'Kızlarımız neden evlenemiyor'u bir ekonomist cevaplıyor

'Kızlarımız neden evlenemiyor'u bir ekonomist cevaplıyor

Etrafımız yaşını başını almış, ama hâlâ bir yuva kuramamış kızlarla dolu. Dert o kadar büyük ki 'nasıl koca bulunur' tiyolarının yer aldığı, yazı ve televizyon dizileri hatta birçok uzman görüşü de medyada en ilgi gören konular arasında.

Ancak bu sefer neden sorusunun peşinde koşan kişi oldukça farklı bir alandan, bir ekonomist. Yiğit Bulut, Habertürk'teki köşesinde 'Kızlarımız neden evlenemiyor'u istatistiki olarak ele almış....

İşte Bulut'un 07.09.2009 tarihli köşe yazısı:

Değerli Habertürk okuyucuları aşağıdaki “matematik örneği” daha doğrusu “modellemeyi” daha önce bir gazetede okuyucularım ile paylaşmış ve çok ciddi bir “geri dönüş” (katkı-tepki) almıştım…

Aynı modeli biraz daha genişleterek sizlere aktarmak ve o günden bugüne gelen katkıları da “eklemek” istiyorum…

Sorarak başlayalım; bu model nasıl ortaya çıktı ? Nasıl aklıma geldi ?

Bir dostum ile yürüyüş yaparken bakın neler yaşadım…

Karşıdan bir yaşlı teyze ve onun koluna girmiş torunu geliyor. Konuşmak istiyorlar, durup merhabalaşıyoruz. Teyzemin torunu askerden yeni gelmiş. Piyasalara da çok meraklı...

Biraz konuştuktan sonra torunu yaşlı teyzeme dönüyor ve şakayla karışık “Anneanne ne istiyorsan sor, sonra bana sorma, Yiğit Bey her şeye cevap verir” diyor!

Teyzemin “askerden” dönen torunun “işsiz” olmasıyla bir derdi yok!

Onun üzüntüsü “bir bankada iyi bir pozisyonda olan diğer kız torununun evlenmemesi!” Madem öyle “Her şeyi biliyorsun, söyle bakalım evladım” diyor 30’u da geçti, benim kız neden evlenmiyor!

Kavram ve modelleme bu soru ile başladı…Ve devam etti…

Peki “teyzemin” sorusuna nasıl cevap vermem gerekiyordu ?

Bu soruya da “sayılarla” cevap vermek bize yakışırdı ve öyle yaptım !

Soru açık ve netti; Torun Ayşe neden evlenmiyordu veya “istediklerimiz” neden olmuyordu !

Modelin detaylarına gelince…

Detaya geçmeden “matematiksel” olarak kullanacağımız bir “gerçeği” tarif etmem gerekli. Bir olayın “hayata geçme-meydana gelme-gerçekleşme” olasılığı, başka bir olaydan etkilenmiyorsa; “bunlara birbirinden bağımsız olaylar” diyoruz. Örneğin “hem kırmızı” hem de “ön camı çatlak” bir araba bulma ihtimalimiz birbirinden “bağımsız” ve “aynı anda” gerçekleşme “ihtimali” matematiksel olarak birbirinin çarpımına eşit...

Şimdi gelelim torunun “neden” evlenmediğine!

Ana soru çok açık ve net; “Torun evleneceği kişide ne arıyor?”

Ne arıyor birlikte bakalım ve matematiğe dökelim…

1- Torun iyi bir bankada “yönetici” ve 4.000 TL kazanıyor... Aradığı kişinin “kendinden fazla kazanmasını” istiyor... Türkiye’de her 10 kişiden ancak 2’si “ayda 4000 TL’nin üzerinde kazanca” sahip!

2- Aradığı kişinin 30 yaşın üstünde ama 42 yaşın altında olmasını istiyor. Türkiye’de bu aralığa girenlerin sayısı her 10 kişide ancak 2 kişi.

3- Üniversite mezunu olsun istiyor. Hatta “master” istiyor. Üniversite mezunu yine 10 kişide 2 kişi, master da eklersek 10’da 1’in altına iniyoruz.

4- Sigara içmeyen arıyor. Burada şanslı. 10’da 5’lik bir “içmeme” oranı hâlâ var!

5- Boyu “Türkiye standartlarına” göre uzun olsun istiyor. 10 kişide 2 kişi “uzun” denebilecek bir boya sahip.

6- Fiziki görünüşü “düzgün” olsun en önemlisi “kilolu” olmasın istiyor. Yine aynı şekilde 10 kişide 3 kişi “normal” bir “zayıflığa” sahip.

Torunun istediği daha birçok “özellik” var ama “onları” saymadım!

Şimdi gelin bu standart gibi görünen özellikle gelin bir hesap yapalım “torun neden evlenmiyor”!

Modelin kuralını hatırlayalım; “birbirinden bağımsız olayların gerçekleşme ihtimali birbirinin ihtimal değerlerinin çarpımına eşit!” Formül ve sonuç çok açık: Torunun aradığını bulma olasılığı yukarıdaki “olasılık” ifadelerin birbiriyle “çarpımına” eşit!

Evet, bu “standart” veriler ile birlikte düşünüldüğünde, içinde “fiziksel, bölgesel, kültürel” başka detaylar olmadığında bile çıkan sonuç yaklaşık 1/8.000-10.000 aralığı...Daha değişik bir ifadeyle: 8 bin ile 10 binde 1 kişi “torunun aradığı” kişi olma “potansiyelini” taşıyor! Buna “az bulunan” örneğin, 2/10’luk bir özellik eklediğimizde 50 binde 1 kişiye, bir özellik daha eklediğimizde 100 binde 1’lere kadar çıkabiliriz...Burada bir not düşeyim; “torunun tam istediklerini” matematiksel olarak yazınca “440 binde 1” çıkan net sonuç!

Peki Türkiye’de 40 milyon erkek ve ortalama 1/50.000’lik bir “aradığınızı bulma katsayınız” varsa, size uygun kaç “eş” var ? O da çok açık ve net; 40 milyon/ 50 bin! Yani sizin istediğiniz “her şeyi olan sadece” 800 “kişi” var!

Değerli okuyucular, okuduklarınıza “ilk görüşte” inanamayabilirsiniz “ama” matematik bilimi “kesin olarak” bu sonuçları veriyor! Şimdi daha iyi anlayabilir ve anlatabiliriz teyzemize “torunu” neden evlenmiyor!

Sonuçlar:

1- Yaşadığımız “gerçekler” ile “beklentilerimiz” her alanda uyuşmayabilir!

2- Matematik bilimi bizi “ümitsizliğe de” itebilir! Ama bir de gerçek var: matematik “olmaz” der ama mucize gibi bir anda oluverir!

3- Bilim buna kuantum, kaos, belirsizliğin çökmesi der, Din ise kader! Olmaz denen bir anda oluverir!

4- Sayıların bittiği yerde, bizim aklımızın ermeyeceği başka dinamikler başlar! Orası ayrı bir “tartışma” konusu, isterseniz o konuya da gireriz.

5- Sayılar “olmaz” der ama “olmazlar” olur !

6- Mucize “sayılarda” değil düşüncelerdedir !

Son söz : Gerçekler sayılar üstüne kurulabilir ama “hayat” her zaman “rasyonel” değildir !