Klorak'ı dirilten ev kadını

Bazı markalar vardır, zamanla ürünün önüne geçer. Öyle ki, gün gelir marka ürünün ismi haline gelir. Selpak, Orkid, Pril, Cif, Kot, Sana Yağı, Gırgır ilk akla gelen markalar. Özellikle Egeliler'in çok aşina olduğu "Klorak" ise, aslında çamaşır suyu markası olmasına rağmen ürünün önüne geçmiş markalar arasında yer alıyor. İzmir Kimya tarafından 1960 yılından bugüne taşınan Klorak'ı 2004 yılında satın alan ev kadını Rengin Alpay, markayı hem yurtdışına hem de Türkiye'nin diğer bölgelerine taşımayı planlıyor. Üstelik bunları yaparken, girişimcilik becerilerinin yanı sıra ürün geliştirme ve iyileştirmelerinde ev kadını olarak kazandığı deneyimlerden de yararlanıyor Kızının ölümünün ardından veda ettiği iş hayatına Klorak markasıyla dönüş yapan Rengin Alpay, evde geçirdiği yılların iş hayatına büyük katkıları olduğunu belirtiyor. Üretilen temizlik maddelerini önce kendisinin evde kullandığını anlatan Alpay, "Temizlik işine kadın gözüyle bakmanın ciddi avantajları var. Temizliğine inanmadığım bir ürünün satışına asla izin vermem" diyor. Alpay, çalışmalarının ve titizliğinin sonuçlarını aldığını, bir yılda satışların yüzde 50 arttığını söylüyor. Standartları belirledi Türkiye'nin ilk çamaşır suyu olan Klorak, bu alanda standartları da belirleyen marka olmuş. Türk Standartları Enstitüsü (TSE) kurulduğunda İzmir Kimya'nın kurucusu Yüksek Kimya Mühendisi Cahit Atabay da, standart belgesini almak için başvurmuş. Ancak bu konuda yeterli bilgiye ve donanıma sahip olmadığını belirten TSE, Atabay'ı çamaşır suyundaki standardı belirlemesi için Ankara'ya davet etmiş. Yıllarca Klorak markasıyla üretim yapan İzmir Kimya, 2004 yılında şirket içi sorunlar ve maddi nedenlerle markanın üretim hakkını Rengin Alpay'a sattı. Klorak Kimya ve Temizlik Ürünleri AŞ'yi kuran Alpay, halen şirketin Yönetim Kurulu Başkanlığı ve Murahhas Azalığı'nı yürütüyor. Alpay, Ege Bölgesi sınırlarını aşan ününün yanı sıra çamaşır suyuna ismini vermiş olmasıyla tanınan bir markayı almanın sorumluluğunun çok büyük olduğunu belirtiyor. Alpay, üretim hatalarının arttığı ve müşterinin güveninin kaybedildiği bir dönemde markayı satın aldıklarını, öncelikle bu kötü imajı silmeye ve insanların güvenini yeniden kazanmaya çalıştıklarını ifade ediyor. Satışlar yüzde 50 arttı Alpay, şirketin kurulduğu ilk dönemde tek tek müşterilere ulaşmaya çalıştığını, öncelikle ürünle ilgili çıkabilecek her sorunda sorumluluğu üstlendiklerini ilan ettiklerini vurguluyor. İzmir'in Torbalı ilçesi Yazıbaşı beldesinde 6 bin metrekare arazi üzerinde toplam 3 bin metrekare kapalı alanda kurulu fabrikada üretim yaptıklarını dile getiren Alpay, markaya bulaşık deterjanı, sıvı sabun gibi diğer temizlik ürünlerini de ekleyerek ürün yelpazesini çeşitlendirdiklerini, Klorak Jel ve Klorenk markalarını da tamamlayıcı ürünler olarak piyasaya sürdüklerini söylüyor. Alpay, şunları söylüyor: "Yaptığımız güven artırıcı çalışmaların ardından bölgedeki satışlarımız son bir yılda yüzde 50 artış gösterdi. İstanbul, Çorlu, Trabzon, Gaziantep'ten de talepler gelmeye başladı. Önümüzdeki 2 yıl içinde yeni bölgelere açılmayı düşünüyoruz. Arap ülkeleri ve Türk Cumhuriyetleri'nden de talepler geliyor, ihracata da başlayacağız." Ürünleri önce evde kendisi deniyor Rengin Alpay'ın iş hayatına atılma hikâyesi de oldukça ilginç. Alpay, İzmir Gazetecilik Yüksekokulu'nu bitirdikten sonra bebek maması üretmek için bir şirket kurmuş. Ailelerin karşı çıkmasına rağmen sabah ürettikleri bebek mamasını öğleden sonra satmaya çalıştıklarını anlatan Alpay, arka arkaya hem iş ortağı hem de kızı ölünce, iş hayatından çekildiğini söylüyor. 2 çocuk sahibi olan Alpay'ın 2003 yılında ise eşinden ayrılması uzun bir ara verdiği iş hayatına tekrar dönmesinin de başlangıcı olmuş. Babasından kalan küçük birikimle harekete geçen Alpay, o dönemde maddi sıkıntı içinde olan İzmir Kimya şirketinden "Klorak" markasının üretim hakkını satın almış. Ev hanımı olarak evde geçirdiği yılların iş hayatına da büyük katkıları olduğuna dikkat çeken Alpay, Ar-Ge bölümü tarafından üretilen temizlik maddelerini önce kendisinin evde kullandığını, sonuç aldığı takdirde satışa sunulmasına izin verdiğini belirtiyor.