Bursa’da, uyuşturucu parası için kendisini bıçaklayan kızı 24 yaşındaki Yasemin Yetim’i merdaneyle döverek öldürdüğü iddiasıyla yargılanmasıanı başlanan 42 yaşındaki Sülbiye Yetim, herşeyin uyuşturucu yüzünden çıktıağını söyledi. 24 yıla kadar hapis cezası istenen sanık Yetim, "Neden eline değil de kafasına vurdum onu da bilmiyorum. Şoktaydım, ne yaşadığımızı hatırlamıyorum. Benim en büyük cezam kızımı öldürmek" dedi.
Doğan Haber Ajansı'nda yer alan habere göre, Merkez Nilüfer ilçesi Altınşehir Mahallesi Ahmet Taner Kışlalı Caddesi’ndeki bir sitede geçen 3 Ocak günü, uyuşturucu parası vermediği için kendisini bıçaklayan kızı Yasemin Yetim’i merdaneyle başına vurarak öldürmekten tutuklu Sülbiye Yetim’in yargılanmasına, 2’nci Ağır Ceza Mahkemesi’nde başlandı. Hakkında 24 yıla kadar hapis cezası istenen Sülbiye Yetim, duruşmada savunmasını yaparken gözyaşlarını tutamadı. Yaklaşık bir saat süren ifadesi boyunca sürekli ağlayan Sülbiye Yetim, olaydan 1.5 ay önce kızının yanına gelerek esrar kullandığını kendisine söylediğini anlattı.
Tedavi konusunda ikna etmeye çalıştığı kızının kendisine söz vermesine rağmen esrar kullanmaya devam ettiğini açıkladı. Uyuştucuya devam eden kızına, bu kez yaşananları babasına anlatacağını söylediğini belirten Sülbiye Yetim, "Buna sinirlendi. Karşı çıktı. ’Evden kaçarım’ diyerek beni tehdit etti. ’Bunalmasın’, ’sıkılmasın’ ve ’tekrar esrar kullanmasın’ diye her zaman ona destek oldum. Ne isterse onu yaptım. Her gün kendisini defalarca arayıp soruyordum. Geceleri uyuyamayınca, onun yatağına girip birlikte yatıyorduk" dedi.
Duruşmada, kızının bir erkek arkadaşının olduğunu söyleyen Sülbiye Yetim, "Evimize bir gün, bir kadın geldi. Kızımın evli bir adamla ilişkisinin olduğunu söyledi. Kızımın bir de erkek arkadaşı olduğunu söyledi. Söylediklerine inanamayıp onu evden kovdum. Yasemin eve geldiğinde durumu ona anlattım. Hemen sinirlenip, ‘bana iftira atıyorlar’ dedi. Evli adamı arayıp benimle konuşturdu. Adam, benimle konuştu böyle bir ilişkinin olmadığını söyledi. Çok dikkatli oldum. Onu sinirlendirmemek ve evimizi terk etmemesi için çok dikkatli oldum. Kendisini sinirlendirmemeye çalıştım. Sürekli iyi davrandım. O gece yine kızımla yattım. Gece kalkıp bir ara telefonundaki mesajlarına girdim. Gelen mesajı yoktu. Gönderdiği mesaj sayısı ise 248’di. Çoğu cinsel içerikliydi. Mesajları evli olan adama ve erkek arkadaşına atmıştı. Hemen abdest alıp kızımın odasında namaz kılıp Kuran okudum" diye konuştu.
Ertesi gün okuduğu mesajları anlattığı kızının sinirlenip evden ayrıldığını söyleyen Sülbiye Yetim, ifadesini şöyle sürdürdü:
"Hemen Yasemin’in ilişkisi olduğu evli adamı aradım. Bizden uzak durması için ona yalvardım. Ardından da kızımı aradım. Telefonunu açtığında bir erkeğin ona bağırdığını duydum. Ses tonundan bağıran kişinin evli adam olduğunu anladım. Yasemine, ’hemen eve gelmesini’ söyledim. Aksi halde çalıştığını sandığım Bursa Ticaret ve Sanayi Odası’na giderek Başkan ile görüşeceğini kendisine ilettim. ‘Peki’ deyip eve geldi. Meğer BTSO’da hiç çalışmamış. Kızım her gün BTSO’da çalışıyorum diye 1.5-2 yıldır işe gitti. Ama hiç öyle bir yerde çalışmamış. Eve geldiğinde yüzü gözü kan içindeydi. Konuşup, birlikte ağladık. Sigara içmek istediğini söyleyince onu yollamadım.
Ben kendim markete gidip sigara aldım. O gün, mantı ve taze fasulye yemek istediğini söyledi. Ona mantı yapacaktım. Yanıma gelip benden 50 lira istedi. Ne yapacağını sorduğumda uyuşturucu alacağını söyledi. Ben de vermeyeceğimi belirttim. Odasına gitti. Biriyle telefonla konuşuyormuş. Bana seslendiğini sandım. Kiminle konuştuğunu sordum. Yanıma geldi, soğan bıçağını alıp, ‘Bana para veriyor musun ? Vermiyor musun?’ diye sordu. Vermeyeceğimi söyleyince bıçağı baldırıma sapladı. ‘Kızım sen ne yapıyorsun? Bak bacağımdan kanlar geliyor’ dedim. Bir kez daha bıçağı sapladı. ’Sen ne biçim annesin’ deyip ağza alınmayacak küfürler ediyordu. İtiş kakış oldu. Elimde merdane varmış. Kafasına vurdum. Neden eline değil de kafasına vurdum, onu da bilmiyorum. Şoktaydım, ne yaşadığımızı hatırlamıyorum".
Olay sonrası, kızını kucağına alıp geçti diyerek sakinleştirdiğini ifade eden Sülbiye Yetim, "Neden sonra nefes alamadığını fark ettim. Panikle, polisi mi yoksa sağlık ekiplerini mi bilmiyorum birilerini arayıp ’kızımı öldürdüğümü’ söyledim. Durumu kardeşine bildirdim. ‘Hemen eve gel oğlum. Artık sana emanet kızımı öldürdüm’ dedim. Eşimi de arayıp, durumu aktardım. Bundan daha büyük ne acısı olabilir ki? Ben vereceğiniz en büyük cezaya razıyım. Onun okuması için ben neler neler yaptım" diyerek gözyaşı döktü.
Eşini dinlerken gözyaşlarına boğulan Hilmi Yetim ise ifadenin belli kısımlarında üzüntüsünden dışarı çıkartıldı. Ardından salona tekrar alınan Hilmi Yetim kızını öldüren karısından şikayetçi olmadığını ifade ederek, "Ben, tansiyon ve şeker hastasıyım. Karım olayları, ’hastayım’ diye benden gizlemiş. Karımdan şikayetçi değilim. Onun tahliye edilmesini istiyorum. Perişan haldeyiz" dedi.
Mahkeme, duruşmada sanığın oğlu Yusuf Can Yetim’in de ifadesine başvurdu. Ablasının uyuşturucu kullandığını bildiğini ifade eden Yusuf Can Yetim, "Fakat bana ’bırakacağını’ söylemişti. Uyuşturucu kullanmaya devam ettiğini görünce durumu babama anlatacağımı söyledim. Beni ’evden kaçmakla’ tehdit etti. Annem bizi hiçbir zaman dövmedi. Bize kızdığında kendini yerden yere atar, bize asla dokunmaz, kendi kendine zarar verirdi" diye konuştu.
Sanık avukatı Olcay Göçüm ise, müvekkilinin öldürme kastıyla hareket etmediğini ve suçun tahrik altında işlendiğini ifade ederek, kendisini, döven oğlunu öldüren ve beraat kararı verilen bir babanın dosyasını mahkemeye sundu. Duruşma eksikliklerin giderilmesi için ertelendi.