KONDA Araştırma Şirketi Genel Müdürü Bekir Ağırdır, Türkiye'de ortak yaşama iradesinin kaybedildiğini ifade ederek, “Mesele iktidar partisinin gidip, gitmemesi değildir. Mesele bir partinin az oy alıp alması da değildir. Melese, ortak geleceğe olan inancımızı tazelemek ve yeniden 'biz' duygusuna kapılmak meselesidir” dedi.
Diyarbakır Sanayici ve İş İnsanları Derneği (DİSİAD) Yüksek İstişare Kurulu toplantısı, kentteki birçok iş insanını bir araya getirdi. Toplantının açılış konuşmasını yapan DİSİAD Başkanı Burç Baysal, bölgedeki iş dünyasının en önemli beklentileri arasında çözüm sürecine geri dönülmesi arzusunun olduğunu söyledi. Çözüm sürecinin bitmesiyle yaşanan belirsizliği dile getirdikleri zaman eleştirilere maruz kaldıklarını ifade eden Baysal, OHAL'in ne zaman kalkacağı konusunda yatırımcıların bilgilendirilmesi gerektiğini vurguladı. Baysal, "Evrensel hukuk kurallarının işlenmediği, adalet mekanizmasının yıprandığı bu dönemde ekonomide sürdürülebilir bir büyümenin gerçekçi olmayacağını söylemek isteriz. Ülkemizin en önemli konularından biri de çözüm sürecinin bitmesiyle devam eden belirsizliktir. Bu konuyu ne zaman dile getirirsek maalesef ki siyaset kurumları ve bu konunu muhattapları tarafından sert eleştiriler alıyoruz" dedi.
Toplantıya katılan KONDA Araştırma Şirketi Genel Müdürü Bekir Ağırdır ise, Türkiye'de Kürt sosyolojinin değiştiğini dile getirdi. Türkiye'de yaşayan Kürtlerin yarısının metropollerde yaşadığına dikkat çeken Ağırdır, "Türkiye son 40 yılda gündelik hayatı baştan başa değişmiş, nüfusun yarısı göç etmiş. Türkiye'de şu anda kendini Kürt olarak tanımlayan insanların yüzde 48'i, yani yarısı 5 metropolde yaşıyor. Nüfusunun 2 milyon altı olan yerlerde yaşayan Kürt nüfusu yalnızca yüzde 19'dur. Yüzde 81'i kentleşmiş, hatta yarı metropolleşmiş bir Kürt nüfusu var. Kürtlerde aşiret var, töre var düşünceleri film ve romanlarda kaldı. Kimse bunun farkında değil. Kürt sosyolojisinde değişen şey sadece bugünkü siyasi aktörlerin, sadece PKK, Ak Parti ve HDP ile açıklanabilir bir şey olmaktan çıkalı çok oldu. Türkiye'de sadece Kürtler de değil, Türkiye'de son 40 yılda 31 milyon yetişkin insan göç etmiş, çocuklar hariç. Batı tarihinde böyle bir hareket yoktur. Türkiye nüfusunun yüzde 52'si, 11 metropolde yaşıyor. Dolayısıyla köy enstütüleriymiş, imecelermiş, okuduğumuz o hikayeler, bugünkü Türkiye'nin sosyolojisinde geçerliliği yoktur. Türkiye bir yandan küreselleşmiş, bir yandan metropolleşmiş. Dolayısıyla bizim problemimiz bu yeni hayata uygun devlet nizamının, hukukunun, siyasetinin üretemiyor olmamız, gelip tıkandığımız yerdir" dedi. KONDA olarak yaptıkları anket çalışmaların da da örnek veren Ağırdır, ortak yaşama iradesinin kaybedildiğini dile getirerek, şunları söyledi: "Bugün topluma baktığınız zaman, biz sadece bu Cumartesi ve Pazar günü 7 bin eve gittik, her ay en az 10 bin eve gidiyoruz. Elimde bin tane veri var. Ama, çok temel bir kaç şey paylaşayım, giderek ortak yaşama irademizi, arzumuzu kaybediyoruz. Ortak geleceğe olan inancımızı kaybediyoruz. Mesele iktidar partisinin gidip, gitmemesi değildir. Mesele bir partinin az oy alıp alması da değildir. Melese, ortak geleceğe olan inancımızı tazelemek ve yeniden 'biz' duygusuna kapılmak meselesidir. Ne yazık ki bugünkü siyaset ortamında bunun çok uzağındayız. Herkesin en çok talep ettiği şey adalettir. Adalet derken hepimiz farklı bir şey anlıyoruz, ama hep beraber adalet arıyoruz. Yeniden biz olmak için yapabileceğimiz tek bir şey var, hepimiz elbirliğiyle bu ülkenin geleceğine inanmak, ortak kaderine inanmaktan başka çaremiz yoktur."
Demir Hotel’de yapılan toplantıya Karacadağ Kalkınma Ajansı Genel Sekreteri Hasan Maral, DOGÜNSİFED Başkanı Aziz Özkılıç, TÜMMER Başkanı Raif Türk, DİTAM Başkanı Mehmet Kaya, HDP Diyarbakır Milletvekili Altan Tan, DTSO, GÜNTİAD, DOGÜNKAD ve DİKAD Yönetim Kurulu üyeleri, İHD Diyarbakır Şube Başkanı Raci Bilici ve çok sayıda iş dünyası temsilcisi katıldı.