Türk Cerrahi Derneği Genel Başkanı Prof. Dr. Yeşim Erbil, "Ülkemizde malpraktis (tıbbi hatalar) yasasının olmaması, normal mahkemelerin bu davalara bakması, savcının ve hâkimin doktorun yaptığı işin komplikasyon mu yoksa hekim hatası mı olduğuna karar verememesi hekim aleyhine daha çok kararların çıkmasına yol açtı" dedi.
Yeşim Erbil, "Biz demiyoruz ki hatalı olan hekim yargılanmasın ama bu işin yasası olursa, uzman kişiler bu mahkemelere bakarsa hangisi hekim hatası, hangisi komplikasyon daha sağlıklı değerlendirilir. Böyle olunca da, cerrahi branşları seçmek için hekimler tereddüt yaşamaz. Komplikasyon ile Malpraktis (hata) çok ince bir çizgidir" diye konuştu.
Cumhuriyet'ten Sibel Bahçetepe'ye konuşan Prof. Erbil, "Yurtdışında bu tür davalara, sağlıkla ilgili konulara aşina olan mahkemeler bakıyor. Bu nedenle Malpraktis Yasası acilen çıkmalı diyoruz" dedi.
Sibel Bahçetepe'nin Yeşim Erbil'le yaptığı söyleşi şöyle:
- TUS’ta artık cerrahinin çok tercih edilmediği, bu nedenle puanlarının düştüğü ortaya çıktı. Bunun nedenleri nedir?
Y. Erbil: TUS ilk kez 1987 yılında yapıldı. İlk kez o yıl eylül ayında TUS’a girdim. O dönemlerde, dermatoloji, fizik tedavi gibi bölümlerin puanları çok düşüktü, tercih edilmiyordu, genelde kontenjanları boş kalıyordu. En çok cerrahi, dahiliye, kadın doğum gibi branşlar tercih ediliyordu ve puanları yüksekti. Ama günümüzde tam tersi oldu. Bunun nedeni de son yıllarda hekimlere açılan davalar, uygun yargılanma olanağının olmaması ve hekime şiddetin artmasıdır.
Ülkemizde malpraktis (tıbbi hatalar) yasasının olmaması, normal mahkemelerin bu davalara bakması, savcının ve hâkimin doktorun yaptığı işin komplikasyon mu yoksa hekim hatası mı olduğuna karar verememesi hekim aleyhine daha çok kararların çıkmasına yol açtı. Biz demiyoruz ki hatalı olan hekim yargılanmasın ama bu işin yasası olursa, uzman kişiler bu mahkemelere bakarsa hangisi hekim hatası, hangisi komplikasyon daha sağlıklı değerlendirilir. Böyle olunca da, cerrahi branşları seçmek için hekimler tereddüt yaşamaz. Komplikasyon ile Malpraktis (hata) çok ince bir çizgidir. Diyelim tiroid ameliyatı yaptınız hastanın sinir yaralanması oldu ve sesi kısıldı.
Bu komplikasyondur ama böyle bir hastanın sonrasında takibini yapmaz, ilgilenmezsen bu hata olur. Yurtdışında bu tür davalara, sağlıkla ilgili konulara aşina olan mahkemeler bakıyor. Bu nedenle Malpraktis Yasası acilen çıkmalı diyoruz. Yurtdışında örneğin bir apandisit hastasını 2 günden fazla yatırdığınız zaman derhal devreye giriliyor, komplikasyon var mı diye davalar açılabiliyor, hekimin sigortası devam ettirilmiyor, orada işler daha da sıkı. Hastayı da hekimi de koruyor.
- Bu durum ileride sıkıntı yaratmaz mı?
Cerrahlarda tercih azaldığı için, gelenlerin de bir bölümü istifa ettiğinden 5-10 yıl içinde ciddi bir eksiklik olacaktır.
- Başka hangi faktörler etkili?
Ekonomik nedenler de etkili. İnsanlar riske girmek istemiyor. Ayrıca mecburi hizmette bazı arkadaşlar öyle hastanelere veriliyor ki ameliyat yapacak yer olmadığı için performans toplayamıyor ve puan alamıyor, tayin için uzun zaman orada kalması gerekiyor. Böyle olunca da arkadaşlar istifa ederek özele geçiyor. Sağlıkta Dönüşüm politikalarıyla hekimlik öyle bir yere getirildi ki saygınlık kalmadı, şiddet olayları arttı. Hekimler artık ‘daha az kazanayım kafam rahat olsun, komplikasyon ile uğraşmamayım’ diye düşünüyor’ ne yazık ki.
‘Fransa, İngiltere gibi ülkelerden hekimlerin gelip burada 3-4 bin lira ile çalışacak hali yok. Hükümetin belli hedefi var. 2023’te şu kadar doktor, şu kadar üniversite diye... Böyle yaparak binalara yalnızca tabela asarak tıp fakülteleri açmış oluyorsunuz, buralara öğrenci yolluyorsunuz ama çocuklar nasıl yetişiyor? Yalnızca hedeflenen sayıya ulaşmak için fakülte açar, ithal doktor getirirseniz, hedeflenen sayılara kitlenirseniz, niteliksiz hekimlerle dolar kadrolar. Zaten böyle gidişat var. İÜ Tıp Fakültesi’nde yarıdan fazla öğretim üyesi üniversiteden ayrıldı. İstanbul, Ankara, İzmir’de çeşitli branşlarda öğretim üyesi kaybı oldu. Buralar devlet kurumu ve güzide yerlerdir, devletin bu kurumları koruması ve desteklemesi gerekir. Sorunlar olabilir ancak bu sorunları kurumları yok ederek çözemezsiniz.”
- Kadın genel cerrah olmak zor değil mi? Türkiye’de ortalama 5 bin cerrah var. Bunların 3 bin 600’ü Türk Cerrahi Derneği üyesi ve uzman cerrah olarak 235 tane kadın meslektaşımız var. 11’i profesör, 22 tanesi doçent, 8 tane yardımcı doçent var. Sayımız eskiye oranla biraz arttı ama yine de az. Kadın cerrah olmak zor. Diyelim doğum yaptınız 1 yıl ücretsiz izin aldınız, bu klinikten uzak kalmak döndüğünüzde senin kıdemdaşın 3 senelik olmuş ve senden fazla ameliyat yapmış oluyor. Çünkü ameliyat yapmak çok başka birşey. Özel hayat ile gitmesi biraz daha zor. Anket yapmıştık kadın cerrahların yüzde 50’si ya boşanmış ya da bekâr çıkmıştı.