CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, Başbakan Ahmet Davutoğlu’nun pazartesi günü kendisine yapacağı ziyaret öncesinde sürpriz bir çıkış yaparak “AKP ile CHP arasında kurulacak bir koalisyon hükümetinde kabine dışı kalabileceğinin” mesajını verdi. AKP’ye dönüşümlü başbakanlık önerisinin de masada olduğunu açıklayan Kılıçdaroğlu, Davutoğlu’nun, “Cumhurbaşkanını koalisyon pazarlıklarının parçası yaptırmayız” sözlerine, “Kaçak binada Bakanlar Kurulu toplayamazsınız” karşılığını verdi.
Kılıçdaroğlu, Davutoğlu’nun hükümet kurma görevini alması ve ilk ziyareti pazartesi CHP’ye yapacağının kesinleşmesinin ardından CHP’nin izleyeceği stratejiyi gazetelerin temsilcilerine anlattı.
Kılıçdaroğlu, AKP’yle bir koalisyon kurmaları halinde kendisinin hükümete girmeyebileceği mesajını da ilk kez burada verdi. Cumhuriyet Gazetesi Ankara Temsilcisi Erdem Gül’ün haberine göre, Kılıçdaroğlu’nun, gazetecilerle kabine dışı kalabileceğine ilişkin işaretler taşıyan diyalogları şöyle:
Dönüşümlü başbakanlık önerecek misiniz?
Niçin olmasın.
Cumhurbaşkanının rolünü sınırlandırmayı nasıl düşünüyorsunuz? Beştepe’de Bakanlar Kurulu olursa tavrınız ne olacak?
Başbakan ben olursam gitmem.
Başbakan yardımcısı olursanız?
Niye olayım!
Başbakan olursanız gitmeyeceğinizi söylüyorsunuz. Başbakan yardımcısı olmayabileceğinizi de söylediniz. O zaman nasıl olacak?
Koalisyon ortaklığı kurduk diye ille niye başbakan yardımcısı olayım.
CHP yöneticileri arasında da Davutoğlu’nun ziyareti öncesinde ikişer yıl süreli dönüşüm modelinin masada olduğunu, bu modelde anlaşma olmaması durumunda Kılıçdaroğlu’nun “başbakanlık pazarlığı yapıyor” algısı yaratılmaması için olası bir AKP-CHP hükümetinde kabine dışı kalmayı önerebileceği, parti genel başkanlığını sürdürürken bir başka CHP’linin başbakan yardımcısı olarak hükümete yer alabileceği değerlendirmelerini yaptı.
Bakanlar Kurulu’nu şurda burda topladınız diye ekonomik kriz çıkmaz. Sistem de kilitlenmez. Cumhurbaşkanı neyi kilitleyecek, ne yetkisi var. Yasayı iade ederse aynısını kabul edersem onaylayacak. Başbakan başbakanlığını yapmalı, cumhurbaşkanı da cumhurbaşkanlığını yapmalı. Kendisinden önceki cumhurbaşkanı ne yaptıysa benzerini yapacaktır. Üstelik yüzde 52’yle seçildi; ama şimdi oyu yüzde 40. Ne yapacak? Ayrılacak mı? Siyasi partiler anlaşırlarsa eskiden olduğu gibi parlamento cumhurbaşkanını seçebilir, bir engel değil ki. Hatırlarsanız halkın seçmesine ilişkin referandumda yüzde 60 oyla kabul edildi, muhalefet hiçbir kampanya yapmamasına karşın.
İyimserliğimi koruyorum; ama koalisyon kurulmasını zor görüyorum. Zorluğun birden fazla nedeni var. Birinci nedeni, geçmişte AKP’yle yaşanan ve güvensizlik temelinde yaşanan ilişkiler var. Bize güvence verilmeli, biz güvenmeliyiz. Eğer güven yoksa aranızda ne söylerseniz söyleyin. Türkiye’nin dışı politikadan kaynaklanan sorunları var. Bunların çözülmesi lazım. Sorunları inşa eden kim? Mevcut iktidar. Suriye’den Mısır’a kadar, dış politikanın değişmesi lazım. Nasıl değişecek? Biz beklediğimiz güvenceyi almak zorundayız, yoksa koalisyonunun hiçbir anlamı olmaz ki.
Kılıçdaroğlu’nun gazetecilere yaptığı diğer açıklamalar şöyle: Yani şöyle, eğer siz hukukun üstünlüğüne inanıyorsanız kaçak bir binada Bakanlar Kurulu’nu toplayamazsınız. Yargı bağımsız ve tarafsız diyorsanız, yargıda hiç kimseye imtiyaz tanınamaz diyorsanız, Bakanlar Kurulu kaçak binada toplanamaz. Olmaz bu, dünyayı güldürüyoruz kendimizi.MİT kime bağlı, niye Cumhurbaşkanı konuşuyor. Hayır efendim, o zaman siz başbakan değilsiniz, siz başka bir kişisiniz o zaman. Başbakansanız ‘bir dakika’ diyeceksiniz, ‘Cumhurbaşkanına ben izin vermeden kimse bilgi veremez’ diyeceksiniz. Başbakan neden her hafta çıkar, bilgi vermek için, devletin işleyişiyle ilgili bilgi vermek için. Oysa şimdi bazı genel müdürler, başbakanı atlayarak cumhurbaşkanına bilgi veriyorlar. Onun için ‘devletin çivisi çıktı’ diyoruz, ‘anayasal sınırlarına çekilsin’ diyoruz.
MİT TIR’ları için MGK kararı var mı yok mu? Bu MİT TIR’larının gönderilmesi devlet politikası mıdır, hükümette birkaç kişinin görüşü müdür? Öyle görünüyor.
Beklentimiz, CHP-MHP ve dışarıdan da HPD’nin destek verebileceği bir hükümet modeliydi. Benim isteğim de buydu. Ben bu model için çöktü diye bir kavramı doğru bulmuyorum. Nitekim Sayın Bahçeli koalisyona açık olduğunu bugün de söyledi. Bunu olumlu buluyorum.