Konferanstan beklentiler düşük

Konferanstan beklentiler düşük

Cenevre - 2 Konferansı öncesinde Amerikan CNN televizyonu, İngiliz Guardian gazetesi ve Anadolu Ajansı'nda yayınlanan belgeler, gözlerin bir kez daha Suriyelilerin içinde bulunduğu duruma çevrilmesine neden oldu. Belgelere göre, Beşar Esad rejimi altında yaklaşık 11 bin tutuklu sistematik şekilde işkenceye maruz kaldı ve öldürüldü.

Mart 2011 ve Ağustos 2013 arasında çekildiği belirtilen görüntülerin Cenevre-2 Konferansı’na nasıl bir etkisi olabileceğini Alman Ortadoğu uzmanı Michael Lüders şöyle değerlendirdi: "Konferansa fazla etkisi olmaz. Ancak konferans şanssız bir başlangıç yapıyor. İran önce davet edildi, sonra davet geri çekildi. Konferansın organizatörlerinin tam olarak neyi hedeflediği açıklığa kavuşmuş değil. Konferansın kulisinde ciddi bir rekabet mücadelesi yaşanıyor. Bu Suriye'deki esas duruma ışık tutması açısından da önemli. Söz konusu olan bir iç savaş değil, aynı zamanda temsili bir savaş. Burada ABD, orada Rusya, burada Suudi Arabistan, orada İran…"

BM Genel Sekreteri Ban Ki Moon’un İran'ın da Cenevre-2 Konferansı için İsviçre'ye davet edildiğini duyurmasının üzerinden 24 saat geçmeden Ban'ın sözcüsü Martin Nesirky İran'a yapılan davetin geri çekildiğini duyurmuştu. Bazı gözlemciler İran'ın önce davet edilip, daha sonra davetin geri çekilmesinin nedeninin İsrail olduğu görüşünü savunuyor.

Uzmanlar İran olmadan Suriye anlaşmazlığının ise çözülemeyeceğini düşünüyor. Tahran’ın Lübnan Hizbullahı ile Batılı ve radikal Sünni muhalif gruplara karşı Esad'ı desteklediğini belirten uzmanlar; nüfusunun çoğunlu Şii olan İran'ın Sünnilerin ağırlıkta bulunduğu bölgede dini çıkarları olduğunu vurguluyor.

Suriye'de 2011 yılından bu yana en az 130 bin kişi öldü, 6 milyondan fazla Suriyeli ülkeyi terk etmek zorunda kaldı, yaklaşık 9 milyon 300 bin Suriyeli ise insani yardıma muhtaç durumda bulunuyor. İnsan hakları ve yardım kuruluşlarının Cenevre-2 Konferansı'ndan en büyük beklentisi ise kriz bölgelerindeki Suriyelilere destek olabilmek için bir yardım koridoru oluşturulması.

Sosyal Demokrat Parti'nin Meclis Grup Başkan Yardımcısı Rolf Mützenich de aynı görüşü paylaşıyor: "Sadece saatler için dahi olsa insanları çatışma bölgesinden çıkartmak için ateşkes sağlamak zorundayız. Artık insani soruları sorma zamanı gelmiştir. Özellikle de silah sevkiyatı ve çatışmaların daha da yayılması konusunda sadece İran değil tüm tarafların bu anlamda destek vermekten vazgeçmesi gerekmektedir."

Hizbullah yok

Cenevre - 2'ye Şam hükümetini temsilen Suriye Dışişleri Bakanı Velid Muallim başkanlığında bir heyet, Suriye muhalefetini temsilen ise Suriye Koalisyonu temsilcileri ve diğer muhalif grupların temsilcileri katılıyor. Radikal Şii Hizbullah ise konferansta temsil edilmeyecek.

Esad'a bağlı güçler Suriye'nin birçok bölgesinde üstünlüğü ele geçirmiş durumda. Muhalif gruplar ise hala bir bütünlük sağlayabilmiş değil.

Suriye muhalefeti de barış görüşmelerine pek umutlu gitmediklerini açıkladı. Suriye Muhalif ve Devrimci Güçler Ulusal Koalisyonu'ndan Bedir Camus "Şam'dan gelen heyete her şeyden önce barış görüşmelerini başarısızlığa uğratmak için muhalefet içinde huzursuzluk yaratma emri verildiğini biliyoruz” şeklinde konuştu.

Hükümeti temsil eden heyetin neredeyse tamamen Dışişleri Bakanlığı memurlarından oluştuğunu belirten Camus, bu kişilerin kesinlikle karar alma yetkisi olmadığını belirtti. Camus, "Esad eski Suriye Devlet Başkan Yardımcısı Faruk El Şara'yı gönderseydi, ciddi şekilde görüşmelere hazır olduğu sinyalini vermiş olurdu" yorumunu yaptı.