"Komplo kuramlarına inanıyor olsaydım; 'Ankara'da bir döviz lobisi mi var?' diye sorardım"

"Komplo kuramlarına inanıyor olsaydım; 'Ankara'da bir döviz lobisi mi var?' diye sorardım"

Ekonomi yazarı Uğur Gürses, 24 Haziran'da yapılan çifte seçimlerin ardından hükümetin yaşanan ekonomik krizin sonuçlarına yönelik semptomları, saklama metodu izlediğini söyledi. Gürses, "Algıyı değiştirirsek sorunlar da kalmaz” bakışınınn hâkim olduğunu kaydederek, "Komplo kuramlarına inanıyor olsaydım; 'Ankara’da bir döviz lobisi mi var?' diye sorardım" dedi. 

Gürses'in "İnşaata banknot matbaası" başlığıyla (28 Kasım 2018) kendi blogunda yayımlanan yazısının bir bölümü şöyle:

Son derece tehlikeli bir oyun oynanıyor. Hayır komplo teorisi geliştirmiyorum. Ekonomi yönetiminden bahsediyorum.

Seçim sonrasında ortaya çıkan ekonomik krizi yönetme biçimi soruna dönük değil, sonuçlarına yönelik semptomları saklama, baskılama türü bir tedavi olduğu için, “algıyı değiştirirsek sorunlar da kalmaz” bakışı olduğu için atılan adımlar sorunu daha da derinleşirip, yakın gelecekte potansiyel yeni sorunları su yüzüne çıkarmaya aday.

Hazine borçlanmasında 8 gün önce ilan ettiği ihaleleri 9. gün iptal eden, gerçekleşen ihalelerde de az satışla iki bankanın teklifini piyasa faizi yerine koyarak yapay faiz indirimi peşinde koşan Ankara, bu adıma birkaç adım daha ekledi.

Biri, bankalar ve faktöring gibi finansal kuruluşların birlikleri üzerinden bankalara faiz indirme talimatları verildi. Kredi faizinin yüzde 30’un altına, mevduat faizlerinin de yüzde 25’in altına çekmeleri “tavsiye edildi”. “Aba altından sopa” duruşu ile sonra da devam etti bu.

Bankaların bir bölümü buna uymuyor; çünkü yabancı bankalar bunlar.

Yerli sermayesi olan bankaların uymama lüksleri yok; zira gün sonunda işlem işlem ortalama faiz ve en yüksek faiz bildirimi yapıyorlar BDDK’ya.

Bunun adı; “sopa ile faiz indirimi”.

Faiz düşüşünün temel ekonomik bir nedeni ya da tetikleyicisi yok; tetikleyicisi “sopa”.

Şöyle bir tablo var; tüketici enflasyonu yüzde 25’e vurdu ama ne bundan bir yıl öncesinde yüzde 25’lik bir faiz vardı, ne de şimdi.

Merkez Bankası yüzde 24 faiz uygularken, bankaların mevduat faizi yüzde 24’ün altında.

Peki ne mi oluyor? Kur düştükçe vatandaş, şirketler döviz almaya devam ediyor.

Komplo kuramlarına inanıyor olsaydım; “Ankara’da bir döviz lobisi mi var?” diye sorardım.

Yazının devamı için tıklayın