Gülüm, sanıklar ve avukatların duruşmalara katılmayacağını açıkladı:
“Yargılanan arkadaşlarımız ve avukat arkadaşlarımız duruşmalara katılmıyorlar. Bu davalara katılmak, oynanan oyunun parçası haline gelmek anlamına geliyordu. Bu haftaki yargılamada arkadaşlarımız bulunmadı. Bundan sonraki süreçte bu tutum devam ederse arkadaşlarımız bu sürecin parçası olmayacak.”
Gülüm, avukatlar ve sanıkların katılmayarak protesto edeceği davada duruşmaların nasıl süreceğine dair soruyu şöyle yanıtladı:
"Mesele iktidarın yargıya müdahale etmesidir. Ortada bir talimatlı yargı var. 'Anayasa Mahkemesi kapatılmalıdır' denilen bir ülkede yargı bağımsızlığından söz etmek mümkün değil. İçişleri Bakanlığının müşteki tarafında olduğu bir yargılamadan bahsediyoruz. Böyle bir mahkeme sürecinde nasıl bir tarafsızlıktan bahsedeceğiz?
Toplamdaki mesele iktidarın talimatıyla yargının hareket etmesidir. Mahkemede arkadaşlarımız ifade etti, 'Eğer derdiniz iktidarın aldığı kararı okumaksa buyurun okuyun ama biz bu oyunun tarafı olmayacağız' dediler. Tutum çok nettir. Yani hızlandırılmış, iktidarın istediği doğrultuda bir karar verilecekse yargılanan arkadaşlarımız bu davanın içinde bulunmayacaklar.”
“2014 yılında açılan bir soruşturmada 4 yıl boyunca herhangi bir işlem yapılmadı, gizlilik kararı bile alınmadı. Daha sonra gelişen süreçle birlikte AKP’nin HDP’yi tasfiye etmek üzere harekete geçtiğini ve partimizi kapatma davası başta olmak üzere harekete geçtiğini görüyoruz. Dört yıl boyunca hiçbir işlem yapılmayan davada özel savcı görevlendirilerek davada gerçek olmayan deliller oluşturulmaya çalışıldı. Yargıtay Cumhuriyet Başsavcısı ile birlikte çalışılması bir kumpasın olduğunu açıkça ortaya çıkardı. Bu dava, gerçeğin üstünün örtülmesi ve iktidarın kendi suçlarının üstünü örtme davası olarak önümüzde duruyor.”
“Davada neler yaşandığına baktığımızda yargıya talimat verildiğini görüyoruz. Erdoğan, 'Kobani davasında yargımız 6-8 Ekim’in hesabını soracağız' dedi. Yargının yerine kendisini koydu.
MHP Genel Başkanı Bahçeli “108 sanığa gün yüzünü haram edecek karar çok kısa sürede alınmalıdır” dedi. HSK üyesinin istifa ederken Bahçeli ile istişare ederek istifa ettim demesi ve mahkeme başkanının görevden alınması davaya müdahale edildiğini gösteriyor. Bahçeli'nin hızlandırın talimatı üzerine mahkeme başkanı görevden alındı ve mahkeme hızlandırıldı. Heyetin değişikliği ile birlikte dosyayı hızlıca bitirerek, savunma hakkı yaptırılmadan kafalarındaki kararı beyan etmek istiyorlar.”
Avukat Çiğdem Kozan da “Ayda 3 hafta duruşma yapmak kötü muameledir” dedi. Kozan sözlerine şöyle devam etti:
“Yargılanan arkadaşlar ayda 3 hafta boyunca ya duruşma salonunda ya da SEGBİS odalarında duruşmaya katılmaya zorlanıyorlar. Bir ayın 3 haftasında duruşma yapılmasının kötü muamele olduğunu söyledik.
Duruşmaya gelip giden arkadaşlarımız havalandırma haklarını kullanamıyorlar. Sosyal aktivitelerini yerlerine getiremiyorlar. Bir diğer husus da aile görüşü. Bu görüşlere denk gelen arkadaşlarımızı seçim yapmak zorunda bırakıyorlar.
Arkadaşlarımızın yargılandığı başka dosyaları da var ancak bu mahkeme arkadaşlarımızın o dosyalarda savunma yapma imkanı tanımıyor. Bu işkenceye dönüştü. Müvekkillerimiz belgelere ulaşamıyor biz bile ulaşmakta zorlanıyoruz."
“Mahkemenin tutuk devam kararı aldıktan sonra bizim 1 haftalık itiraz süremiz var. Bu süre dolmadan üst mahkemeye gitmeden duruşmayı sürdürüyor. Böylece arkadaşlarımızın tutuk devam kararına itiraz hakları ellerinden alınıyor.
SEGBİS kayıtlarının çözümleri bile yetişmiyor. Hala bir önceki mahkemenin SEGBİS çözümleri gelmedi. SEGBİS çözümleri gelmeden bizleri savunma yapmaya zorluyorlar. Müvekkillerimiz çözümleri okumadan savunmaya zorluyorlar.”
“Tutuk devam kararına yaptığımız itirazlar üst mahkemeye gönderilmiş değil. Üst mahkeme belki tahliye kararı verecekken buna fırsat verilmeden yargılamaya devam ediliyorlar.”
“Mahkemeden duruşmaya makul bir ara verilmesini istedik. Mahkeme mazeretlerimizin gerekçesiz olduğunu belirterek mazeretlerimizi reddetti. Bizler mahkemenin adil yargılama arayışında olmadığını gördük. Mahkeme hızlıca karar çıkarmaya çalışıyor ve adil yargılama hakkını ihlal eden heyeti HSK’ya şikayet etmek durumunda kaldık.”