24 Mart’ta kan verildi.Bir süre sonra hastanın durumu ağırlaşınca, temmuz ayında hastanede yapılan inceleme sonucu kanda HIV tespit edildi. Hastane Sağlık Bakanlığı’na başvurdu. Soruşturma sonucu, Kızılay 29 Kasım 2011’de hastaneye resmi bir yazı göndererek, HIV’li kanın kendileri tarafından verildiğini ifade etti.Ailenin talebi üzerine, HIV’li kan kurbanının avukatı Selçuk Bayram ise Ümraniye Cumhuriyet Savcılığı’na başvurdu; suç duyurusu yaptı. 3 hafta önce hasta hayatını kaybetti.Kızılay diyor ki...

Bu arada, Sağlık Bakanlığı’nın her üç olayla ilgili başlattığı soruşturmanın sonuçlanma aşamasına geldiği öğrenildi. Öte yandan, isminin açıklanmasını istemeyen Kızılay’dan bir üst düzey yetkili şöyle dedi: "Yaşamını yitiren bir hastanın çoklu organ yetmezliği ve HIV pozitif çıkması üzerine soruşturma açıldı. Neticeleri birkaç gün içinde açıklanacak.

Aynı donörden alınan kan ve ürünlerinden İstanbul’da 3 hastaya verilmiş. Soruşturma aşamasında, elimizdeki kan örneklerine daha derinlemesine inceleme yapınca HIV pozitif saptadık.

Söz konusu kanın, bizim kayıtlarımızda “güvenli” diye geçen vericiye (donör) ait olduğunu belirledik. Bu kişi  eylül ayında bize yine kan vermiş. Bu kan ilk tahlil sonucu temiz çıkmış. Ardından aynı kişi, mart ayında da kan bağışlamış. Ancak mart ayında kan bağışlarken. Sorgulama anketine yanlış cevap vermiş. Biseksüelmiş. Erkek erkeğe ilişkiye girmiş. Son ilişkisinde kendisine HIV bulaşmış”.

'Sıfır risk mümkün değil'

Kuzey Marmara Kan Merkezi Müdürü Hüsnü Altunay, daha önce Haberaktif’e  yaptığı açıklamada, tüm denetim ve tahlillere rağmen, hastalara verilen kanda sıfır risk sağlamanın mümkün olmadığını söyleyerek, ekledi: “Böyle bir risk her zaman olacaktır. Milyonda bir de olsa, HİV’li kan verilmesi mümkündür. Bu sadece Kızılay için değil, dünyanın her yerindeki kan kuruluşları için geçerlidir. Hatta Kızılay bu konuda daha başarılıdır.”