- Taylan Büyükşahin
Türkiye'de gündem o kadar hızlı değişiyor ki, yeni yapılan uygulamalar tartışılmadan yürürlüğe giriyor. Bunlardan birisi de Gençlik Kampları'nın erkek-kız diye ayrılması oldu. Bu olay ilk çıktığında kamuoyunda ciddi bir tepki almıştı ama diğer benzer konular gibi iki günde unutuldu gitti. Bu dönemdeki Uludere istihbaratı, kürtaj, THY grevi vb... önemli konular, çoğunluğun onayıyla ya tartışılıyor ya da tartışılmıyor. 'Çoğunluk' ne derse o oluyor.
Size kendi çektiğim fotoğraflarla 'eski' Gençlik Kampları'nı anlatayım.
Yıl 2005.
Üniversite öğrencisiyim.
Bolu'daki Gençlik Kampı'na katıldım.
300 veya 400 kişiyiz... Türkiye'nin her yerinden gençler gelmişti. İzmir'den, Kütahya'dan, Konya'dan, İstanbul'dan, Mardin'den, Trabzon'dan ve Şırnak'tan. Bunlar benim hatırladığım kişilerin memleketleriydi. Diğer pek çok şehirden gençler vardı orada...
Bolu'nun insanın canına can katan doğası ve havasında oyunlar oynuyor, halaylar çekiyor, danslar ediyor, yürüyüşler ve spor yapıyorduk. Aramızda 'cinsiyet' ayrımı yoktu.
Çanakkale Savaşı'nı anlatan bir tiyatro bile oynadık kamp ateşinin ışığında. Biz erkekler savaşta askerdik, kamptaki 'kızlar' ise asker anasıydı.
Normal hayatta belki de karşı cinsle sohbet imkanı bulamayanlar, bir "merhaba" demenin öcü bir şey olmadığını orada görüyordu. Karşı cinse merhaba demenin bir 'cinsel' aktivite anlamına geldiğini anlayanlardan uzaktık Köroğlu'nun memleketinde...
Arkadaş olduk orada cinsiyet, din, dil, ırk, memleket ayrımı olmadan.
Ama bu 'arkadaşlık' bazılarını rahatsız etti. Yapılan toplum mühendisliğindeki 'tek tip insan' modeline bu durum uymuyordu ve gerekli müdahale yapılarak cinsiyetlere bölündü gençlik kampları.
Bu kararı alanlar ayrıca eminim orada 'seks' yapıldığını-yapılacağını sanıyorlardır. Keşke kendileri gençliklerinde bir 'karma' gençlik kampına katılsalardı da görselerdi kız ve erkeğin yan yana olmasının öcü bir şey olmadığını...
Biz kanat çırpıyorduk özgürlüğe kızlı erkekli, kanadımızı kırdılar.
Biz horon tepiyorduk, kırdılar elimizi ayağımızı...
Boğazım düğüm düğüm.
Ne istersiniz ki gençlerden...
Bu düzenlemeden sonra size ne olacağını söyleyeyim mi? Siyasi grupların gençlik örgütleri toplu halde bu kamplara başvuru yapıp gelecekler. Özellikle erkekler kendi içlerinde kamplaşacaklar. Ülkücüler, cemaatçiler, Atatürkçüler ve BDP gençleri bıçak gibi ayrılacaklar birbirlerinden. Sadece kamp yapmak isteyenler de bu grupların arasında kalacaklar.
Her grup kendi arasında aktivite yapacak.
İşte yaratılmak istenen gençlik! Birbirine yabancı ve karşı cinsten izole.
Çok bir şey söylemeye gerek yok. Fotoğraflardaki gençlerin enerjisini bitirecekler.
Amaç da bu değil mi zaten...