Son üç yılda çok sayıda şirketin başvurduğu, zor durumdaki işletmelerin borçlarını zamana yayarak ödemelerini sağlayan konkordato sisteminin, kurtarılması mümkün olmayan ‘zombi' firmalarca suistimal edildiği belirtiliyor.
Dünya’dan Hüseyin Gökçe’nin haberine göre, Ankara Sanayi Odası (ASO) Başkanı Nurettin Özdebir, Türkiye'de alacak tahsilat oranlarının Avrupa'ya göre çok düşük olduğunu belirterek, borç-alacak sisteminde ciddi suistimallerin olduğunu söyledi.
Alacak sorunlarının çözümü için finansal yeniden yapılandırma ve konkordato gibi müesseselerin işletilmeye başladığını kaydeden Özdebir, “Normalde, varlıkları borcunu karşılayabilecek firmaların konkordatoya girmesi gerekirken, sistem iflas ertelemelerde olduğu gibi zombi firmaları kurtaracak hale geldi. Nasıl insan doğup, yaşayıp ölüyorsa; aslında iyi yönetilemeyen firmaların da ölmesine izin verilmeli. Bunları yüzdürmeye çalışmanın faturasını millet ödüyor. Sistem istismarı önleyecek şekilde düzenlenmelidir" dedi.
Konkordato komiserliği yapan Avukat Esin Civelek, konkordato sürecine giren firmalarla ilgili dosyalarda olumlu sonuç alınamamasının en büyük sebeplerinden birinin bankalar olduğunu iddia etti.
Bankaların rehinsiz alacaklarının önemli kısmını Kredi Garanti Fonu (KGF) aracılığıyla kullandırılan kredilerin oluşturduğu bilgisini veren Civelek, “Bankalar, bu alacakları için oylama aşamasına gelince çoğunlukla olumsuz oy kullanıyorlar. Çünkü firmadan alacağını uzun vadelerde tahsil etmek yerine, KGF garantörlüğüyle kullandırdığı krediyi devletten tahsil etmenin daha kolay olacağını düşünüyor” diye konuştu.
Bankalar dışındaki alacaklıların ise genellikle olumlu yönde oy kullandıklarını belirten Civelek, bu firmalara konkordato döneminde çoğunlukla mal vermeye devam ederek ticari ilişkilerini de devam ettirdiklerini vurguladı. Bankaların oy kullanması halinde, konkordato projesi onaylanan şirketlerin sayısının artacağını söyleyen Civelek, “Tasdik edilen konkordato projelerinin sayısının henüz çok fazla olmaması, konkordato sisteminin eleştirilmesine de yol açabiliyor. Yalnız burada göz önünde bulundurulması gereken önemli bir husus da, oylama öncesinde firmaların alacaklıları ile anlaşarak bu süreçten, feragatle çıkması ile sonuçlanan ciddi sayıda dosya da var” dedi.
Konunun muhatabı olan bankalarsa, sistemin işleyişinin engellendiğine yönelik iddiaların doğru olmadığını savundu. KGF teminatını kullanarak tahsilat yapabileceklerine ilişkin iddianın doğru olmadığını belirten bankalar, temerrüde düşen kredinin yapılandırılmadan KGF’den tahsilata götürülemediğini bildirdiler. Konkordatoda, tahsil cirosuyla temlik cirosunun farklı olduğunun altını çizen bankacılar, temlik cirosuyla geçen çeklerin mülkiyetinin bankalarda olduğu için bunların konkordatoyla ilgisi bulunmadığını kaydettiler.