Türkiye'nin güvenilir kamuoyu araştırma şirketlerinden KONDA, Aralık 16’ Barometresi kapsamında yer alan “Evlilik ve Evlenme Yaşı Tartışmaları ve Cinsel İstismar” raporunu yayımladı. Araştırmaya göre, Türkiye toplumunun yarısı görücü usulü ile evlendiğini belirtirken neredeyse her 10 kişiden biri “kendi iradesi dışında aile büyüklerinin kararıyla” evlendirildiğini söyledi. Karşılıklı karar vererek evlendiğini söyleyenler ise yüzde 41’de kaldı.
3-4 Aralık 2016 tarihlerinde 32 ilin merkez dahil 106 ilçesine bağlı 152 mahalle ve köyünde 2653 kişiyle hanelerinde yüzyüze görüşülerek yapılan araştırmada yaş arttıkça “karşılıklı karar verdik” cevabının azaldığı ve “görücü usulü” ile “aile büyüklerinin kararıyla” cevabının arttığı görülüyor.
49 yaşın üstündeki her on kişiden 6’sı “görücü usulü” ile evlendiğini ifade ederken bu oran 18-32 yaş arasında yüzde 31 olarak görülüyor. Büyüklerin kararıyla evlendirilmek yaş kategorilerine göre azalsa da 18-32 yaş arasındakilerin de yüzde 4’ü “aile büyüklerinin kararıyla” evlendirildiğini belirtti.
Öte yandan, araştırma kişilerin nasıl evlendikleriyle büyüdükleri yer arasında da önemli bir ilişki olduğunu ortaya koydu. Buna göre, kişilerin büyüdükleri yer metropollerden köylere doğru gidildikçe “görücü usulü” ve “aile büyüklerinin kararıyla” evlenmiş olanlar artıyor. Araştırmaya göre, şehirle büyükşehir/metropol ayrımını kıyaslamak ise anlamlı bir fark üretmiyor. Buna göre, köyden şehre geçmek bir farklılık üretse de şehirlerin büyüklüğünün niteliği bir fark üretmiyor.
Kişilerin eğitim seviyesi de nasıl evlendiklerini belirleyen önemli bir etken olarak göze çarpıyor. Lise altı eğitime sahip her on kişiden 6’sı “görücü usulüyle” evlendiğini söylerken, bu oran üniversite mezunlarında her on kişide 2’ye düşüyor. Eğitim seviyesi “aile büyüklerinin kararıyla” evlendirilme konusunda da önemli bir etken olarak dikkat çekiyor. Lise altındaki yüzde 11 olan bu oran, üniversite mezunlarında yüzde 2’ye düşüyor.
Araştırma, kişileri babalarının eğitim seviyesi üzerinden de inceliyor. Buna göre, babası üniversite mezunu olanlar içinde “benim dışımda aile büyüklerinin kararıyla” cevabını veren kimse yer almıyor. Ayrıca babası üniversite mezunu olanlar, baktığımız tüm demografik kümeler içinde en yüksek “karşılıklı karar verdik” cevabını verenler olarak göze çarpıyor.
“Sizce evlilik yaşı kızlar/erkekler için en az kaç olmalıdır?” sorusu sorulduğunda ise Türkiye genelinde en düşük evlilik yaşı kadınlar için ortalamada 21, erkekler içinse 24 yaş olarak öne çıkıyor. Verilen cevaplarda eğitim arttıkça ortalama yaşın hem kadınlar hem de erkekler için arttığı görülüyor. Hayat tarzını modern olarak tanımlayanlar geleneksel muhafazakâr olarak tanımlayanlardan, geleneksel muhafazakâr olarak tanımlayanlar da dindar muhafazakâr olarak tanımlayanlardan hem kadınlar hem de erkekler için daha yüksek yaş söylüyor. Dindarlık seviyesi arttıkça, hem kadınlar hem de erkekler için söylenen yaş düşüyor.
Cevaplar demografik kümeler üzerinden ele alındığında en büyük farkın kadınlar ile erkekler arasında oluştuğu görülüyor. Kadınların yüzde 84’ü kadınlar için en erken evlilik yaşını 18 yaşın da üzerinde olması gerektiğini söylüyor. Erkekler ise kadınların aksine “18 yaş üstü” cevabını yüzde 63 olarak veriyor. “18 yaş altı” cevabını verenler yaş ve dindarlık seviyesi arttıkça, eğitim seviyesi ise azaldıkça artıyor. Erkekler için evlilik yaşı en az kaç olmasına dair sorulan soruya ise Türkiye toplumunun sadece %1’i “18 yaş altı” cevabını verirken yüzde 86’sı “18 yaş üstü” cevabını verdi. Verilen cevaplar evlilik yaşı farkları üzerinden analiz edildiğinde Türkiye toplumunun yüzde 65’inin erkeğin kadından 1 ila 9 yaş büyük olmasını, yüzde 31’in de aynı yaşta olmalarını beklediğini söyledi.
Cinsel istismar mağduru bir kişinin istismar eden kişi ile evlendirilmesini doğru bulup bulmadığı sorulduğunda toplumun yüzde 90’ı bu yargıyı açıkça “kesinlikle yanlış” bulurken, “kısmen doğru” “doğru” ya da “kesinlikle doğru” diyenlerin toplamı ise yüzde 3’te kalıyor.
Seçmen gruplarına göre analiz yapıldığında bu yargıyı en fazla oranda doğru bulanlar AKP seçmenleriyken, “kısmen doğru” “doğru” ya da “kesinlikle doğru” bulanlar AKP seçmenleri içinde yüzde 6’da kalıyor.
Bu soruya kadınlar için en erken evlilik yaşı üzerinden bakıldığında, kadınlar için en erken evlilik yaşını 18’in altında söyleyen küçük kesimin yüzde 12’sinin bu yargıyı “kısmen doğru” “doğru” ya da “kesinlikle doğru” bulduğu görülüyor. Diğer bir ifadeyle, hem kadınlar 18 yaşın altında evlenmesini onaylayan, hem de mağdurun istismar eden kişiyle evlenmesini doğru bulan, araştırmada 2675 kişi arasından denk gelen 11 kişi nüfusun sadece binde dördüne denk geliyor.
AKP'li milletvekilleri tarafından Kasım 2016’da Meclise sunulan cinsel istismar suçlarında fail ile mağdurun evlendirilmesi sonucu cezanın ertelenmesine ilişkin önerge tepki çekmişti.
AKP’li vekillerin Meclis’e getirdiği ancak geri çekilen önergede şu ifadelere yer verilmişti:
“(2) Cebir, tehdit, hile veya iradeyi etkileyen başka bir neden olmaksızın 16/11/2016 tarihine kadar işlenen cinsel istismar suçundan, mağdurla failin evlenmesi durumunda, ceza açıklanmasının geri bırakılmasına, hüküm verilmiş ise cezanın infazının ertelenmesine karar verilir. Zamanaşımı süresi içinde evliliğin, failin kusuruyla sona ermesi halinde fail hakkıdaki hüküm açıklanır veya cezanın infazına devam olunur. Bu fıkra uyarınca fail hakkında hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına veya cezanın infazının ertelenmesine karar verilmesi durumunda, suça azmettiren veya işlenişine yardım edenler hakkında kamu davasının düşmesine veya infazının ortadan kaldırılmasına karar verilir.”
Hükümet yetkilileri önergenin ‘tecavüze af’ anlamına gelmediğini savunmuş, ancak kadınların birçok yerde eylem yaparak önergeye tepki göstermesinin sonucunda Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan, eleştirilerin dikkate alınması gerektiğini belirtmişti.
Başbakan Binali Yıldırım ise cinsel istismarla ilgili önergeyi komisyona geri çekme kararı aldıklarını açıklamıştı. Bunun üzerine önerge tasarıdan çıkarılmıştı.
Raporun tamamını okumak için tıklayın