Ceylan Önkol’un ölümüne ilişkin ailesi tarafından açılan maddi ve manevi tazminat davası sonucunda Önkol ailesine 28 bin 208 lira 85 kuruş maddi tazminat ödenmesine hükmeden Diyarbakır 2. İdare Mahkemesi, Önkol ailesine 12 bin 701 lira 82 kuruşluk yargılama giderleri ve avukatlık borcu çıkardı.
Diyarbakır’ın Lice ilçesinde 28 Eylül 2009’da hayvanlarını otlattığı sırada Yayla Karakolundan atılan bomba ile 12 yaşındaki Ceylan Önkol’un katledilmesine ilişkin soruşturmada katillerden hesap sormak bir yana failler bile ortaya çıkarılmadı. Evrensel gazetesinden Yasin Kobulan'ın haberine göre, Önkol ailesinin 100 bin lira maddi, 150 bin lira da manevi tazminat talebiyle açtığı davaya bakan Diyarbakır 2. İdare Mahkemesi, ‘Devletin kusurlu olup-olmadığının tespit edilemediği’ savunmasıyla manevi tazminat talebini reddetti. Aileye 28 bin 208 lira 85 kuruş maddi tazminat ödenmesine hükmetti. Mahkeme verdiği bu tazminatın 12 bin 701 lira 82 kuruşluk kısmını yargılama giderleri ve avukatlık ücreti olarak aileye borç çıkardı. Bu durumda aileye ödenecek miktar sadece 15 bin 507 lira 82 kuruş olacak.
Mahkemenin kararını değerlendiren dava avukatı İHD Diyarbakır Şubesi Hukuk Komisyonu Sorumlusu Avukat Rahşan Bataray Saman, Önkol’un katledilmesinin üzerinden 5 yıl geçmesine rağmen dava kapsamında şüpheli sıfatıyla bile hiç kimsenin yargılanmadığını belirtti. Bataray, “Zaten savcılık, dosyada daimi arama kararı verdi. Birçok dosyadan da biliyoruz ki bu dosyada da zaman aşımı beklenecek. Etkili bir soruşturma yürütülmediğini biliyoruz. Savcılık, olayın sorumlularının bulunması için olayın bizzat şüphelileri konumunda olan askerler aracılığıyla soruşturma yürüttü. Dosyanın nasıl sonuçlanacağı aslında bizim için şimdiden belli” dedi.
Bir ailenin 12 yaşındaki çocuklarını kaybetmesinin tarif edilemez bir manevi ızdırap olduğunu söyleyen Bataray, “Ondan sonra yaşananlar aileyi manevi olarak daha fazla yıktı. Olayın hemen ardından savcının olay yerine gelmemesi, annesinin Ceylan’ın cenazesinin parçalarını toplayıp, eteğine doldurarak savcının önüne götürmesi, otopsinin o şekilde yapılması, yine sorunluların bulunmaması ailenin manevi ızdırabını çok fazla arttıran ayrıntılar. Böyle bir durumda manevi tazminata hükmetmemek hukuki açıdan kabul edilemez” şeklinde konuştu.