Konjonktür uyarsa sonrası bağımsızlık!

Konjonktür uyarsa sonrası bağımsızlık!

T24 - Çiçek, BDP’lilerin ‘demokratik özerklik’ talepleriyle yapılmak istenenin Kuzey Irak’takine benzer bir model oluşturmak olduğunu söyledi. Çiçek, konjonktür uygun olduğunda da istedikleri yere varacaklarını söyledi.

Başbakan Yardımcısı Cemil Çiçek, BDP’lilerin “Demokratik Özerklik” talepleriyle ilgili olarak, “Yapılmak istenen şey ‘Kuzey Irak’taki modele benzer Türkiye’de bir model oluşsun, sonra da şimdi bağımsızlık ilan etmek risklidir, bunun bedeli var. Konjonktür ileride uygun olduğunda da biz varmak istediğimiz yere varalımdır’” dedi.

Çiçek, dün CNN Türk’te yayımlanan “Ne Oluyor?” programında yöneltilen, “ Demokratik özerklik konusunda ne düşünüyorsunuz?” sorusuna şöyle yanıt verdi:“Demokratik özerklik denilen şey, Türkiye’de Kuzey Irak’taki yapıya benzer bir yapı oluşturmaktır. En kestirmesi en anlaşılırı. Öyle demokratik özerklik, yerel yönetimler falan filan bu kadar lafa bu işi boğmayalım. Yapılmak istenen şey Kuzey Irak’taki modele benzer Türkiye’de bir model oluşsun, sonra da şimdi bağımsızlık ilan etmek risklidir bunun bedeli var, konjonktür ileride uygun olduğunda da biz varmak istediğimiz yere varalım.

‘Boykot yapın’ diyor

Benim anladığım budur. Ama şimdi bu telaffuz edilmiyor. Bu riskli bulunuyor. Konjonktörün buna müsait olmadığı ifade ediliyor. Ama bu arada iş oraya gelebilsin diye, ‘Türkiye soykırım yapıyor’ deyin, ‘Türkiye şunu yapıyor’ deyin konuyu siyasallaştırın, başka uluslararası güçleri bu işe müdahil edin. Birleşmiş Milletler dahil, onu katın bunu katın sonuçta bu Türkiye’yle olmuyor, bugünkü sistemle olmuyor. ‘Evet’, ‘Hayır’ demiyor, ‘boykot yapın’ diyor. Dolayısıyla onları bunları bu işin içerisine katalım Türkiye’yle olmuyor. İşte Kosova diyor bilmem ne diyor. Kuzey Irak’taki modele benzer model oluşsun Türkiye’de, bununla da olmuyor diyelim. Bir adım sonra konjonktür uygun olduğunda varmak istediğimiz öbürüdür, şimdi bunu söyleyelim. BDP’nin demokratik özerklik konusundaki samimiyetinden şüphe duyuyorum. Adamların öldürüldüğü bir yerde, kan döküldüğü bir yerde samimiyet olur mu?”