Türk Lirası bu yıl Amerikan Doları karşısında yüzde 30'a yakın değer kaybetti. Bu süreçte konkordato ilan eden şirketlerin sayısı yüksek oranda arttı.
Özellikle Ağustos ayında Dolar/TL kurunun 7,24 ile tarihi zirvesini görmesi ve yaşanan kur krizinin ardından şirketlerin döviz cinsinden borç yükünün artması, borçlarını ödeyemez hale gelmelerine, bu da alacaklıları ile anlaşma yapmalarına yol açtı.
Konkordato, şirketlerin borçlarının yeniden yapılandırılması için başvurdukları hukuki bir yöntem.
Mali durumu bozulmuş olan borçlunun, borçlarını belli bir oranda ve vadede ödemesine ilişkin alacaklıları ile yaptığı ve mahkemece onaylanan bir anlaşma niteliği taşıyor.
Net bir veri bilinmemekle birlikte uzmanlar daha önce yılda ortalama 300 şirketin iflas ertelemeye başvurduğunu, Mart ayından sonra bu rakamın şimdiden en az üçe katlandığını söylüyorlar.
Ticaret Bakanı Ruhsar Pekcan, Aralık ayı içinde yaptığı açıklamada konkordato ilan eden şirketlerin sayısıyla ilgili olarak, "Anonim şirketlerde 294'e, limited şirketlerde 552'ye, toplam 846'ya ulaştı. Bunun 282'si İstanbul, 115'i Ankara, 65'i İzmir, 46'sı Kocaeli, 28'i Mersin, 25'i Bursa, 13'ü Hatay, 14'ü Kayseri, diğerleri de 260 civarında" demişti.
TBMM Adalet Komisyonu Başkanvekili, AKP Bartın Milletvekili Yılmaz Tunç ise Türkiye'de şirket sayısının 930 bin, son 8 ayda konkordato talep eden şirket sayısının 1.401 olduğunu belirtti:
"11 konkordato talebi kabul edilmiş, 100'ü dava şartı yokluğundan reddedilmiş, 129'u sübut bulmadığından reddedilmiş. Verilen karar sayısı da 382."
Konkordato başvurusu kabul edilen şirketlerde alacaklılar haciz işlemi yapamıyor, bankalar kredilerini isteyemiyor, ipotekler satışa çıkarılamıyor ve devlet bir çeşit geçici koruma sağlamış oluyor.
Yıllardır mevcut olan konkordato uygulaması, Mart 2018'de iflas ertelemenin tamamen kaldırılmasıyla daha fazla talep görmeye başladı.
2003 yılında yürürlüğe giren iflas erteleme, 15 Temmuz darbe girişimi sonrası ilan edilen olağanüstü hâl (OHAL) ile askıya alınmış ve 15 Mart 2018'te yürürlüğe giren bir torba yasa ile tamamen kaldırılmıştı.
Bazı avukatların "Üzerine ölü toprağı atılmış bir müessese" olarak tabir ettiği konkordato ise iflas ertelemenin kaldırıldığı bu tarihten itibaren daha işlevsel bir yapı kazandı.
Bugüne kadar basına yandığı kadarıyla konkordato ilan eden bazı firmaların hangileri olduğunu derledik.
Hürriyet gazetesinin haberine göre İzmir'de çok uzun zamandır hizmet veren Ekomar market zinciri, konkordato talep eden şirketlerden biri oldu.
Bir süre önce mali sıkıntı yaşamaya başlayan Ekomar için İzmir Asliye Ticaret Mahkemesi'nde konkordato talepli dava açıldı.
Sunulan proje ile birlikte şirketin yeniden toparlayabileceği kaydedildi.
Mahkeme, Ekomar için üç aylık geçici mühlet verdi. Şirket faaliyetlerinin denetimi için konkordato komiseri atadı.
İzmir'de 1975 yılından beri perakende sektöründe çalışan Karaduman ailesinin kurduğu bir market zinciri olan Ekomar, 11 şube ve yaklaşık 200 çalışanı ile hizmet veriyor.
Konkordato haberlerinin en çok kapsadığı sektörlerin başında ulaşım geliyor.
Ulusoy Ulaşım, konkordato ilan eden en son şirketlerden biri.
1937 yılından beri ulaşım hizmetleri veren Ulusoy Ulaşım'ın başvurusu üzerine Anadolu 1. Asliye Ticaret Mahkemesi'nde görülen duruşmada üç kişi konkordato komiseri olarak atandı.
Şirkete konkordato süreci kapsamında 3 ay geçici mühlet verildi.
İcra ve İflas Kanunu'nda yapılan değişiklik ile geçici mühlet müessesesi getirilmişti.
Mahkeme bu üç aylık süre dolmadan borçlunun veya geçici komiserin yapacağı talep üzerine geçici mühleti en fazla iki ay daha uzatabiliyor, uzatmayı borçlu talep etmişse geçici komiserin görüşü alınıyor.
Komiserler geçici mühlette borçlunun projeyi uygulamasını izliyor, borçlunun faaliyetlerine nezaret ediyor ve bunu mahkemeye raporluyor.
Konkordato ilan eden ulaşım şirketlerinden biri de Pamukkale.
Şirketin İzmir Ticaret Mahkemesi'ne başvurusu üzerine Pamukkale Turizm ve şirkete bağlı iki iştirak için konkordato kararı verildi.
600 otobüsü olan şirket, yaptığı açıklamada seferlerin normal seyrinde süreceğini belirtti:
"İçinde bulunduğumuz ekonomik şartların yarattığı olumsuzluklar sonucu borçlarımızı yapılandırmak zorunlu hale geldi. Bu kısa yapılandırma ve planlama sürecinde amacımız 3500 çalışanımız, aileleri, iş ortaklarımız ve yolcularımızdan oluşan tüm Pamukkale Turizm ailesinin haklarını korumak ve yolumuza çok daha sağlam adımlarla devam etmektir. Seferlerimizde hiçbir değişiklik olmayıp normal seyrinde devam edecektir."
Adını Denizli'deki Pamukkale'den alan Pamukkale Turizm, Bababalım ailesi tarafından 16 Ocak 1962'de kurulmuştu.
1938 yılından beri üretim yapan ve Türkiye genelinde 162 satış noktası olan moda markası Hotiç de konkordato isteyen şirketlerden.
Şirketin CEO'su Alihan Hotiç, yaptığı açıklamada şirketin konkordato ilan ettiğini duyurdu.
Alihan Hotiç, açıklamasında şu ifadeleri kullandı:
"Son dönemde piyasalarda yaşanan nakit akışı sıkışıklığı, TL'de yaşanan aşırı değer kaybının piyasa faizlerini öngörülebilir düzeyin çok üzerine çıkarması sebebiyle şirketimiz, kısa vadeli ödemelerde sıkıntı yaşamaya başlamıştır. Bu süreç, ticari faaliyetlerimizi de etkiler hale gelmiştir.
"Piyasa koşullarına uyum sağlamak adına, mevcut ödeme yapımızda sürdürülebilir değişikliklere gitmek, bazı tedbirler almak ve yasal süreçleri devreye koymak adına Yönetim Kurulu kararı ile yeniden yapılandırma sürecini başlatmış bulunmaktayız."
1970 yılından beri plastik ve metal ambalaj üretim sektöründe faaliyet gösteren Eminiş Ambalaj da Kamu Aydınlatma Platformu'na (KAP) gönderdiği yazılı açıklamada konkordato ilan ettiğini duyurdu.
Gebze Asliye Hukuk Mahkemesi'ne konkordato talebinde bulunan şirket, bu talebinin nedenlerini yaptığı açıklamada şu şekilde sıraladı:
Eminiş Ambalaj'ın hisse senedi yılın başından beri yüzde 75'e yakın değer kaybetti.
Şirketin üçüncü çeyrek bilançosuna göre kısa vadeli 15,35 milyon TL borcu var; ticari borcunun miktarı ise 54 milyon TL.
Beyaz et ve yumurta üretiminin önemli markalarından Keskinoğlu Tavukçuluk, 11 Haziran'da konkordatoya başvurmuştu.
Sözcü gazetesinden Derin Gökçe'ye bir açıklama yapan şirket, konkordato sürecinin bir yıl daha uzatıldığını aktardı:
"11 Haziran 2018 tarihinde ticari faaliyetlerimizi aralıksız devam ettirebilmek adına başvurduğumuz konkordato için şirketimize tanınan 5 aylık geçici mühlet, finansal tablolarımızın incelenmesinin ardından Akhisar 1. Asliye Hukuk Mahkemesi'nin takdiriyle kesin süre olarak 12 ay daha uzatıldı.
"Bu sürede, devlet tarafından atanan komiser heyetinin yapacağı planlama doğrultusunda, alacaklılarımızla anlaşma yoluna giderek; geçtiğimiz 5 ay boyunca durdurulan ödemelerimizi yapmaya başlamayı hedefliyoruz."
1984 yılından bu yana süt ve süt ürünleri sektöründe faaliyet gösteren Yörsan Gıda Mamulleri Sanayi ve Ticaret A.Ş. de konkordato talep eden şirketler arasında yer alıyor.
Şirket konkodato talebiyle ilgili olarak Bloomberg HT'ye şöyle bir açıklama yaptı:
"Şirketimiz, ekonomik faaliyetin kesintisiz olarak devam etmesi ve telafisi imkansız mağduriyetlerin oluşmaması adına uzun zaman azami çaba göstermiş, elindeki tüm enstrümanları sonuna kadar kullanmış, her türlü opsiyonu değerlendirmek sureti ile çıkış yolu bulmaya çalışmıştır.
"Tüm bu çabaların sonunda, işletmenin bütünlüğünün bozulmaması ve sürdürülebilirliğinin zedelenmemesi kaydıyla tüm çalışanlarının ve diğer paydaşların haklarının korunması, alacaklıların alacaklarına tam ve eksiksiz olarak kavuşmalarını temin etmek amacıyla 09 Ekim 2018 tarihinde konkordato kurumuna başvurmuştur."
Şirket yaptığı açıklamada ayrıca konkordato korumasında bir yeniden yapılandırma planını uygulamaya koyduklarını aktardı.
2014 yılında Dubai merkezli Abraaj Group ve Avrupa İmar ve Kalkınma Bankası (EBRD) Yörsan'ın yüzde 80 hissesi için yaklaşık 360 milyon dolar yatırım yapmış ve şirketin kurucularından Şerafettin Yörük yüzde 20 hisseyle şirkette kalan tek kurucu ortak olmuştu.
Ancak bu yaz aylarında Şerafettin Yörük'ün adil olmayan sermaye artırımlarıyla şirketteki hisselerinin yüzde 20'den yüzde 3'e inmesine neden olduğu gerekçesiyle Abraaj aleyhine üç dava açtığı ortaya çıkmıştı.
İki kaynağın Bloomberg'e verdiği bilgiye göre Abraaj, Yörsan'ın satışı için bir yatırım bankasını yetkilendirdi.
Bu kaynaklardan ikisi uluslararası, üçü de yerli olmak üzere beş potansiyel yatırımcı ile görüşmelerin devam ettiği kaydedilmişti.
Bloomberg'de yer alan verilere göre Abraaj ve EBRD, 2014'te Yörsan hisselerinin satın alınması için Garanti Bankası ve Yapı Kredi'den 2022 vadeli 107 milyon dolarlık kredi sağlamıştı.
Türkiye'nin en eski ayakkabı markalarından Yeşil Kundura'nın 13 Eylül'de İstanbul 1. Asliye Ticaret Mahkemesine yaptığı konkordato başvurusuna olumlu yanıt geldi.
1948 yılından bu yana üretim yapan şirket faaliyetlerinin denetimi ve onayı için iki konkordato komiseri atandı.
Yeşil Kundura Yönetim Kurulu Başkanı Hüseyin Kızanlıklı, konuyla ilgili olarak şu açıklamayı yaptı:
"Son dönemde, ülkemizde yaşanan; yüksek faizlerin uzun vadeli yatırımlara imkan vermemesi, TL'de yaşanan değer kaybı neticesinde satışların giderek azalması, ithal girdilerin kurdaki dalgalanmalardan etkilenmesi ve bunun gibi birçok olumsuz ekonomik gelişme nedeni ile kısa vadeli ödemelerimizde yaşanan güçlükleri bertaraf etmek, ticari faaliyetlerimizi korumak, müşterilerimizin, tedarikçilerimizin, bayilerimizin ve diğer iş ortaklarımızın bu zorlu süreçten daha da olumsuz etkilenmesini önlemek amacı ile Av. Ertuğrul Kılınç aracılığı ile konkordato başvurusu yapma kararı almış bulunmaktayız."
Konkordato ilan eden diğer firmalar arasında; mücevher şirketi Gilan, halı sektöründen Angora Halı, akaryakıt firması Çekoil, 2008 yılında vergi rekortmeni şirketlerden olan Emay İnşaat, üçüncü havalimanı, Rixos, Swissotel ve Four Seasons Otelleri gibi yapıların inşaatlarında görev alan DSG inşaat, akaryakıt dağıtım şirketi Remoil, market zinciri Makro Market, tekstil sektöründen Mendo İç Giyim, Türkiye'nin en büyük üç plastik boru üreticisinden biri olan Dizayn Boru, araç kiralama sektöründen Euronet Car Rental, Aker İnşaat, ayakkabı üreticisi BETA Ayakkabı da bulunuyor.