Köln polisine ‘etnik fişleme‘ eleştirisi

Köln polisine ‘etnik fişleme‘ eleştirisi

"Ana Tren Garı'nda şu anda yüzlerce Nafri kontrol ediliyor. Ayrıntılar az sonra.“ İşte bu tweet nedeniyle Köln Emniyet Teşkilatı, ırkçılık suçlamasıyla karşı karşıya kaldı. “Nafri“ tabirini, polisler kendi aralarında Almanca "Kuzey Afrikalı (Nordafrikaner)" ifadesinin kısaltması olarak kullanıyordu. Ancak teşkilatın resmî Twitter hesabından da aynı ifadenin paylaşılması, tepkileri de beraberinde getirdi.

Köln Emniyet Müdürü Jürgen Mathies, emniyet içinde yaygın olan bu kısaltmanın kamuoyu önünde de kullanılmasının hata olduğunu kabul etti ve tüm Kuzey Afrikalıların suçlu olarak görülemeyeceğini vurguladı.

Etnik köken nedeniyle olağan şüpheli!

Ancak Mathies, bu hatalı ifade şeklinin, polisin yılbaşı gecesindeki yoğun kontrollerinin meşruluğunu gölgeleyemeyeceğini de belirtti. Geçen sene yılbaşında meydana gelen toplu taciz olaylarının tekerrür etmemesi için geniş çaplı önlemler alan polis, Köln Ana Tren Garı’nda, çoğu Kuzey Afrikalı yaklaşık bin kişiyi kontrol etmiş, bazılarını da gözaltına almıştı.

İnsan hakları kuruluşlarından ise bu uygulama için “etnik fişleme“ eleştirisi geldi. Polisin ya da diğer asayiş görevlilerinin, ortada somut bir gerekçe olmaksızın, sadece kişinin etnik kökenini yansıtan karakteristik görünümünden dolayı “olağan şüpheli“ olarak görülmesine “etnik fişleme-racial profiling“ deniyor.

Örneğin ABD’de bu resmen yasak. Ancak siyahîlerin polisler tarafından vurulduğu olayların son dönemde artması nedeniyle konu, Amerikan kamuoyunda yoğun olarak tartışılıyor. Pek çok kişi, etnikl fişlemenin uygulamada hâlâ varlığını sürdürdüğünü savunuyor.

Holiganlar ve Kuzey Afrikalılar aynı değil

Aynı eleştiri şimdi Köln polisine de yöneltiliyor. DW’ye konuşan Uluslararası Af Örgütü (Amnesty International) Almanya ofisinden Alexander Bosch, sadece etnik kökeni nedeniyle bir insanın olağan şüpheli olarak görülüp kontrol edilmesinin, insan haklarını aykırı olduğunu belirtiyor. Bosch’a göre bu ayrımcı uygulama, aynı zamanda Uluslararası Irkçılıkla Mücadele Konvansiyonu’na da aykırı. Bosch, Köln polisinin tutumunun, toplumdaki önyargıları da körüklemesinden endişe ettiklerini kaydediyor ve ekliyor: “Vatandaşlarda, Kuzey Afrikalı erkeklerin polis tarafından potansiyel suçlu olarak görüldüğü yönünde bir izlenim oluşabilir.“

Holigan diye tabir edilen fanatik futbol taraftarlarına karşı alınan önemlerle etnik kökenden kaynaklanan şüphenin ayrı konular olduğunu belirten Af Örgütü yetkilisi, “Holiganların büyük bir bölümünün zaten poliste kaydı var. Ayrıca onlar gerçekten de potansiyel bir tehlike arz ediyor. Kaldı ki bir takımın taraftarı olmak ya da olmamak, kişinin kendi elinde olan bir şey. Ancak dış görünüş, kimsenin elinde değil. Taraftarlık, değişkenlik arz ederken, etnik özellikler için bu geçerli değildir. İşte Irkçılıkla Mücadele Konvansiyonu da insanların rengi, ırkı ya da ülkesi nedeniyle ayrımcılığa maruz kalmasını önlüyor“ şeklinde konuşuyor.

Polis sendikasından eleştirilere cevap

DW’nin görüşlerine başvurduğu Alman Polis Sendikası Başkan Yardımcısı Jörg Radek, bu eleştirileri yersiz buluyor. Geçen seneki yılbaşı kutlamaları sırasında meydana gelen taciz olaylarına atıfta bulunan Radek, "Bu tür olaylara neden olabilecek kişilerin, henüz tren garındayken kontrol edilmesi sayesinde, taciz ve hırsızlık hadiselerinin tekerrür etmesi önlendi" diyor.

Benzer durumların analiz edilmesi gerektiğini de söyleyen Polis Sendikası yetkilisi, sözlerini şöyle tamamlıyor: “Köln polisinin uygulaması, asgari düzeyde olmuştur. Hukukî açıdan da polis kontrollerine dair tüm ön hazırlıklar yapılmış olup, herhangi bir hak ihlali söz konusu değildir."

Köln Emniyet Müdürü Jürgen Mathies de herşeyin hukuk çerçevesinde gerçekleştiğini vurgulayıp ekliyor: “Yılbaşı gecesi trenlerde taşkınlık yapan son derece agresif kişilerin, gruplar halinde Köln’e gelmekte olduğu ihbarları yapıldı. Polisler de hem bu grupların hem de bireylerin davranışlarını gözlemleyip gerekli kontrolleri yaptı. Bu arada kontrol edilenler arasında sadece Kuzey Afrikalılar değil, Almanlar da vardı.“

© Deutsche Welle Türkçe

Jeanette Cwienk